4.BÖLÜM: "İLK İŞ GÜNÜ"

20.8K 951 138
                                    

İyi okumalar;

Şirkete girdiğimde her yerin fazla gösterişli ve havalı olması gerçekten beni yormuştu. Ben bu hayatı yeterince yaşamış, görmüş ve tatmıştım. Kıyafetler hariç bana göre hepsi boştu.

Bay ukalanın odasını öğrendikten sonra asansöre binip en üst katın düğmesine bastım.

Tamı tamına 85. Kata odasını yapmıştı beyefendi. Eh tabi o tatmin olmaz egosunu 85 ten aşağısı da kurtarmazdı ne de olsa!

85. Kata çıkmam 15 yada 20 dakikamı almıştı galiba. Üstelik birde hızlı asansörü kullanmama izin vermemişlerdi. Neymiş efendim orası sadece üst mertebede olanlar içinmiş. Sanki ben üst mertebeden değilim.

Asansörden çıkınca sadece 2 oda olan kocaman bir yer vardı. Burası aşağılara hiç benzemiyordu. Asansör camlı olduğu için çıkarken görmüştüm ve her yer yeteri kadar şaaşalıydı.

Burası ise tam tersiydi. Bütün renkler ya siyah ya gri. Kasvetliydi. Aynı o uyuz soğuk nevale adam gibiydi.

Arkamı kapılara dönüp koridorun diğer tarafında neler var diye incelerken. Birden arkamdaki kapı açıldı ;

"Ben de sizi bekliyordum Bade hanım. Oldukça dakiksiniz. Ne 1 dakika geç, ne 1 dakika erken."

Bu ses Arat'a aitti. Beyefendimiz galiba bu katı kendine özel olarak yaptırmıştı.

Yavaşça ona döndüm. Aramızda baya bir mesafe vardı. Ancak bu adamın arsızca beni baştan aşağı süzmesi sinirimi bozmuştu. Birazcık oyun oynayabilirdim. Hep o mu oynayacaktı benimle?

Topuklu ayakkabılarımın zeminde çıkardığı güzel seslerle ona doğru tek kaşımı kaldırarak ağır bir şekilde yürümeye başladım.

O ise benim ona cevap vermememe ve ona doğru yürümeme şaşırmış bir hali vardı. Ancak sonra kendini toparlayıp, kaşlarını çattı.

Tam önüne geldim ve ona biraz baktıktan sonra yanından geçerken;

"Bu kadar yavaş bir asansörünüz olduğunu bilseydim, daha erken geleceğimden emin olabilirdiniz." deyip, onun çıktığı arkada açık olan kapıdan girdim.

Karşımda oldukça zevkle düzenlenmiş bir çalışma odası vardı. Hemen uzağında camlarla kaplı bir toplantı odası. Gerçekten harika gözüküyordu.

Kapıya baktığımda Arat'ın gelmediğini, üstelik arkası dönük bir şekilde ellerini yumruk yaptığını gördüm. Sarsılmaz egosunu sarsmıştım galiba.

"Orada daha fazla ne kadar dikilmeyi düşünüyorsunuz Arat bey. Bir an önce gelseniz, ben de işime başlasam olur mu ? "

Bir şeyler homurdandı ancak uzağımda olduğu için iyi algılayamamıştım. Paşamız kim bilir bu sefer neyin kibrini yapıyordu.

Derin bir nefes soluyarak arkasını döndü, gözlerime bakmayı bir an bile kesmeden içeri girdi. Kapıyı yavaşça kapattı ve ona ait olduğunu düşündüğüm çalışma masasının arkasındaki koltuğa oturup eliyle benimde oturmam için hareket yaptı.

Bende oturduktan sonra, önüme bir dosya koydu.

"Gereken bütün bilgiler bunun içinde. Umarım yüzümü kara çıkarmaz, ve sizin için sağladığım imkanların hepsinin karşılığını bana verebilirsiniz Bade hanım!"

"Emin olabilirsiniz ki yüzünüzü önünüze eğdirmeyeceğim. Güzel bir proje sonucu yeni inşaatlar kurulacaktır. Ancak bana sadece önem verdiğiniz birşey söylemenizi istiyorum, konsepti ona göre yapacağım." Dediğimde uzun uzun gözlerime baktı.

DUBAİ MASALI (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin