Bölüm 8 "Rekabet"

849 37 5
                                    

Uzun bir bölüm keyifli okumalar dilerim.

Multimedia: Eliz, Çağan, Atakan, Yeliz ve onların giydiği kıyafetleriyle birlikte.

__________________________

Yaşanan duyguya göre beden hareket eder. Nasıl hissediyorsan beyin vücuda öyle emir vermez mi? Heyecanlanınca kemirilen tırnaklar? Ya da utanınca enseye götürülen eller? Bunlar aslında duygunun bize yaptırdığı hareketlerdir.

Kişiye özeldir aslında bu hareketler, çünkü birisi sevindiğinde çığlık atarken bir başkası yine aynı duyguda başka bir durum sergileyebilir.

Şuan oluşan şaşkınlığımla birlikte konuşamıyordum. Konuşmamaya devam ederken masadaki sessizliği ilk bozan dede oldu.

"Düğün tarihiniz ne zaman?" diye sordu dede.

Ben bakışlarımı diktiğim tabağımdan kaldırarak Çağan'a yönelttiğimde onunda bana baktığını yakaladım ama hemen gözlerini dedesine çevirdi.

"Henüz karar vermedik. Ben kış düğünü olması taraftarıyım." dediğinde yüzümü buruşturarak Çağan'a baktım. Kış düğünü mü? Şaka yapıyor olmalıydı.

"Hayır kış düğünü olmaz. Kesinlikle yaz olmalı." dediğimde alt dudağımı dişlerimin arasına alarak suçlu edasını sergiledim. Neden konuşmuştum ki?
Masadaki bütün gözler bana çevrilirken ben dudağımı kemirmeye devam ediyordum.

"Çok haklısın yaz düğünü olmalı." dediğinde büyükanneye olan sevgimin içimde biraz daha arttığını hissettim. Büyükanneye sıcak bir gülümseme gönderirken dede söze karıştı.

"Yaz düğünü olursa seneye düğünün olması gerekir buda geç olur kış daha mantıklı." dediğinde ısrarlarımı devam ettirmemek için içerden dilimi ısırsamda dişlerimin arasından kurtulan dilim konuşmaya devam etti.

"Ben bir defa evleniyorum ve bu yüzden yaz olmasını istiyorum." dediğimde Çağan kulağıma eğilerek "Konuşma tarzına dikkat et." diye fısıldadığında tekrar içimin ürperdiğini hissettim.

"Eliz haklı gelin nasıl istiyorsa düğün öyle olmalı ve tabiki büyükannede." dediğinde gülümsememi gizleyememiştim. Büyükannenin beni sevmesi hoşuma gitmişti.

"Bu konuşaları sonra konuşabiliriz. Şimdi size önemli bir şey söyleyeceğim." diye dede konuştuğunda Çağan kaşlarını çatıp bakmaya başlamıştı.

"İstanbulda bir moda şirketimiz var. Büyük bir bölümü büyükannenize ait ve o şirketin başına geçeceksiniz."
Dedenin konuşmasını anlayamadığım için Çağan'a baktım ve onunda gergince dedeye baktığını farkettim. Biçimli dudaklarını oynatarak konuşmaya baladığında ben hala ona bakmaya devam ediyordum.

"Neden böyle bir şey yapıyorsunuz?" diye sordu Çağan. Hareketleri ve ses tonundan kuşkulandığını söyleyebilirdim. Ne ara bu kadar tanır hale gelmiştim?

"Atakan ve Yeliz de sizinle birlikte şirketi yönetecek." dediğinde gözlerimi kısarak Çağan'a baktım çünkü ne tepki göstereceğimi tam olarak bilmiyordum ve Çağan'ın tepkilerinden anlayabiliyordum.

Çağan yüzünü buruşturup dedeye bakmaya devam ederken bu sefer büyükanne konuştu.

"Onlar çift olarak ve sizde birer çift olarak yöneteceksiniz. Yani şirketin iki yöneticisi olmuş olacak. Biri siz biri de onlar." dediğinde büyükanneye baktım.

"İyide neden böyle bir şey yapıyorsunuz?" diye Çağan'ın sorusunu tekrarladım.

"Hanginiz şirketi daha iyi yönetip ün salarsa mirasımızı ona göre bırakacağız. Mirasımızın çarçur olmasını istemeyiz." dedi büyükanne ve dede de ona katıldı.

Miras KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin