Profesör dersi bıraktığında Mina ayağa kaşlar kalmaz Çağan kaplan gibi koluna yapıştı hemen Minanın.
"Kızım noluyor hayırdır?" Dedi.
Kolunu sertçe Çağanın elinden kırtaran Mina kızgın bir surat ifadesiyle Çağana bakıyordu.
Bir şey demek istedi ama sonra nefesini yutup boşver gibisinden kafasını çevirdi.
Çağanın hoşuna gitmedi ve onu daha çok sinirlendirdi bu hareketi ve sıraya yumruk atarak bağırdı Minanın yüzüne doğru.
"Artistliğin kime senin hı Ebru?"
"Aptal" diye mırıldandı mina.
Gerçekten kendini aptal gibi hissediyordu çünkü Çağan ın yerine profesör o soruyu Minaya sorsaydı mina aptal gibi Çağanı anlatacaktı gizliden.
Bu kolay sindirebildiği bir şey değildi.
"Çekil" diyerek Damla ların yanına gitti.
"Sikiyim ya böyle işi" dedi Çağan sıraya tekme atıp sınıftan sinirli hareketlerle çıkarken.
Damla şaşkınlıkla Mina ya sordu
"Nesi var bu boğanın yine?"
"Aman banane" dedi Mina omuz silkip saçlarını kulaklarının arkasına aldı.
Bir kaç dakika sonra Alper sınıfa koşar adımlarla geldi ve Öinanın yanına gelerek soluk soluğa seslendi.
"Yenge seni okulun arka tarafında bekliyor çok sinirli"
"Kiiiim?" Dedi Damlalar Minadan daha heyecanlı ses tonuyla.
Ayağa kalkıp ofladı daha sonra önemli bir şey yok der gibi hareket yapıp Alperin peşine takıldı.
Sınıfın kapısından adımını atar atmaz heyecanını belli etmeye başladı
"Noldu?" Alperin kolunu cimcirdi.
"Yenge valla koş koş" dedi ön dişlerini alt dudağına geçirerek.
Mina koşarak okulun arka bahçesine doğru gitti.
Çağan dizlerinin üzerine çökmüş ellerinide dizlerinin üzerine uzatmıştı. Çok sinirliydi.
Minayı görünce bir hışınla ayağa kalkıp üzerini düzzelterek yavaş adımlarla yürüdü.
Mina konuşmaya başlamadan arkadaki duvara doğru itekleyip elini duvara dayadı daha sonrada dizinin birini üzerine dayadı minanın karnına doğru bastırıyordu.
"Evet Ebru seni dinliyorum" dedi burnunu çekti.
Minanın ÇAğanın bu halde olması hoşuna gitmişti ve aradaki mesafenin dudaklarının birbirine değecek kadar olmasından yararlanıp dudağını yalıyormuş gibi yapıp Çağanın dudağına dilini değdirdi.
Çağan birden irkilip göz kapaklarını kapatıp hızla açtı. Hoşuna gitmişti hatta bir daha yapsın istedi ama yapmadı Mina. Sonra unutmadan
"Yaaa Ebru cevap ver" dedi. elini arkalarındaki duvara sertçe vurdu.
Kolunun altından geçti Mina.
Hızla adımlarla okulun arka sınırını aşıp okulun bahçesine kampüsün merkezine vardı.
Çağanın arkasından hızla yakalayacğını bilmesine rağmn yapmıştı bunu ve tam da bildiği gibi oldu.
Çağan belinden hızla kendine doğru çevirdi Minayı ve ellerinin arasına başını alarak kafasını salladı.
"Sen akşam Esralar ile git bak seni neler bekliyor Ebru!" Diye bağırınca bahçedeki herkes onlara baktı.
"Ya napıyorsun sen" dedi Mina ellerinin arasından kurtulup hızla sınıfa doğru girerken seslenerek.
"Gidicem işte" "sanane"
"Gidicen he? Tamam Ebru ssn görürsün" diye seslendi ama Mina duymamış çoktan içeri girmişti onu sadece bahçedekiler duymuştu.
"Görürsüüüüüün" diye bağırırken tekrardan yanıdaki ağaca tekme attı.
<•>•~•<•>•~•<•>
Profesör dersi bıraktığı zaman çantasını hızla toplayan Esralar Minanın sırasının başında toplanmışlardı.
Çağan ayağıyla Minanın ayağını sıkıştırmıştı. Mina ayağa kalkcağında
"Çağaaan!" Dedi ayağını çekmeye çalışarak.
"Tamam Ebrucum kurtulmayı başarırsan gidersiniz" dedi.
"Hadi Mina geç kalcaz" dedi Damla koludan tuttu.
"Tamam siz geç kalıyorsunuz Ebruyu almadna gidin" dedi çağan gözünü ovuşturarak.
"Bıraksana yaaaa" diye yüzüne bağırınca çekmek zorunda kaldı.
Arkalarına takıldı hemen Esraların.
Yol boyunca peşlerinden gitmiş ve belli etmemişti varlığı.
Yarım saat belki yarımsaatten biraz fazla yol kenarında epey kalabalık bir kahveciye girdiler.
Yüzüne kapanan kapıyı ileriye doğru sertçe itekleyen Çapan da içeri doğru girdi.
İçerisi bayağı kalabalıktı ve Mina yı göremiyordu.
İçerde arka bahçeye çıkan başka bir kapı daha vardı.
Hızla o kapıya doğru küfür ederek ilerledi.
Bahçeye giridğinde sinirden sıktığı dişleri kırılacaktı az kalsın.
Minalar yer bulamadığı için köşedeki geniş koltukta iki kişi karşılıklı oturan erkeklerin yanına oturmuşlardı.
Mina en köşedeydi erkeklere en uzak yerde ama bu bile Çağanı rahatsız ediyordu.
Masaya doğru yürüdüğünde sert adımlarının sesi duyuluyordu.
Mina çağanı görüp ofladı.
Çağan karşılıklı masada oturan ve hemen kızlarla uyum sağlayıp gülümseyen erkeklere baktı.
Ona sırtı dönük olanı omzundan tutup sandalyesini öne doğru iktirerek çocuğun yerinden düşmesine neden oldu.
Çocuk büyük bir şiddetli sesle arkasına dönüp "noluyor lan" dediğinde Çağanın vücudunu görünce korktuğu için önce başka bir şey demedi ama daha sonra yerine oturup gülümseyen Çağana elini suratına doğrultarak sordu
"Sen kimsin naptığını sanıyorsun lan?"
Çenesindeki kısa sakallarını tutmaya çalışıp çenesini ovalayan Çağan hiç göz teması kurmadan yüzüne yakın mesafedeki elden rahatsız bir biçimde uyardı.
"Önce sen şu elini çek sonra elini bir daha göremeyebilirsin abi ."
Çocuk korkudan elini Çağanın suratından çekti ama bu sefer karşısında oturan çocuk aksilik çıkartmaya başlayınca garsonların dikkatini çekti. Damlalar Çağana aynı anda sitem etmeye başlamışken Mina kafasını masaya gömmüştü.
Az sonra Çağanda bu iki erkeği oldukları yere gömmeyi düşünüyordu ama yapmadı.
Garson masaya geldiğinde problemi sordu. Damlalar Çağanın aleyhinde olayı anlatırkwn Çağan alaylı tavırla damlanın her kelimesinde başını sağa sola sallıyordu.
"Abicim" dedi Çağan garsona.
"Bak ben olayı iki dakikada çözücem" diye devam etti.
"Bunların hesap kaç abi?"
"56.90" dedi garson.
"Tamam abi sizin hesap benden basın gidin hadi" dedi Çağan gülerek.
Uzun boylu olanına cazip gelen teklif ayaklarını çıkış kapısına doğru geri geri itiyordu kendisini.
Arkadaşının kulağına bir şeyler fısıldayıp son kez kızlara baktılar daha sonra "manyak" diyip çağana gittiler.
Yanında oturan Damlaya bakıp sırıttı Çağan sinir olacağını bildiği için.
Damla masadaki kızlarla dedikodu yapmaya devam ederken her seferinde Çağan Minanın saçlarına dokunarak muhabbeti cıvıtıyordu.
Garson geldi ve ne istediklerini sordu.
"Kızlar bendensiniz fazla abartmayın" dedi çağan.
"Frappe aliyim ben" diyen Minanın siparişine karıştı Çağan "şekersiz abi" dedi Çağan.
"Allah allah" dedi Mina.
Kalk dedi Gamzeyi kaldırıp oturduğu yere oturması için.
Yerleri değiltiler ve Minanın yanına oturan Çağan masanın altından Minanın beline dokunuyor arada bacaklarında ellerini gezdirerek Minayı rahatsız ediyordu. Mina çaktırmamak için sesini çıkarmıyor sadece masanın altından Çağanın elinin üzerini cimcikliyordu ama Çağan sadece çok eğleniyordu.
"Gördünüz deme kızlar nasıl kaçtı çocuklar"
"Sana kim dayanır kaçtı çocuklar" dedi Esra.
"Aferin esra çok akıllısın abi böyle devam " dedi alkış yaparak.
Garson herkesin siparişini getirirken Mina nınkini kendi elleriyle Minanın önüne koydu.
"Ya tamam karışma" dedi Mina.
"Bak Ebrucum giderim şimdi hesap size kalır." Dedi gülerek tekrardan.
"Hayır hayır" dedi gamze "kal"
Minanın yüzüne doğru kafasını iyice yaklaştırıp "ebru git derse gidicem" dedi.
"Giiit!" Dedi Mina sert ses tonuyla.
"Tamam gitmiyorum" dedi çağan
"Ebru bana ne derse tam tersidir"
"Gitme o zaman Çağan" dedi Mina. frappeyi yudumladı.
"Aaa itiraf etti kızlar duydunuz mu? Gitme dedi. Tamam ebrucum korkma gitmiyorum" dedi kolundan öptü daha sonra.
Güldü masadaki gıcık olduğu Damla bile.
"Çağan seninle evlenen yandı"
"Niye yansın Esra? Geceleri çok mutlu ederim" dedi utandırarak Esra ve diğer kızları. Bunu sık sık yapardı ve hiç bir şey olmamış gibi davranırdı Çağan.
"Offf" dedi Esra minanın utangaç harleetkerini sözlerine yanaıtarak Çağana sitem etti
"Mina bakire bak sus utandı"
"Aynen ya sus" dedi Mina.
"Bakire misin Ebrcum sen?" Dedi kendisinin bekaretini aldığını kast ederek.
"Ya sus evet" dedi Mina.
"Bakire Ebru" dedi üzerine basıp yavaş yavaş keyifle söyleyerek.
"Kız sen bana neden kötü davranıyon? Bir kahvenin kırk yıl hatrı varmış Ebrucum" diyen Çağanı kahvesini içerken takmadı. Kızlarda Çağana bakıp kikirdiyorlardı.
Herkesim kahvesi bitip toparlanınca
Çağan kalkıp hesabı ödedi.
Kızlar çağanı arkada bırakarak önden yürüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI~
RomanceSıradan bir hayatım vardı çünkü henüz rastlamamıştım sana. Tanışmamıştı bedenim bedeninle. Gözlerim böylesine bir manzara görmemişti hiç. Sesin kulağımda en sevdiğim şarkının ritmini tutuyor. En durgun okyanus kadar saf kalbin. Düşüncelerime engel o...