Çağan ın dün okula gelmemesinin sebebi Kıvancın tüm okulun önünde Çağanı hırpalaması sanılıyordu.
Ama okuldaki dedikodular dün Kıvancın yüzünün o halini görünce fikir ayrılığına düşmüştü.
Kıvanç okulun en güçlü en kalabalık çevresi olan tanınmış saygı görülen bir karekteriydi. Ona bunu her kim yaptıysa bu okul sakinleri için Çağan olamazdı tabiki ama o halde Çağan niye ortalıklarda yoktu?
Çağan böyle şeyleri takmazdı çünkü dünyanın en vurdumduymaz insanıydı Çağan.
Henazından öyle bir imaj çizmişti.
Ve ortada kötü bir hale gelen Kıvancın yüzü vardı.
Kimse Çağan ı bunu yapacak ya da yaptıracak kadar manyak tanımıyrdu.
Hatta kimse bunu Kıvanca yapmaya cesaret edemezdi.
Çağan ile Minanın okula dün gelmeyişi Kıvancın yüzünün bu halde olmasının sebebi olamazlardı ve ikisinin buluşmuş olma ihtimali hiç olamaz diye düşünüyorlardı.
Kıvanç her zaman ki yerinde rahat şekilde oturuyordu. Yüzündeki morluklar kapanmak üzereydi burnu pansumanlıydı ve dayak yedim ama yinede çelik gibiyim gibi bir duruş sergiliyordu.
Mina arka sırada Damlalarla dünyaca ünlü bir moda dergisinin yeni sayısını kurcalıyorlardı.
Çağan içeri girdiğinde Alper sıradan fırlayıp göğüs vurdu Çağana
"Dur oğlum napıyon altı üstü Amerika başkanı sınıfa geldi" dedi espiri yaparak.
"Ulan Çağan sen bir gün sınıfta yoktun bin gün gibi geldi nerelerdeydin?"
"Dün Ebru da okula gelmemiş? Onun yokluğu belli olmadı tabikide" dedi burnunu çekerek Minayı arayan gözleriyle.
Sınıftaki herkes Çağana bakıyordu. Genelde sınıfa girdiğinde hep olaylı giriş yapardı ya sırasına doğru çantasını fırlatırdı ya dün akiamdan maç varsa ve tuttuğu takım kazanmışsa bağıra bağıra girerdi ya ayağım ağrıyor herkes çıt çıkamasın derdi.
Ama bu kez huysuz değildi dün çok güzel bir gün geçirmiş gibi bir haldeydi.
Yüzü dikkat çekiyordu her zaman ki gibi ve hiç dayak yemiş gibi değildi. Hücreleri bu kadr çabuk nasıl yenilenebilmişti?
Kıvanç Çağan ı görünce korku dolu gözleriyle telefonuyla ilgileniyormuş gibi yaptı.
Kıvanç artık Çağan dan çok korkuyordu ve belli etmesede çekinmeye başlamıştı.
"Ooo Kıvanç dostum geçmiş olsun kamyon mu geçti abi üstünden?" Dediama cevap gelmedi.
Zaten sınıf bu konuda ses çıkarırsa Kıvanç dan dayak yiyeceklerini bilirlerdi ya da Çağan dan ezici bir konuşma işiticeklerini. Sınıfa tuhaf gelen Kıvancın Çağana cevap vermemesi olmuştu.
Bugün tuhaf bir gündü.
Mina Çağana cevap veren olarak sessizliği bozdu.
"Benim yokluğum belli olmaz ama varlığım koyar"
"Ooo Ebrudan sabah sabah delikanlı sözler"
"Delikanlılığın kitabını yazmışsın anlaşılan"
Dedi Damla gıcık olduğu Çağana.
"Damlacım imzalar sana da veririm ağlama" dedi yerine otururken.
Alper kahkaha attı Çağanın sırtına vurarak. Damla ya boşver der gibi hareket yaparı Mina. Damla tatmin olmadı ve Çağanın yanına doğru gitti.
"Ne diyorsun sen ya" derken Çağan oturduğu yerden hiç duruşunu bozmadan Damlaya bakıp elinin tersiyle "hadi canım" dedi.
Göğsüne vurdu Damla daha fazla kendini tutamayarak ve Çağanı iyice sinirlendirdi ve bir hışınla sırasını itekleyip ayağa kalktı Çağan.
"Bak sana bir çakarım tüm sınıfları dolaşır gelirsin" dedi bağırarak ve damlayı itekleyerek Çğan.
Araya Mina koşarak girdi ve Çağanı göğsünden aynı Damlanın iteklediği gibi itekledi.
"Ya Çağan!" Dedi.
Ama bu hareketi yapan Minaya hiç tepki göstermedi hatta sanki Mina masaj yapıyormş gibi bir tavır sergileyen Çağan sakinleşip yerine tekrar oturduMinanın gözlerinin içine bakarak.
Bu durum Muratın dikkatini çekmişti ama Damlaya olan aşırı antipatikliğindendir diye geçiştirdi.
Profesör derse hala gelmemişti.
Kıvanç arkada kendi grubuyla keyifsizce sohbet ediyordu.
Çağan Muratın pencere kenarına topladığı içinde kendi yakın arkadaşı olan Alperinde olduğu yere doğru yöneldi.
Muratın telefonundan ekrana doğru bakıyor gülüyorlardı.
Çağan da merak edip yürüyünce telefondan Murata dün akşam üzerinde br şey olmadan fotoğraf atan Edebiyat fakültesinden Elifin fotoğraflRını gösterdiğini gördü.
"Bana da altındakiler olmadan fotoğraf attı bu kız." Dedi çağan.
"Hadi be!" Dedi sınıfın en sessizi futkan. Alperde aynı şekilde karşılık verdi.
"Göstersene oğlum" dedi Murat.
Kafasına vurdu Çağan Muratın.
"Bana abaza diyen birisi mi vardı?" Dedi kulağını eliyle göstererek Çağan muratı kast ederek.
Herkes tekrAr kahkaha attı Murata doğru.
"Oğlum keyfim yok zaten" dedi Murat.
"Deşarj oluyorsun yani bunlara bakarak" dedi Çağan tekrar herkesi kahkahalara boğarak.
"Ya Çağan uğraşmasana benle bana mı sardın git Mina yla uğraş" dedi.
Bu sefer Çağana güldü herkes. Dilini ağzının içinde gezdirken Mina onların olduğu yere gelip herkesin konuşup güldüğü şu muhabbeti merak etmişti.
Tam telefonun ekranına bakacakken Minanın karnına ayağını koyarak
"Hayır gelme" dedi Çağan.
Mina, Çağana ayağını üstündeki gri renkli kolları transparan v dekolteli bluzüni kirlettiği için mi kızsa yoksa Ona müdahale ettiği için mi kızsa bilemedi.
"Ya sanane?!" Dedi üzerini silkip Çağanın ayağını itekleyerek.
Çağan eliyle Muratın telefonunu kapatıp
"Görme Ebrucum senin yaşın tutmuyor bak bayılırsın mazaallah kusarsın felan " diyince güldü Muratlar.
"Aynen yenge sen görme bencede" dedi Alper. Mina ya yenge derdi çünkü Çağanın Minayı çok sevdiğini ve aralarındaki herşeyi bilen tek kişiydi.
"Of tamam" dedi Mina utanıp tahmin eder vaziyetteki durumdan.
Ayağıyla tekrar itekledi Çağan Minayı.
"Bak ayağını kırarım senin" dedi Mina sinirlenmişti tekrar bluzünü silkiyordu.
"Ne kırıyon Ebrucum sen çubuk kraker mi kırıyon " dedi ellerini iki yana açarken Çağan.
"Salak ya" diye güldü Mina.
Dün beraber geçirdikleri günde birlikte söyledikleri şarkıyı mırıldanIrken Çağan araya girdi.
"Hem sen benim ayağıma kurban ol Ebrucum" dedi ama Mina takmadı.
Telefondan başka şeylerle ilgilenmeye başlayan Muratların telefonunaaaa dalarak.
Mina Damla nın elindeki derginin başında toplanan kızların yanına tekrar gitti.
Dergide kızların konuştuğu bilekten ince çizgisi olan kapalı ama burun ksmı açık olan ince topuklu pahalı ayakkabı dikkatini çekti.
"Aaa Çağan bana bunu alsana " diye Çağana seslendi.
Çağan kafasını kaldırıp Ona seslenen minaya doğru baktı.
Oturduğu yerden kalkıp Minanın yanına doğru yürüdü.
Dergideki ayakkabıya baktı.
Fiyatına baktı sonra.
Gereksiz pahalı gelmişti ünlü bir marka olmasıdan dolayıydı.
"Tamam almayız Ebrucum" dedi.
"İyi ya alma" dedi Omzunu silkeledi.
Ama Çağan ayakkabıyı alacaktı. derginin altındaki ayakkabının seri numarasını ezberledi.
Çağanın çok güçlü bir hafızası vardı.
Hiçbir şeyi unutmazdı.
Unutmak istemediği hiç bir şeyi...
"Çağan bak ! kendine de bunu al" dedi Betül kızlarla gülüp ,beyaz, yanları yırtmaçlı bir şalvar tarzı kadın pantalonunu Çağana göstererek.
Hemen üstünde komple transparan ve sayfada bulunan en ucuz rengide kötü yeşil olan bir geceliği gösterdi Çağan betüle
"Sinan da sana bunu alsın abi. Önemli olan içindeki zaten dicem ama sende bir şeyde yok." Dedi arkasını dönüp giderken.
Kızların hepsi çağana arkasından laf yapıp küfür ederken Mina da sessiz sessiz kıkırdayarak arkasından kalçarını izledi Çağanın.
"Ben dövme yaptırcam Çğanın kolundaki gibi" dedi Esra Alperin yanına otururken.
Çağanın arkasında Alperke otururdu Esra.
"Ne demek bu dövmenin anlamı çağan." Diye sordu Esra.
Çağan cevap vermeyince Esra kendi kendine söylendi.
"Dünya üzerindeki en tuhaf mahluk insan benim demek herhalde " dedi Çağana. Çağan kaşlarını çatıp arkasına döndü.
"Bahama adalarında çiçekli etek giymek ben koca arıyorum demekmiş Esra" dedi burnunu çekip Esranın çiçekli eteğini göstererek Çağan.
"Çağan" dedi Esra. Biraz alıngan bir kızdı ve bu yüzden "tamam sustum" dedi Çağan susup gülerek.
Profesör geldiğinde herkes yerlerine geçti.
Mina yerine geçtiğinde Çağanın tüm sırayı kaplayan sonuna kadar açıp oturduğu bacaklarını itekledi.
Güldü Çağan Minaya bakarak sonrada ayaklarını topladı.
"Bugün yine çok güzel olmuşsun" dedi kaleminin uçuyla oynarken minaya doğru.
Gülümsedi ve saçlarını kulağının arkasına aldı Mina.
Ebru demediğinde anlardı ki ciddiydi ve sakindi espiri yapmıyordu yada önemsiz bir şey söylemiyordu.
Dersin profesörü biraz kafayı kırmıştı. Kocasını kız kardeşiyle yatakta bastığı günden sonra bir daha kendine gelememiş ama bu konu üzerinde çok aman aman sohbet edip kimseye belli etmemişti. Fakat kötü haber çabuk yayılır hesabı bu olay kısa sürede duyulmuştu okulda. Psikolojik destek almaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyordu. Dikkat çekiciliğinden saklanmaya çalışan Çağan ı sırada kolunun ğzerinde Minaya bakıp saklanırken yakaldı profesör ve seslendi.
"Çağan hadi bize ilk aşkını anlat" dedi.
Normalde bu derste dağ gezisinde kamp kurmaları ve dağ yürüşünü tanımaları gerekirdi. Tüm sınıf bunun ertelenmesinden ve sınıfta kalmaktan dolayı mutsuz ve ilgisizdi.
Fakat Çağanın ilk aşkının hikayesini dinlemek dikkatini çekti tüm sınıfın.
•••
İlk aşk?
Çağan hayatında hiç aşık olmamıştı.
Sadece on iki yaşında kolejde henüz saçları koyulaşmadan tırtılların kelebek olduğunu bilmezden hayatını basketbola adadığı sıralarda basketbol sahasında her zaman her tenefüste aynı yere oturan Büşra yı hatırlatırdı.
Ama o zamanlarki aşk sandığı Büşra nın bir gülüşü için sadece bir sayı atmaktı potaya.
Şimdiyse bir gülüş için köprü yıkmak haliç nehrine atlamak evereste tırmanmak gibi aşk.
Bu yüzden Çağan hayatında tek Minayı çok sevdi. Bir tek Minaya çok aşıktı ve onun için ilk aşkı Minaydı.
Mina onun ilk uykularını haram eden kişiydi en sevdiği takımın maçlarını sadece vakit geçirmek için eve kadar onunla yürümek yüzünü görmek için kaçırdığı, hayatında hiç sevmediği tatlıyı o elleriyle ağzına verdiği için yemek zorunda kaldığı, zayıf notunu yükseltmek için ödevini sabahlara kadar uyumayıp yetiştirdiği, yanında fırında ördek diye sayıklamadığı, iki gözünü değil dört gözle etrafı kolladığı, her gün 40 derece güneşin altındaymış gibi onu terleten tek kişiydi.
Adını kendi adından önce aklında tutan nabzının attığını hissettiği yatakta her gece arzuladığı tek kadın.
•••
Yutkunduktan sonra güneşin pencereye çarptığı beyazlığa gözlerini çevirdi.
Sitem etmek için zorlanmadan ayağa kalktı. sanki Mina yanında oturduğu ve ona en yakın kişi o olduğu için onun adını kullanıyor gibi bir tavır sergiledi.
"Hocam ya yapmayın şimdi karizmayı çizmeyelim. Ebru anlatsın hocam?"
Dedi ellerini sıranın üzerine vurarak.
Mina elini çenesine dayararak heyecanlanmıştı hikayesini duyacağı için bir yandan da gülümseyen gözlerle Çağan ın hareketlerine bakıyordu.
"Hayır hocam Çağan kaçmasın tutalım"
"Aynen hocam kaçmasın" diyen Alpere
"Sen nasıl arkadaşsın oğlum" diye çıkıştı Çağan arkasını dönüp kafasına vurarak Alperin.
Kıvanç arka sıradan ön sıraya oturup olaya karıştığı için şaşırtmıştı.
"Bende merak ettim"
"Ben hatırlamıyorum ilk aşkımı valla hocam" dedi daha sonra Murat herkesin lafının üzerine.
Çağan bu fırsatı hiç kaçırmadı ve Murata cevap verdi.
"Senin ilk aşkın kim olcak oğlum Tony nin Mercedes seninki Gta city deki."
Tüm sınıf kahkaha atınca Murat oflayarak tepki vermişti.
Hoca sınıfa bakıp sadece gülüyordu.
Sararmış dişleri ve bakımsız saçları uzun süre aynalara küs olduğunu belli ediyordu.
"Tamam çocuklar Çağan ı dinliyoruz"
Dedi hoca.
Kolunu samimi bir şekilde Çağanın omuzuna rastladı Mina.
Kolunu rastlar rastlamaz kafasını çevirdi Çağan çünkü heyecandan verdiği bir tepkiydi bu.
"Hadi Çağan" dedi heyecanla.
"Benim ilk aşkım patavatsızlığımla başladı hocam"
"Al işteeee" diye sesler yükseldi sınıftan.
"Durun abi anlatiyim kesmeyin ya" kızdı Çağan ama kızgınlığı patavatsızlığına kızmalarıydı.
Sonuçta ona göre patavatsızlığı olmasa ilk aşkıyla tanışamayacaklardı.
"Kader bizi bize yazmış hocam"
"Yaa?" "Neden" dedi profesör dikkatle Çağanı dinliyor bir yandan da telefonundan saati kontrol ediyordu.
"Tesadüfen Alperi aha şunu hocam" dedi arkasını dönüp Alperi göstererek.
"Bekliyordum işte kabinde. Bir pantalon deneyecek çıkamadı bir türlü bende mağazada dön dolaş kızlar reyonuna dalmışım. Kafamı bir kaldırdım"
İyice düşündü. Yalan söylemezdi asla yalanı sevmezdi.
Diyeceklerini diyemeyecek olması içinde kaynar suyu akmış hissi yarattı. Ah diye iç geçirdi Minaya kafasını çevirip hemen çekerek. Tamamlayamadı kelimeleri.
Ellini sıranın kenarına dayayıp sıkıyor bir yandan da beyaz masum bir yalan bulmaya çalışıyordu.
Hiç bu kadar zor olmamıştı onun için doğruyu söylemek.
Aradaki mesafeyi uzatmamak için iki cümleyi birbirine bağlamak için sözünü tamamlıyıverdi.
"Adriana Lima o markanın mankeniymiş hocam. Afişte bir gördüm onu dedim tamam aşık oldum."
"Hiç şaşırmadım sen kim aşk kim?" Dedi hoca.
"Sen kim aşk kim bana sorun hocam onu ben mecnun olmuşum haberiniz yok" diye mırıldanırken omzundan Minanın kayan kolunu hissetti.
Kafasını yan çevirdiğinde Minanın kızaran yanaklarını gördü.
Mina ya çok kızdığında yanakları kızarırdı ya da çok koştuğunda.
Koşmadığına göre kızmıştı Mina.
Bana değil herhalde diye düşündü Çağan.
Ama ona kızmıştı ve hiç olmadığı kadar. Çünkü profesör Minaya aynı soruyu sorsa Minanın ne söyleyeceği belliydi.
"Mina bugün çıkışta bizimle geliyor musun?" Dedi Esra.
"Hayır" dedi Çağan.
Esra ve Damlaya bu yüzden sinir olurdu.
Her okul çıkışı mutlaka gezecek bir yerler bulurlar bulmasalar bile bir cafede toplanır kim kimle kim ne giymiş ne yapmış sabaha kadar konuşurlardı. Gecenin sonunda mutlaka ortaya meyhane fikri atılırdı ve bu kadarı bile Çağanı çıkdırtmaya yeterdi.
"Geliyorum" dedi Mina.
Geliyorum demesiyle başını çevirip Minaya bakması bir oldu Çağanın.
Çağanın istemediği hiçbir şeyi yapmazdı Mina.
Çağan için Bu işte bir tuhaflık vardı.
Mina içinse bir aptallık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI~
RomanceSıradan bir hayatım vardı çünkü henüz rastlamamıştım sana. Tanışmamıştı bedenim bedeninle. Gözlerim böylesine bir manzara görmemişti hiç. Sesin kulağımda en sevdiğim şarkının ritmini tutuyor. En durgun okyanus kadar saf kalbin. Düşüncelerime engel o...