Kafeterya da oturup kahve içmeye karar vermişlerdi. Tam öğle saatlerinde kafeterya çok kalabalık olurdu. Bu Çağan'ı rahatsız etti. Bulunmak istememe durumunu Mina ya anlatamazdı çünkü Mina her kadın gibi şüpheci biriydi. Çağan ın onunla görünmek istemediği için söylediği bir bahane diye düşünebilirdi.
Ama Mina da bu durumdan rahatsız olmuştu. O da Çağan ın aksine Çağan ile görünmek istemiyordu çünkü Mina kız arkadaşlarının ortamlarında Çağan ı sürekli küçümser laf sokardı.
Görünürse bu komik bir durum olabilirdi.
Ama ikiside bunu bu seferlik unutmaya aldırmamaya karar verdi.
Kafeteryaya adımlarını atar atmaz ilk ön masadaki grupta oturan Mina nın uzak ama arada takıldığı kız arkadaşları gözlerini üzerlerine dikti. Daha sonra kafeteryadaki tüm başlar tek tek ikisine çevrildi.
Aynı twilight serisindeki edward ve bella nın okula beraber girdiği ilk sahne gibi.
İkisi de tedirginleşti. Mina nın Çağan dan hoşlanan ve Mina ya sık sık bahsettiği kız arkadaşı Günce oturduğu sandalyeden kalkıp kafeteryayı hızla terketti.
Çağan ellerini kot pantalonunun cebinden çıkarıp Mina nın beline koydu.
Mina elini belinden çekti.
Çağan tekrar koydu.
Mina tekrar çekti.
Çağan tekrar koydu.
Mina bu sefer sertçe tekrar çekti
Çağan da aynı karşılıkla tekrar koydu. Bu sefer elini Mina nın belinden ayırmadan kafeteryanın kapısının gitiş bölümündeki duvara itekledi. Tek kaşını kaldırarak;
"İnatçılığımla baş edemezsin Ebru çünkü inatçılığınla baş ederim." Dedi
Mina telaşlanıp yapıştığı duvarda üzerine gelen Çağan ın yakın mesafe dudaklarına baktı. Acilen kurtulmak ister gibi bir tavrı vardı.
"Tamam tamam nasıl istersen" verdiği cevaptan sonra içine çektiği nefesi hissetip gözlerini kapadı Çağan.
Heyecandan dudağını ısırıp Mina nın üzerinden çekildi.
"Fena oldum" dedi kısık sesle
"Ne?"
"Yok bir şey demedim Ebru"
"Nereye oturalım yer yok"
Dedi Mina eliyle işaret ederek.
Çağan arka masalardan ilk sınıf olan ve sohbet eden gruba doğru yürüdü.
"Boşaltın burayı bakiyim abisi "
"Neden?" Dedi uzun boylu grubun üyesi.
"Masanın üzerine çıkıp harakiri yapacam" dedi
"Çok komik" dedi çocuk bu kez.
Çağan daha sert bir sesle masanın üzerindeki boş kraker kutusunu havaya atıp uçuşunu işaret etti.
"Tıkınmanız bitmiş sohbete bahçede devam edin biz kullanıcaz masayı" dedi çenesini kaldırıp dik başlılığıyla.
Mina da sessizce durup arkadan konuşmayı dinliyordu. Bir yandanda Çağan ın ensesine dalıp yaşanmışlıkları aklına getiriyordu. Sert duruşuna baktı kendine güvenine. İç geçirdi.
Sonunda Masadaki grup kalktı. Söylene söylene gittiler.
Çağan masanın üzerindekileri toplayıp çöpe attı.
Mina nın sandalyesini çekti.
"Otur Ebru" dedi "ben bize bir şeyler alıp geliyorum"
Mina masaya geçip oturdu. Mina nın deyişiyle "hayvanlığı" ile yine istediğini almıştı.
Başıyla onayladı. Osırada Çağan iki sütlü kahve negro eti cin halley almış gelmişti.
Masada Karşı bölümden Murat vardı. Mina ile sohbey ediyorlardı. Çağan ikisini öyle gülüyor görünce sinirlendi. Adımlarını sert ve hızlı atıp yanlarına geldi. Ellerindekileri söylediği kelimelere basa basa sertçe masaya koydu.
"Sohbet" "güzel" "mi" "Murat" "kardeşim?"
Murat Çağan ın dediğini saymadan Minaya bakmaya devam etti.
Çağan sinirlendi. Gerilim arttı.
"İt mi var senin karşında cevap versene?"
"Tamam Çağan ya noluyor?" Dedi Mina. Çenesini sıkıp eliyle dur işareti yaptı Mina ya Çağan.
"Sen karışma Ebru"
Bunun üzerine masadan kalktı Murat hiç bir şey söylememekte ısrarlıydı.
Murat Kıvanç a güveniyordu. Aralarından su sızmazdı. Birlikte okula gelip giderlerdi. Murat tuvalete gitse Kıvanç a haber verirdi. Kafeteryadaki bir kaç erkek Çağan nın sesinden rahatsız olup başını o yöne doğru çevirdi.
"Bırak Ebru ya bununla ne işin var senin?" Dedi Çağan
"Uzatma otur herkes bize bakıyor" dedi Mina sandalyeyi göstererek. Masanın üzerindekilere gözü kaydı. Hepsi Çağanın evinde vakit geçirirken canı abır cubur istediğinde Çağan a gecenin bir yarısı aldırttığı şeylerdi. İçinden gülümsedi.
Ama gerilim hâlâ devam ediyordu. Çağan uzatmaya kararlıydı.
"Bu tayt giyse erkekliği belli olmaz" diye bağırdı Murat ın arkasından. Kafeteryadaki bir kaç kişi kahkaha attı. Murat arkasına döndü. Çağan ın üzerine doğru yürümeye başladı.
"Ne diyon oğlum sen?"
Burnunu çekti Çağan ellerini arkada toplayarak.
"Duymadıysan ikileyim"
Hızla ayağa kalktı Mina
"Ya yeter uzattınız" dedi. Korkuyprdu.
Ortayı işaret etti Murat tam önüne gelmesini istiyordu. Kafeteryanın tam ortasına.
"Gel burda söyle" dedi. Kaşlarını çattı Çağan ağır ağır ortaya yürürken kavga çıkacağını birisi Kıvanç a haber vermiş olacaktı ki Kıvanç kafeteryayı basar şekilde içeri daldı.
Çağan nefes nefes kalan Kıvança başını çevirdi.
"Çağan noluyor abi? Rahat mı battı?"
Dedi Kıvanç.
"Bir şey yok kardeşim halledicez aramızda " dedi Murat.
"Hallederiz" dedi başını öne eğip onaylayarak Çağan.
Kaşıyla bahçeyi işaret etti Kıvanç
"Bahçeye çıkın"
Çağan bahçeye çıktı. Ortalıkta Mina yoktu. Arkadan tüm kafeterya boşaldı. Herkes bahçeye toplandı.
Kıvanç,Murat arkadan gelirken fırsatı kollar gibi Çağan ın arkasından yürüdü. Çağan arkasını dönerken aniden Çağan ın gözüne gerdiği yumruğunu geçirdi. Bir iki sallandı Çağan. Bunu beklemiyordu. Çok şaşkındı. Yüzündeki her hücre acıyı hissetti. Kıvanç çok sert biriydi. Vücudu oldukça ağırdı. Ama yinede Çağan onu toz edebilecek güçteydi.
Yinede öylece durdu. Bahçe çok kalabalıktı.
Kıvanç durmadı.
Başını dizine çarptı. Kafasını kaldırınca tekrar dizine vurdu. Çağan dengesini kaybedip yere düştü. Yüzüne tekme atacağı sırada durdu. Kanayan burnuna baktı. Acımıştı ona. Bahçedeki kalabalığa döndü işlerine bakmalarını söyledi.
Muratın sırtını sıvazlarken Çağan a bakarak söylendi.
"Kardeşim hadsizlere haddini bildiririz takma kafana"
"Aynen kardeşim" dedi.
"Bu hatayı yapmayacaktın" diye fısıldadı Çağan.
"Ne ne dedi o?" Dedi Murat Çağan ın yüzüne bağırarak.
"Bir şey diyemez "dedi Kıvanç
Çağanın yattığı yere tükürerek. Sonra ikisi birden oradan uzaklaştılar.
Çağan ayağa kalktı. Burnundan alan kanı gömleğinin altına sildi.
Dağılan kalabalıkta Mina yı aradı.
"Ah Mina nerdesin" dedi.
~
Mina sırada otururken ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Kızlar tuvaletinden her şeyi izlemişti. Ama olayları görmemiş gibi yapmaya çalışıyordu.
Sınıfa Kıvanç girdi. Bütün sınıf Alper hariç helal diyip kıvanç ı alkışladı.
Damla da ıslık çalıyprdu.
Sırasının üzerindeki negro ambalajında elini gezdirdikten sonra Çağan ın çantasına baktı. Oturduğu yere.
Profesör sınıfa girdi.
Çağan yoktu.
Bir sürü dedikodulara söyleyişlere kulaklarını zor olsada kapattı Mina.
"Ah Çağan nerdesin?" Dedi sessizce.
Kıvança büyük bir öfkeyle bakıyordu.
Sonraki ders Çağan yine gelmedi.
Sonraki ders yine
Son ders yine gelmedi.
Ama Çağan ın çantası sıradaydı. Kabanıda sırasının arkasına asılıydı. Herkes sınıftan çıkarken Mina Çağan ın eşyalarını toparlayıp çantasını sırtına geçirdi. "Amma ağırmış" dedi kendi kendine .
Minanın en yakın arkadaşı deniz çıkışta Minanın yanına geldi.
"Bu Çağan ın çantası değil mi?"
"Evet deniz"
"Neden kendisi taşımıyor"
"Olsa taşırdı"
"Kanka sen yine onunla konuşmaya başlamadın değil mi?"
Yan gözle oflayaraj Dnize baktı Mina
"Deniz hiç halim yok lütfen"
"Tamam dur sana yardım ediyim" dedi Mina nı çantasını alarak.
"Parfümünü çantasının üzerine de sıkıyor herhalde" ded Deniz gülerek.
Güldü Mina da cevap verirken
"Haha aynen "
"O ne kanka çantanın kenarına koyduğu el kremi mi yok artık Çağan benden bakımlı"
"Hayır dövme kremi sanırım" dedi Mina kremi çıkarıp göstererek.
"Yeni dövme mi yaptırmış ? Neresine?"
"Baldırınaydı galiba?"
Dedi Mina. Ağzından kaçırmıştı. Bilerek yaptığı bir şey değildi. Farkındaydı yanlış bir şey söylediğinin.
"Baldırına ?" Dedi Deniz bir şey ima eder gibi. "Sen nereden biliyorsun acaba?" Dedi.
"Sınıfta bir kez altını değiştiriyordu ... Ya tamam senin bilmende sorun olmaz. Göster dedim gösterdi."
İçinden söylemek gelmedi. Denizle yedikleri içtikleri bir gitmezdi ama Çağan a söz vermişti kimseye söylemeyecekti zaten o da Çağan a kimse bilsin istemiyorum demişti. Sevgili olmamışlardı ama birbirlerinin yaşadıklarına saygı gösteriyorlardı. İkisi de birbirlerinin birbirlwrini sevdiklerinden haberi yoktu.
~~
Çağan hulk maskesini yüzüne geçirdi burnunu tekrar yıkayıp temizledikten sonra. Üzerine kapşonlu ceketini geçirip kapşonunu kafasına taktı. Altına eşorgmanını geçirdi.
Bisikletini çıkarıp sürmeye başladı. Gee karanlıktı. Hızla Çevirdiği pedalın sesi sessiz gecede yankılanıyordu.
~~
Çağan hiç beklemediği bir şey ile kariılaştı. Şaşkındı. Önce hayal görüyor sandı. Sonra gerçekten Minanın kapısının önünde kafası bacaklarına gömülü oturduğunu gördü.
Ne yapıyordu?
Hemen yanına koştu.
"Ebru?"
Mina kafasını kaldırdı. Kapının önündeki çağan ın çantasını ve eşyalarını gösterdi.
"Nerdeydin Çağan?"
"Ne kadardır burada bekliyorsun Ebru?"
"Bilmiyorum" dedi. Sinirleri bozuk ve yorgun görünüyordu. Çağan ın kaslı kollarına kendini bırakmak istiyordu.
Dayanamadı. Karşısında duran Çağan a iki adımda ulaştı. Sarıldı. Başını pmzuna dayadı. Çağan şaşırdı ama çok memnundu. Karnında kelebekler ıçuyordu. Saçlarındaki kokuyu içine çekti. Kalçalarında ellerini birleştirince kendini geri çekti Mina.
"İçeri girelim üşürsün Ebru"
"Yok bu saatte olmaz geç oldu"
"Seni bu saatte hayatta göndermem ebrucum inatlaşma gel işte"
Dedi.
"İyi tamam"
"Korkma Ebru yemem seni"
"Ben evdeki farelerden korkuyprum senden değil"
"Aşkolsun Ebru ben gayette temiz bir adamım"
"Ne demezsin "
Güldü Çağan.
İçeri girer girmez kapıyı kapatıp kapıya rastladı Minayı.
"Bak tansiyonumu düşürme benim"
"Ham"
Diyip boynuna öpücük kondurdu Çağan Mina'nın.
"Kork diye yaptım sakin Ebrucum "
Dedi.
"Nerdeydin sen nereden geldin?"
Diye konuyu değiltirdi Mina.
"Markete gitmiştim Ebru"
Markete gitmemişti.
1 saat 45 dakika önce
Bisikletini yanaştırıp ışıkların kapanana kadar evin önünde bekledi Çağan. Işıklar kapanınca bisikletini evin yakınına yere bıraktı.
Kapıyı çaldı.
Kapı geç ama biraz tedirginlikle açıldı.
Hulk maskeden anlayamadı şaka yapılıyor sandı.
Kolundan tutup kolaylıkla yere sürdü Çağan.
"Noluyor lan ?!" Diye yankılandı sesi mahallede.
"Sindirellanın güzellik uykusundan önce yüzüne masaj yapalım ?" Dedi Çağan sesini kalınlaştırarak.
Sürüklenenin yanına gitti. Kalkacağı sırada kalçasına tekme atıp üzerine oturdu. Tepki veremiyordu üzerine fil oturmuştu sanki. Sağ Yüzüne geçirdi Çağan. Köprücük kemiğinden ses geldi.
Acı sesi sessz mahallede tekrar gürültü yaptı. Sol yanağına geçirdi bu kez. Mahallede boş teneke yuvarlanmış gibi ses çıktı tekrardan.
Bağırdı tekrardan acıdan duramıyordu. Ellerinin ve vücudunun üzerine oturmuştu. İşin tuhaf kısmı kalkamıyordy. Tepki veremiyordu. Gerçekten bir Hulka karşı geliyormuş gibiydi. Maskenin altındakine seslendi.
"Sen kimsin laaannn? Adamca dövüşmekten korktun mu?"
Çağan sinirlenip yerden kaldırdı.
Kalkar kalkmaz sersemledi. Sarhoş gibi yürüyüp yumruk atmaya çalıştı yüzüne isabet bulamayınca boşluğa düştü. Kıçına tekme atıp tekrar yere serdi Çağan. Yüzü kanıyordu. Belli Aralıklarla alnından çenesine doğru kanları elleriyle sildi.
Gideceği sırada bulunduğu yere hayır sonra kararı değişti tam yüzüne tükürdü Çağan. Sonra arkasını giderken seslendi.
"Yüzünü göster de seni bulup mahvediyim"
Çağan bunu yapmayacaktı ama sinirlendi. Arkası dönükken maskeyi çıkardı attı. Önünü döndü.
Karanlıkta göremiyordu yüzünü net seçemiyordu. Ama bu sert yüz hatlarını tanıyor gibiydi.
Yaklaştı. Yanına çömdü. Ağzında dilini döndürdü.
"Artık yüzümü gördün!" Dedi.
"Söbe Kıvanç" diye ekledi. İçinden küçükken virgül şeklinde mikroskopla görüp korktuğu bakteriyi aklına getirdi. Aynı ona benziyor diye düşündü. Bu sırada Kıvanç şaşkındı. Daha çok korkmuştu. Altına kaçırabilirdi. Başı çok ağrıyprdu belkide bilinci kapanıyordu. Gözlerini sabit tutamıyordu. Ayağa da kalkamıyordu. Kamyon çarpmış gibiydi.
Rezillik diye düşündü ve öylece bayıldı.
Çağan da karanlıkta bisikletiyle kayboldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI~
RomanceSıradan bir hayatım vardı çünkü henüz rastlamamıştım sana. Tanışmamıştı bedenim bedeninle. Gözlerim böylesine bir manzara görmemişti hiç. Sesin kulağımda en sevdiğim şarkının ritmini tutuyor. En durgun okyanus kadar saf kalbin. Düşüncelerime engel o...