Karaoke

80 10 4
                                    

Çok heyecanlıydı çünkü aklına hiç birşey gelmiyordu. Yol boyunca Çağan ın konuşmasını bekliyordu fakat Çağan hiç konuşmadı.
Çağan'ın 1963 model Ford'u vardı. Sarı bir renkti. Eski arabaları çok severdi. Babası ölmeden önce araba alıp satan şirketinin yarı hisseleri onun üzerine olduğundan araba hiç sıkıntı çekmeyeceği bir konuydu.
Hatta küçükken kapının önüne oturur siyah renk her arabayı babası işten gelene kadar sayardı.
Çoğu zaman siyah araba fazla geçmediğinden yoldan geçen tüm arabayı saymaya çalışırdı.
Çok güzel bir araba kullanırdı. Bu konuda bayağı yetenekliydi.
Mina , Çağan hakkındaki her şeyi bilirdi. Arabaları çok sevdiğini de bilirdi. Bu yüzden doğum gününde Çağan a bir çok küçük metal araba oyuncaklar hediye etmişti.
"Çok güzel araba kullanıyorsun" dedi sessizliği bozarak.
"Her şey de çok yetenekliyim Ebrucum" dedi. Yan yan Mina ya bakarak.
İçinden "Seni sevme konusundada çok yetenekliyim mesela " diye geçiriyordu.
Gülümsedi egosuna Mina. Egolu olması hoşuna giderdi. Fakat egolu değildi sadece huyu böyleydi Çağanın.
"Kesinlikle!" "Budala olma konusundada çok yeteneklisin mesela " dedi.
Ani hızla yolun ortasında arabayı durdurdu Çağan. Ellerini direksiyondan çekip Minaya doğru sitem etti.
"Budala mıyım Ebru?" Dedi.
"Evet budalasın" dedi karnına sağ elini değdirerek.
Biraz da endişeliydi çünkü yolun ortasında durduğu için arkada kalan araçların hepsi sinirliydiler ve hepsi korna çalmaya başlamıştı.
Trafik arka tarafta onlara tepkiliydi.
Mina böyle şeylerde çok tedirgin olurdu. Arka tarafı işaret ederek
"Çalıştır şu aracı manyak napıyorsun?"
"Şimdide manyak olduk yani Ebru?"
"Ya Çağan arabayı çalıştır" diye gülüyordu.
"Çalıştırmıycam Ebru! Ben budalaymışım manyakmışım. Böyle durucam. Sen benden özür dileyene kadar" diyip çocuklaştı Çağan. Ellerini bağlayarak. Ellerini bağlarken kol kaslarının belirginliğine baktı Mina.
Minayı çok önemsiyordu. Dediği her şeyi çok önemsiyordu bu yüzden çocuklaşmıştı. Bu hareketi bu yüzdendi ve birazda heyecan ve gıcıklık olsun diye.
Arkadan sağ şeride geçip herkes Yola devam ederken Çağan a bakıyor küfür ediyor bazen bağırıyor bazen de korna çalmaya devam ediyorlardı. Mina koltuğun kenarında duran güneş gözlüğünü gözüne geçirdi.
"Bari kimse beni tanımasın"
Dedi gülerek. Gözlük eski model bir güneş gözlüğüydü. V şeklinde geliyordu ve biraz matrix filminin gözlüğünü hatırlatıyordu. Ama Minaya yakışmıştı.
"Çağan bu da mı yakıştı be" dedi moruldanarak.
Şiddetlenen kornalarla pes eden Mina oldu.
"Ya sen manyaksın cidden " dedi. Çağan ın yanağından öptü. Beklemediği için heyecanlandı ellerini nereye koyacağını bilemedi. Direksiyona yerleştirdi heyecanla ve parlayan gözlerle
"Tamam teşekkür ederim Ebrucum özür dilemesende olur" dedi.
Kahkaha attı Mina.
"Manyak ya" dedi tekrar tekrar.
Yola devam etti Çağan.
Bir kaç saatlik yol sonunda yol ayrımına park etti arabayı.
İnerken bekleme işareti yaptı Çağan camdan Mina ya. Hemen kapıya yönelip Mina nın kapısını açtı. Mutlu olmuştu ve beklemiyordu.
Buradan der gibi eliyle işaret etti yolu.
Sokakta her bir metre de bir bar yineleniyordu. Başka bir yol ayrımında tekrar bir eeğlence ya da bar mekanı başlıyordu. Sabahları cafe olan mekanlar akşam eğlence mekanı oluyordu belliydi. Sabah olmasına rağmen ışıklandırmalar açıktı.
Yolun bitişinde başlayan yoldan sağa döndüler. Bir eğlence mekanının yanında mor bir kapı vardı. İsmini Okumaya fırsat bırakmadan içeri attı Minayı. Büyük gürültü geliyordu.
Müzik sesi ve bağırışlar. İçeriye girdiklerinde bu saatte bile büyük ilgi vardı mekana.
Mina etrafa baktı ekranı gördü elinde mikrofon olan genç kızı gördü kız mutluydu ekrana bakıyordu.
Karaoke.
Hemen anlamıştı ve Çağan ın bilerek bunu yaptığını biliyordu. Çünkü karaoke yapmayı çok severdi Mina. Sesi berraktı. Çok güzeldi.
Çağan da çok beğenirdi sesini.
Geçen yıl hep dizine yatardı Mina nın. Şarkı söyletirdi O'na.
İçinde kalmıştı sözleri vardı birlikte Karaoke yapacakalrdı. İşte o gün bugündü.
İçeriye girip ödemeyi yaptı sıra fişini halletti.
Konukların olduğu masalra doğru yürürken görevli büyük miktarda ödeme yaptığı için ön masayı boşaltıp işaret ederek gösterdi.
Oraya yerleşirken Mina ellerini birbirine birleştirip
"Çok güzeeeelll" dedi. Aşağıdan Mina ya bakıyor heyecanını izliyordu. Çok güzel bir andı onun için. Sevdiği kızın heyecanlanıp onunla vakit geçirmesi Onu çok mutlu ediyordu.
Kaşlarını yukarı kaldırıp kafasını salladı. Kolunu masanın kenarına koymuş gibi yaparak arkadan Mina ya sarılıyordu. Mina bunun farkındaydı ama oda sesini çıkarmıyordu aksine koluna dahada çok geriye kendini vererek rastlanıyordu.
Kocaman vücudunda minicik kalıyordu Mina. Bu çok hoşuna gidiyordu ikisininde.
Sahne boşaldığında Mina ya belinden destek vererek "hadi" dedi.
Sahne boşaldığında herkes sırasına göre çıkardı fakat Çağan bu konuyu halletmişti. Görevli Mina yı sahneye davet etti.
Kulağına bir şeyler fısıldadı. Görevli ekrandan istediği şarkıyı ayarladı.
Hazır olduğunda başlamasını istedi.
Mikrofonu eliyle yokladı Mina. Çok heyecanlıydı. Çağan tam ona bakıyordu.
Dünya ikisinin içinde durmuştu. Ayakları neredeyse titriyordu. Minanın üzerinde yeşil ışık onu aydınlatıyordu.
Çağan güzelliğine kendini kaptırmışken önüdeki kokteyl ile ilgileniyormuş gibi yaptı bir an utangaçlığından.
Sonra Mina nın o berrak sesini duyunca kafasını kaldırdı.
Kalbi hızla çarpıyordu.
Çok güzel etkileyici sesi kalbine dokunmuştu.

"J'ai retrouvé le sourire quand j'ai vu le bout du tunnel
Où nous mènera ce jeu du mâle et de la femelle ?
Du mâle et de la femelle
On était tellement complices on a brisé nos complexes
Pour te faire comprendre t'avais juste à lever le cil
T'avais juste à lever le cil

J'étais prêt à graver ton image à l'encre noire sous mes paupières
Afin de te voir même dans un sommeil éternel
Même dans un sommeil éternel
Même dans un sommeil éternel

J'étais censé t'aimer mais j'ai vu l'averse
J'ai cligné des yeux tu n'étais plus la même
Est-ce que je t'aime ?
J'sais pas si je t'aime
Est-ce que tu m'aimes ?
J'sais pas si je t'aime
J'étais censé t'aimer mais j'ai vu l'averse
J'ai cligné des yeux tu n'étais plus la même
Est-ce que je t'aime ?
J'sais pas si je t'aime
Est-ce que tu m'aimes ?
J'sais pas si je t'aime

Pour t'éviter de souffrir je n'avais plus qu'à te dire je t'aime
ça me fait mal de te faire mal je n'ai jamais autant souffert
Je n'ai jamais autant souffert
Quand je t'ai mis la bague au doigt je me suis passé les bracelets
Pendant ce temps le temps passe,et je subis tes balivernes
Et je subis tes balivernes

J'étais prêt à graver ton image à l'encre noire sous mes paupières
Afin de te voir même dans un sommeil éternel
Même dans un sommeil éternel
Même dans un sommeil éternel

J'étais censé t'aimer mais j'ai vu l'averse
J'ai cligné des yeux tu n'étais plus la même
Est-ce que je t'aime ?
J'sais pas si je t'aime
Est-ce que tu m'aimes ?
J'sais pas si je t'aime
J'étais censé t'aimer mais j'ai vu l'averse
J'ai cligné des yeux tu n'étais plus la même
Est-ce que je t'aime ?
J'sais pas si je t'aime
Est-ce que tu m'aimes ?
J'sais pas si je t'aime

Je ne sais pas si je t'aime
Je ne sais pas si je t'aime

Je m' suis fais mal en m'envolant
Je n'avais pas vu le plafond de verre
Tu me trouvais ennuyeux si je t'aimais
à ta manière
Si je t'aimais à ta manière..
Si je t'aimais à ta manière..

J'étais censé t'aimer mais j'ai vu l'averse
J'ai cligné des yeux tu n'étais plus la même
Est-ce que je t'aime ?
J'sais pas si je t'aime
Est-ce que tu m'aimes ?
J'sais pas si je t'aime
J'étais censé t'aimer mais j'ai vu l'averse
J'ai cligné des yeux tu n'étais plus la même
Est-ce que je t'aime ?
J'sais pas si je t'aime
Est-ce que tu m'aimes ?
J'sais pas si je t'aime.."
Herkes şarkıyı söylerken Mina nın kusursuz Fransızcasına hayret ediyprdu. Gerçek bir Fransızın okuyamayacağı kadar hissederek şarkıyı okuması görevlilerin bile dikkatini çekmişti. Şarkıyı söylerken arada gözlerini kapatıyor açtığında hiç gözlerini Çağandan ayırmıyprdu.
Herkes bir daha bu performansı istemek için şarkının bitmesini bekliyorlardı.
Kıskanan kızlar sevgililerinin kafasını Minadan çeviriyorlardı. Çok fazla uğultu vardı çünkü herkes Mina yı tartışıyordu.
Sesinin tonu kalplerdeki acıyı hissettirecek kadar arabeskti.
Çok tatlı mimikleriyle Çağan a arada selam gönderiyor öpücük atıyordu.
Çağanın gözünün önünden yaşadıkları geçti. Gülüşünü sığdırdı söylediği şarkıya sonra birlikte geçirdikleri anılarını sonra onu oradan kucaklayıp kaçırıp nikah salonuna götürmek istedi.

Şarkı bittiğinde Mina sahneden üç dakika bpyunca alkışlardan dolayı inemedi.
"Kimin sevgilisi" diye bağırıyprdu Çağan etraftaki erkekler asılmasın diye.
Mina da gülümsüyordu.
Usulca sahneye yanaşıp elini inmesine yardımccı olmak için yzattı.
"Getirdiiğime pişman ettin beni Ebrucum" "in hadi in"
"Hayır" dedi. "Birlikte düet yapcaz"
Şaşırdı Çağan çünkü sesini duyan bebekler bile ağlardı kuşlar kaçardı. Karga gibi sesi vardı.
Çekindi. Ama çok hoşuna gitti.
"Tamam" dedi heyecanla sahneye çıkarak.

SIRADIŞI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin