Arkadaşlar, telefonumun ekranı komple kırık. Bu bölümü resmen görmeyerek yazdım. Yazım hatası varsa affınıza sığınıyorum. Bu hafta servise vereceğim, ne zaman alırım bilmiyorum artık. Bayramda da bölüm atamam büyük ihtimal. Şimdiden özür dilerim. Ben size gelişmeleri, bildirebildiğim kadar bildirmeye çalışacağım. Ariya'ya da bu yüzden bölüm yazamadım. Bu bölümle de kaç saattir uğraşıyorum, ekran sinirlerimi bozup gözümü alıp durdu! Hepinizi seviyorum. İyi okumalar;
ARAT
Telefonuma gelen mesajla, arabamın rotasını Bade hanımın bu gece gittiği mekana doğru çevirdim. Bundan beş yıl önce, bir kızın arkasında köpek olacaksın deseler güler geçerdim. Ama şimdi... Köpek olmayı bile geçmiştim!
Mekana geldiğimde, arabadan inip anahtarı valeye doğru fırlattım. Kapıda durup beni bekleyen adamıma baş selamı verip mekandan içeri doğru girdim.
Gözlerim, sevdiğini ararken kalbim hızlı atmaya başlamıştı bile. Ne olursa olsun o kızdan vazgeçemiyordum. Bugün olanlar yada daha niceleri... Umrumda değildi!
Bade'yi, locada oturmuş içkisini yudumlarken gördüğüm an gözlerimiz kesişti. Beni burada görmeyi beklemiyor olmalıydı ki, beni gördüğü an alışkanlık haline getirmiş olduğu kaşlarını yine çattı. Halbuki ben; gözlerimiz kesiştiği an bana sarılmasını, o güzel yüzünün gülümsemesiyle aydınlanmasını isterken, bana gösterdiği bu muameleyi haketmek bütün onurumu yerle bir ediyordu.
Derin bir nefes alıp, adımlarımı ona doğru yönlendirdim. Her adımım da yüreğimde bana ait olmayan, emanet kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyor ben heyecanlandırıyordu. Bu kızın güzelliği, hatta kendisi beni alev alev yakıp, kavurmaya yetiyorda artıyordu!
Locasına geldiğim an bir an gözlerimde olan bütün duyguları onun önüne sermek geçti içimden. Her zaman yapmak istediğim ama yapamadığım gibi yine başaramadım. İfadesiz tutmaya çalıştığım kişiliğimle, Bade'yi baştan aşağı süzdüm. Bunu gizleme gereği duymamıştım çünkü; oda açık bir şekilde beni gözlemliyordu. Burada ne aradığımı soracağına adım kadar emindim. Ki; öylede oldu!
"Hayırdır Arat Bey ? Burada da mı rahat vermemeye karar verdiniz ?"
Onun bu sorusuyla, derin bir nefes alıp dudaklarıma alay eden gülücüğümü yerleştirdim. Bu hatun kızınca fazla mı güzel oluyordu ? Yoksa ben her haline bu kadar aşık olmak zorundamıyım?
"Burası benim hep geldiğim bir mekan zaten. Bence siz bana rahat vermemeye karar verdiniz ?"
"Doğru her gece Dubai'den buraya uçup geliyordunuz unutmuşum." diyerek beni taklit etmeye çalıştığı her halinden belli olan gülücüğü, güzel dudaklarına yerleştirdi. Dikkatimi dağıtıp, dudaklarına bakmak istemiyordum ama bir anlık irade zayıflığıyla gözlerim dudaklarına kaydı. Ardından, dudaklarının bal tadı sanki dudaklarıma gelmişçesine bir ürperti geçti içimden. Bir kere tattığım o dudaklar, celladım olacak derecede öldürüyordu beni. Dudaklarımı yalama dürtüsünü zar zor bastırıp, gözlerine çevirdim gözlerimi. Ucu bucağı olmayan o mavilikler, benim siyahlarımda kaybolmasını dilediğim o günlerde gelecekti. Ben beş yılın mükafatı olarak; bana aşık bir Bade kazanacaktım...
"Hatırlatmak isterim ki, benim de burada bir şirketim ve geçmişim var. İstanbul'da bitirdiğim üniversite ve gençlik anılarımı unutmamak gerek!"
Ukalaca cevap vermem, ona meydan okumam benim ne kadar yararıma oluyordu bilmiyorum. Yinede, ne olursa olsun; Badeyle konuşurken kendime engel olamıyordum. Bir anda kendimi onunla laf dalaşına girmiş bir şekilde buluyordum. Kesinlikle aramızda ki ateşin oda bir gün farkına varacaktır!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUBAİ MASALI (ARA VERİLDİ)
RomanceBade tam kapıyı açarken kolundan yakaladığı gibi döndürüp onu kapıyla kendi arasına sıkıştırdı. Bade sinirden zannettiği düzensiz nefeslerini alıp verirken, Arat Bade'sine bu kadar yakın olmanın heyecanını yine yaşamaya başlamıştı işte. Bu hatun o...