BÖLÜM 1

307 24 9
                                    

Açelya'nın Ağzından

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Açelya'nın Ağzından

Her zamanki gibi saat 05.30'da alarmım çaldı. Ve yine her zamanki gibi ailem evde değildi. Fazlasıyla işkolik bir aileye sahibim. Çoğunlukla iş seyehatinde olurlar, onun dışında da sadece yatmaya gelirler eve bu yüzden onları neredeyse hiç görmem. Arada sırada birlikte akşam yemeğine gideriz onun dışında da pek görüşmeyiz zaten. Ben bu düşüncelere dalmışken hazırlanıp evden çıkmıştım bile. Hastahaneye geldiğimde saat 08.00 olmuştu. İlk randevum Mehmet adındaki hastam ile; eski sevgilisini bir türlü unutamadığını hala sevdiğini söylüyor. Ama büyük yol katetti. Bu sevginin takıntı olduğunu düşünüyorum. Eğer gerçekten sevmiyorsak zaten zamanla unutuyoruz ama gerçek bir sevgiyse çiviyle sökseniz o sevgi bitmiyor. Hastahanenin kapısından girdikten sonra psikiyatri katına odama doğru yürüdüm. Asistanım Merve'ye selam verip odama geçtim. Mehmet Bey'in gelmesini beklerken boş durmamak için dolabımdan bir kitap aldım. Kitabın akıcılığına kendimi bıraktım. En heyecanlı yerinde masamdaki telefon çaldı. Anlaşılan Mehmet Bey gelmişti. Telefonu açtım Merve, Mehmet Bey'in geldiğini söyledi. İçeri almasını söyledim. Bakalım bugün beni neler bekliyordu? Bir buçuk saatlik bir seansın ardından başka bir randevum olmadığını hatırlayıp gülümsedim. Cep telefonumdan Çağla'yı arayıp Can'la beraber her zaman gittiğimiz kafeye gelmelerini söyledim.

 Cep telefonumdan Çağla'yı arayıp Can'la beraber her zaman gittiğimiz kafeye gelmelerini söyledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Düşününce aslında Can ve Çağla birbirlerine çok yakışıyorlardı ama ikisininde inadı yüzünden kabul etmiyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Düşününce aslında Can ve Çağla birbirlerine çok yakışıyorlardı ama ikisininde inadı yüzünden kabul etmiyorlardı. Yarım saatlik bir araba yolculuğunun ardından kafeye gelmiştim. Her zamanki yerimize oturup ikisini beklemeye başladım. Ben ne içeceklerini bildiğim için garsona siparişleri verdim. Çok geçmeden kapını eşiğinde göründüler. İkisini de öpüp yerimize oturduk. Çağla nefes bile almadan Can hakkında söylenmeye başladı. Can bu durumda sadece susmayı tercih ediyordu. Çağla anlatacaklarını bitirdiğinde Can alayla " Bitti mi? " diye sordu. Onların didişmeleri ile saat akşama geliyordu. İkisine de veda edip arabama bindim. eve gidince saatin 19.50 olduğunu gördüm. Televizyonda bir kaç kanal gezdim ama izleyecek bir şey bulamayınca uyumaya karar  verdim. Yarın benim için yoğun bir gün olacaktı. İyi bir uyku çekmek için odamın yolunu tuttum.


Yağız'ın Ağzından

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yağız'ın Ağzından

       Sabah çalan telefonumun sesiyle uyandım. Ekranda yazan ismi görünce yüzümde istemsiz bir gülümseme belirdi. Telefonu açıp sevgilim Selin'in neşeyle " Günaydın Aşkım " demesine uykulu bir sesle " Günaydın Sevgilim " diye cevap verdim. Bugün ne yapacağımı sorduğunda davam olup olmadığını düşündüm. Maalesef ki önemli bir duruşmaya yetişecektim. 35'lerinde bir bayan eşinden şiddet gördüğü için eşine dava açmıştı. Bu hayatta her şeyi gözardı edebilirim ama bir kadına el kaldırmayı asla! Selin'e üzüntülü bir şekilde önemli bir duruşmam olduğunu söyledim. Biraz bozulsa da bunu belli etmemeye çalıştı. 

       Önce bir duş alıp kendime geldim. Ardından iyi bir kahvaltı yaptıktan sonra saatime baktım, 10.00'a geliyordu. Anne ve babamın evde olmayışı her zaman işime gelmiştir. Bunun düşüncesiyle kardeşim Poyraz'ı uyandırmaya gittim.

Odasının kapısını açtım, yatağına doğru yaklaşıp başını okşadım ve yanağına küçük bir öpücük kondurup gıdıklamaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Odasının kapısını açtım, yatağına doğru yaklaşıp başını okşadım ve yanağına küçük bir öpücük kondurup gıdıklamaya başladım. O kahverengi gözlerini açıp kıkırdamaya başlayınca dayanamayıp ben de gülmeye başladım. İnanılmaz tatlıydı. Bir de kanseri yense her şey daha güzel olacaktı. Poyraz benim bu hayattaki tek varlığımdı. Ailem bizi pek fazla düşünmediği için birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Ben bu düşünceler içinde gelip giderken Poyraz boynuma atlayarak " Ağabey karnım acıktı." dedi " Üzerindeki pijamalarını değiştir hemen gel" dedim. Aşağı inip yumurta haşlamaya başladım. Ben yumurtaları haşlarken Anıl da aşağıya indi. benim can dostum ve ev arkadaşım.

Ben duruşmaya giderken Poyraz'a o bakacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben duruşmaya giderken Poyraz'a o bakacaktı. Birlikte kahvaltı yapıp, kahve içtik daha sonra onları baş başa bırakıp davanın dosyalarını çantama koyup evden çıktım. Arabama atlayıp adliyeye doğru sürmeye başladım. Adliyeye geldiğimde arabadan inip duruşma salonuna yürüdüm. Müvekkilimi görüp yanına gittim. Elini sıkıp endişelenmemesi gerektiğini söyledim. Biz bunları konuşurken mübaşir Zeynep ERKAN diye çağırdığında sıramızın geldiğini anladık. İçeri girip yerimizi aldık. Bir kaç saniye sonra kocası Mustafa ERKAN geldi. Klasik konuşmalar gerçekleştikten sonra hakim karar dediğinde herkes ayağa kalktı. " Davacı Zeynep ERKAN davalı Mustafa ERKAN'ın boşanmasına kara verilmiştir. " dedikten sonra bir dava daha kazanmanın verdiği huzurla müvekkilime "Geçmiş olsun." deyip Poyraz'a pasta almaya markete gittim. Pasta reyonunu gezerken Poyraz çikolatalı pasta sevdiği için büyük bir pasta aldım. Eve geldiğimde Anıl'ın yerdeki oyuncakları topladığını gördüm. O kadar yorulmuş gözüküyordu ki anlaşılan Poyraz baya yormuştu Anıl'ı. Elimdeki poşeti gösterip Poyraz'a kocaman sarıldığımda Poyraz " İçinde ne var? " dedi. Bende pastayı çıkartıp masaya koyduğumda sevinçten bir çığlık attı. Onu mutlu etmek beni de mutlu ediyordu. Pastayı tabaklara koyup içeri geçtik. Poyraz'ın sevdiği animasyon filmi açıp izlemeye başladık. Film daha bitmeden Poyraz uyuya kalmıştı. Onu uyandırmamaya çalışarak kucağıma aldım. Merdivenlerden yukarı çıkıp odasına yatırdım. Aşağı indiğimde Anıl da ben de yatmaya karar verdik. odama geçip geniş çift kişilik yatağıma kendimi resmen attığımda üstümdeki kıyafetleri bile çıkarmadan uyumaya başladım.

SONSUZLUĞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin