Bölüm 9

101 11 1
                                    



Açelya'nın Ağzından

Yağız beni bırakmadan yanındaki radyoya bastı. "İlk çıkan şarkı bizim şarkımız olsun." dedi. Gülerek yanağına bir öpücük kondurdum. Açtığı şarkı Çağatay Ulusoy'un Mutlu Sonsuz şarkısıydı. Yağız bir elini uzatarak son derece kibar bir şekilde "Bu dansı bana lütfeder misiniz Hanımefendi?" dedi. Kahkaha atarak uzattığı elini tuttum. Beni kendine çekti ve dans etmeye başladık. Bir eli elimi tutarken diğer eli belimi sahiplenici şekilde kavramıştı. Bende başımı onun kaslı göğsüne yasladım, doya doya kokusunu içime çektim.

Şu an yaşadıklarım rüya gibiydi. Aşık olduğum adam benimle sarmaş dolaş dans ediyordu. Başımı göğsünden kaldırıp Yağız'la göz göze geldim.

Tam öpüşecekken Yağız'ın telefonu çaldı. Sinirle telefonu eline alıp "Bir kere de zamanında ara. Ne istiyorsun çabuk söyle işim var Anıl!" deyip bana bakarak gülümsedi. Ardından sinirle "Bunun için mi beni rahatsız ediyorsun? Git internete bak!" diyerek telefonu suratına kapattı.

Hızla yanıma gelip "Ee nerede kalmıştık?" deyip iyice yanıma yaklaştı. Gözlerimi kapatıp öpmesini beklerken bu kez benim telefonum çaldı.

Gözlerimi açıp Yağız'a baktığımda öfkesi git gide artıyordu. Ama şu an çok tatlı ve seksi görünüyordu. "Affedersin" deyip telefonun ekranına baktığımda Çağla arıyordu. Endişeyle telefonu açtım. Çünkü Çağla bu saatte beni pek aramazdı. Önemli bir şey olmalıydı. "Alo, Çağla bir şey mi oldu? Sen bu saatte aramazdın." dedim. Beklediğimin aksine neşeli bir sesle "Yok, hiç bir şey olmadı. Sadece, sadece Can bana çıkma teklifi etti." dedi. Ve onun cümlesini bitirmesiyle ben "Ne?" diye ciyakladım. Yağız bana meraklı gözlerle bakıyordu. "Çok sevindim canım ama şimdi kapatmam lazım." deyip telefonu kapatarak Yağız'ın yanına geldim.

Bu kez ben "Nerede kalmıştık?" dedim. Alnını alnıma dayayıp "Ben sana hatırlatayım güzelim." dedi. Bana güzelim demişti. Bu kelime ile resmen eridiğimi hissettim. Ortamın verdiği huzurla gözlermi kapattım ve bu kez o dudaklar, dudaklarımı bulmuştu.

Muhteşem bir geceden sonra elimi dudağıma götürdüm ve öpüştüğümüz zaman aklıma geldi. Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu.

Sabah, dün gecenin verdiği huzurla ve mutlulukla uyandım. Telefonuma baktığımda Yağız'dan mesaj gelmişti. 'Günaydın! Birazdan seni almaya geleceğim. Kahvaltıyı beraber yaparız diye düşündüm.' yazmış. O sırada evin kapısı çaldı. Herhalde hizmetlimiz gelmiştir diye düşünüp aşağı indim.

Kapıyı açtığımda Yağız'ı gördüm. Önce beni baştan aşağıya bir süzdü sonra gür bir kahkaha attı. 'Niye gülüyorsun?' diyecekken üstüme baktığımda kalpli pijamalarımla durduğumu gördüm. "Ne gülüyorsun ya seviyorum böyle pijamaları!" dedim. Kahkahası yavaş yavaş azalırken "Kötü bir şey demedim zaten çok yakışmış." deyip tekrar gülmeye başladı. Koluna vurup "Hem sen niye hemen geldin. Ben daha hazırlanmadım." dedim. "Sen mesajı kaçta attığıma bakarsan hemen gelmediğimi görürsün." deyip yanağımı öptü. Bu öpücükle adeta içim alev aldı. "Sen içeri geç hemen hazırlanıyorum." deyip içeri davet ettim.

Hazırlanıp aşağı indiğimde Yağız koltukta telefonuyla oyalanıyordu. "Ben hazırım." deyip dikkatini kendime çektim. Ayağa kalkıp yanıma geldi ve "Yine çok güzel olmuşsun sevgilim." dedi. "S-sevgilim mi dedin?" diye heyecanla sordum. Sorduğum soruyla yüzü asıla Yağız "Niye sevgili değil miyiz?" dedi. Ufak bir öpücük kondurarak "Sevgiliyiz ama bir anda senden duyunca heyecanlandım." dedim. "Hmm. O zaman her duyduğunda bu kadar tatlı olup yanakların kızaracaksa ben sürekli demeye razıyım. Ki artık sürekli duyacağın bir kelime olacak." dedi. İçimdeki alev yerini yangına bırakmış bütün vücudumu yakıyordu.

SONSUZLUĞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin