20.BÖLÜM: "BURADA KOPUKLUK OLACAĞINI BİLİYORDUM"

11.2K 593 192
                                    


İYİ OKUMALAR :)

Karşımda ki adam her gevşek gevşek güldüğünde vücudumdaki tüm tüyler havaya kalkıyordu adeta. Gecenin bir saati, karanlık bir depoda, elleri, ayakları bağlı sandalyede otururken nasıl bu kadar umursamaz duruyordu! İçki bende kesinlikle iyi kafa yapmıştı. Metin'i dinleyip, ayıldıktan sonra gelmeliydim.

"Eee böyle bakışmak için mi getirdin beni buraya Arat SİPAHİOĞLU!"

İsmimi haykırarak söylemesiyle kaşlarım derinden çatılıp, kafam daha demin depoya girmeden önce buz gibi su akan çeşmeden suratımı yıkadığım için yavaş yavaş ayılmaya başlamıştı.

"Hayır..." diyerek ellerimi cebime sokup sandalyenin etrafında dolandım. "Senin için daha farklı planlarım var..."

Evet kesinlikle daha farklı planlarım vardı. Ağız burun kırmak gibi!

"O planlarının kafanda oluşmasını sağlayan baş karakter de Badedir mutlaka!" diyen ve hala piç gülümsemesini silmeyen adama baktım. Benimle ilgili bir çok şey biliyormuş gibi davranıyordu. Ve bu benim epeyce sinirimi bozmuştu.

"Ben bu adama kıl oldum Arat!" diyen Metin'e yandan baktım. Tam ona cevap verecekken "cık cık" diyerek kafasını iki yana sallayan adama baktık ikimizde.

"Bence ben sizin işinize çok yarayacağım gençler..."

BADE

Beynimin içinde çanlar çalıyormuş gibi hissediyordum. Hayatım olurunda gitmese bile, en azından düzenli bir yaşam sürdürmeme yetiyordu. Sevgisizlikten boğulduğum için şikayet ederken, sevgimin sahibini yakalayamadan kaçırmıştım. Ya bende çok büyük bir problem vardı, yada kesinlikle uğursuzun önde gideniydim. Önce ailem, sonra arkadaşlarım, şimdi ise Arat. Herkes gitmiş, yine yalnızlığa mahkum edilmiş gibi hissediyordum.

Dün Kerem'le konuşmamızdan sonra, beynim ve kalbim sonunda ortak noktada buluşmuşlardı. Vücudumdaki tüm işlevler, Arat Arat derken ben nasıl bu kadar kör olabilmiştim ? Ailemin hırsını, ailemden başka herkesten çıkarıyordum. Hayatımı mahvettiği konusunda hala kararlıydım. Adam gibi karşıma çıksa, bana kol kanat gerse belki de hayatımda olan tüm problemler tek tek çözülebilirdi.

Ama o kenarda durmuştu. Hangisi daha iyiydi bilmiyorum. Aklım çok karışıktı, bu karmaşanın tüm cevapları ise tek bir adamda saklıydı. Arat Sipahioğlu. Adı bile görkemli olan adam...

Tüm gece uyumadığım için, gözlerimin altında mor halkalar oluştuğuna emindim. Aynanın karşısına geçtiğimde bunu net bir şekilde görmüştüm. Kaç gündür işe gitmiyordum. Artık toparlanmalıydım, benim doğamda ne olursa olsun yılmak yoktu. Hem seven adam, seven kadın vardı bu hikayede. Belki bu sefer şans bana döner, sonu mutsuz değil mutlu biterdi.

Telefonumun sesi odada yankılandığında, masanın üzerinden elime alıp arayana baktım. Sekreterimin aramasıyla, bugün işe gelip gelmeyeceğimi soracağını biliyordum. Sabahki rutin işlem haline gelmişti bu soru artık.

"Alo."

"Bade hanım, kusura bakmayın rahatsız ediyorum. Bugün işe gelmeniz gerekiyor, yeni alışveriş merkezi için Almanya'dan sponsorlar gelicek. Arat beyin de bu toplantıya katılması gerekiyor. Acaba siz mi haber verirsiniz ben mi sekreterine ulaşayım ?"

Arat'ın ismi beynimde ki çanlarda yankılanmaya başlamıştı. Aklım gibi, kalbim de kafayı yediği için orası da pır pır olmuş uçuyordu. Ve ben tutamıyordum, üstelik yetişemiyordum! Sevgi böyle bir şey miydi ? Yoksa bu aşk mıydı ? Bunu bile ayırt edemeyecek kadar cahildim. Ve ben birincilikleriyle bilinen Bade KARAER bu sefer boka batmıştı.

DUBAİ MASALI (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin