Bölüm 29 "Beraber Atlatacağız"

83 7 8
                                    

Büyüüük bir gecikme için özür dilerim. Umarım beni affedebilirsiniz :)
İyi okumalar...

~~

Güneşsiz havanın aydınlığı siyah perdeye inat kenarlardan içeri girmeyi başarıyordu. Kalbim ve aklımsa gözlerimin yanmasına inat bir türlü gözlerimin kapanmasına izin vermiyorlardı.
Bedenim sımsıcak olmasına inat düşüncelerim soğuk betonda uzanıyordu, çığlıklar atarak.
Bütün gece boyunca açık kalan gözlerime inat Çağan uyumuştu.

Yatakta dönmeyi bırak, kıpırdamama dahi izin vermemişti. Uyurken bile kontol düğmelerim ondaydı.

Göz kapaklarım uykusuzlukla kapanırken, beynimde dolaşan düşünceler buna izin vermiyordu.

Saate çevirdim bakışlarımı; saat sekiz olmuştu.

Çağan'ın kıpırdandığını hissettiğimde başımı onun tarafına doğru çevirdim. Yeni uyanmışlığın getirdiği kısık bakışlarıyla buluştu bakışlarım ve  Çağan kollarını bedenimden çekip yatakta oturur vaziyete geçti. Bacaklarını kendine çekip bacaklarına bir kaç kez sertçe vurdu. Sonra yüzünü sıvazladı ve yataktan kalktı. Kalktığında çıplak vücudu görüş alanıma tamamen girdiğinde yorgun bakışlarımı ondan çektim ve ben de ona uyarak hızla ayağa kalktım.

Tüm gece aklımda dönen soruların cevabını almak için kapıya yöneldim, çıplak ayaklarım serin taşlara değdikçe içim daha çok ürperiyordu.

"Bensiz bir yere gitmemeni söylemiştim." dediğinde tuttuğum kapının kolunu bırakıp ona döndüm, pantolonunu giymişti ama üstü hâlâ çıplaktı.

"Sadece aşağı inip geldiler mi diye bakacaktım." dediğimde sesimin kısık çıktığını farkettim, sesime verecek gücüm yoktu.

"Beni bekle." dediğinde sesindeki tını vurgular biçimdeydi, sinirleniyorum demenin başka bir versiyonuydu.

"Sen giyinirken ben de giyiniyim?" dedim sorarcasına, bana şansını zorluyorsun bakışı attığında ofladım.

"Adam ağzını açmıyor ben anlamaya çalışıyorum." diye mırıldandım kendi kendime.

"Çok zor(!)" Dalga geçerek bunu söylerken tişörtünüde giymişti.
Gözlerimi devirmeye gücüm olmadığı için devirememiştim.
Çağan banyoya girip suyu açtığında arkamı döndüm ve üzerimdekini kaldırıp karnımdaki yaraya baktım, gün geçtikçe rengi daha da koyulaşıyordu. Elimi yaranın çevresinde kalan açık mor kısımda gezdirdim ve yavaşça tonun gitgide koyulaştığı yaranın merkezine doğru getirdim elimi yüzümü hafif acının verdiği etkiyle buruşturarak.

"Gidelim." dediğini duyduğunda panikle üstümü kapattım ve anlamaması için ona dönmeden tırnaklarımla oynamaya başladım.

"Ne yapıyorsun?" dedi yanıma gelirken. Yanıma ulaştığında önce kendisinin görmesini bekledim.
"Tırnaklarımla oynuyorum, çok uzamışlar." dediğimde tatmin olmamışçasına bir ifadeyle baktı ve kapıyı açıp dışarı çıktı. Bende kuyruğu olarak peşinden gitmeye devam ettim. Odamın önüne geldiğinde benim girmemi bekledi önce, ben girince benim arkamdan girdi ve kapıyı açık bıraktı.

"Kapıyı kapat." dedim.

"Evde kimse yok." dedi yatağıma otururken.

"Yinede rahat edemem." derken kendim gittim ve kapattım.
"Hem gelmişlerdir belki?" diye döndüm ona merakla.

"Sesleri gelirdi." dedi kısaca ama bana çok değişik bakıyordu ve benimle normalden çok daha fazla konuşuyordu, sorularıma cevap veriyordu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Miras KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin