10.BÖLÜM: "PERİ KIZI"

16.4K 726 38
                                    

Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; Ten'e değil, kalbe dokunacaksın.
-Bob Marley

Genç adam hayatı boyunca sadece yaşamak için yaşamıştı. İyi, zengin bir aile, muhteşem bir popülerlik ünvanı ve bu ünvanın getirdiği tonlarca arkadaşlık.

22 yaşına kadar da bu böyle devam etmişti...

22 yaşında babasının kalp rahatsızlığından dolayı kriz geçirmesi nedeniyle hastahaneye kaldırılması onun tüm hayatını baştan şekillendirilmesine neden olmuştu.

Babası artık stresten ve yorgunluktan uzak durması gereken yaşlı ve emekli bir adama terfih etmişti.

Genç adam için ise çapkın ve yakışıklı ünvanını geride bırakıp sert ve yakışıklı iş adamı kimliğine bürünme zamanı gelmişti.

Üniversiteyi bitirir bitirmez şirketin başına geçmiş iyi yerlere gelebilmek için 1 sene boyunca didinmiş durmuştu. Babasının ona bıraktığı imparatorluğu adeta yeniden yaratmış ve en üst mertebelere getirmişti.

İstanbul da ailesinden uzakta okuyup, kendi hayatını yaşayan bir gençten böyle bir iş aşkı kimse beklemediği için başlarda şaşırsalar da sonralarda herkesten tebrikler almaya başlamıştı Arat.

Bütün çevresinin İstanbul'da olması nedeniyle orada da bir şirket kurmak istemesine karşı çıkmamıştı babası.

Ona göre oğlu; herşeyin iyisini bilen bir adam olmuştu. Başlarda Azat bey oğlunun havai davranışlarından şımarık ve çapkınlarından çok korkmuştu. Ne yalan söylemek gerekirse de oğlunun böyle bir adam olacağını gözleriyle görse inanmaz konumundaydı! Oğlu onu şaşırtmış tüm başarılarını önünü sunmuştu ya, şimdi gözü kapalı bir şekilde bile olsa sonuna kadar oğlunun arkasında durmaya yemin etmişti yaşlı adam.

Arat babasından onayı alır almaz 1 hafta boyunca İstanbul'la bağlantılar kurup neler yapabileceğini, hangi şirketlerle ortak olabileceğinin araştırmasını yapmıştı.

23 yaşına gelmiş, aklı başında biri olarak her adımını 1 senedir dikkatle atar, ölçmeden, tartmadan, danışmadan hiç bir zaman hareket etmezdi. Böyle de kazanmıştı ya zaten!

Bunların yanında ne kadar iş hayatına kendini adamış olsa da, küçük kaçamaklar yapmayı ihmal de etmiyordu! Kuzeni Metin ile haftasonlarını kendilerine ayırıp ya eğlence mekanlarında eğleniyorlar ya geziyorlar ya da ihtiyaçlarını karşılıyorlardı işte.

Aşka veya sevgiye hiç bir zaman inanmayan bu iki genç adam amansız bir arayışla hayatlarının sadece iş, zevk ve ihtiyaçtan olduğunu düşünüyorlardı.

Arat aşkı her zaman bir yanılma veya hata olarak görüyordu. Onun için de; yanılma veya hata diye bir şey yoktu.

Ta ki İstanbul'da verilen bir davette piyano çalan peri kızını görene kadar...

**

Bade karşısında kendisine eğlenen gözlerle bakan adamın suratına okkalı bir tokat geçirmek istiyordu ama tutulup kapıya yaslanan elleri buna izin vermiyordu.

Arat ise böyle bir ihtimali ortadan kaldırmak için kızın ellerini sıkı sıkı tutuyordu. Hadi bakalım Bade hanım siz mi daha zekisiniz yoksa ben mi? Unutmamak gerek aşık bir adam herşeyi yapar... diyerek içinden söyleniyordu.

DUBAİ MASALI (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin