Bölüm 10 "Gerçek Gibiydi"

572 35 6
                                    

Oy ve yorumları unutmayalım lütfen.
Onlar beni yazmaya teşvik eden etkenler ve benim için hepinizin düşüncesi çok önemli.

İyi okumalar :)

__________________________

Boşluktu, derin bir bir boşluk..

Sessizliğin ve karanlığın bulunduğu büyük bir boşluktu..

Çığlık atarcasına bağırmak isterken çıkarabileceğin en yüksek ses, sessizlikti..

Dibi yoktu, dipsizdi..

Korkutucuydu.

Kapının sesini duyduğumda defteri hızla kapattım. Gelen Arya'ydı. Onları iki gündür görmüyordum. En son beni yemeğe hazırlamışlardı ve ondan sonra daha hiç görüşmemiştik. Çağanla birlikte uyuduğum geceden sonra evde iki gün boyunca kimseyi bulamamıştım.
Geceleri korkmuştum ve çok büyük bir boşluk hissetmiştim. Bir şey eksik gibiydi, sanki bir günde ona alışmış gibiydim.

"Neredeydiniz?" diye sorduğumda Arya o sırada gelip boynuma sarıldı. Sıkıca sarıldık ve o benden ayrıldığında o sırada odamın kapısı tekrar açıldı.
Arya'yı hafifçe kenara itip gelene baktım. İris'di.

"Buradayız işte." diyerek bana doğru gelen İris'di. Önümde durdu ve sarıldığımızda bir yandan konuşuyordu.

"Hadi kahvaltıya küçük hanım." dediğinde neyden bahsettiğini anlayamamıştım. Bunlar daha yeni gelmemiş miydi? Kahvaltıyı ne zaman hazırlamışlardı ki?
Başım zaten ağrıyordu ve beynimi zorlamam pek yardıöcı olmuyordu, daha da çok ağrıyordu.

"Ne kahvaltısı? Daha yeni geldiniz, ne ara hazırladınız?" derken kaşlarımı iyice çatmıştım, ters giden bir şeyler vardı. Hissediyordum.

Arya ve İris birbirine baktılar ve bana döndüler, ikisininde yüzünde şaşkın bir ifade vardı. "Hey, neler oluyor burada?" Hafif bağırmaya başlamıştım.

Arya yanıma oturdu ve İris'de diğer yanıma oturdu.
"Bizim bir yerden mi gelmiş olmamız gerekiyor şuan?" İris bana benim gibi bakıyordu. Kaşları çatık, beni anlamaya çalışır gibiydi.

"Evet. Biz Çağanla yemeğe gittiğimizden beri iki gündür görüşmüyoruz." dedim anlamaları için ama nedense ikisinin de bakışları hala aynıydı.

"Nasıl yani? Sen daha dün yemekteydin." dediğinde Arya'ya baktım.

"Kızlar şuan gerçekten saçmalıyorsunuz." diyetek sinirlendiğimi belirttim, "Şakanın sırası değil, lütfen." dedim ve ayağa kalkarak odamın camını açtım. Daralmıştım.

"Şaka falan yapmıyoruz Eliz. Dün gece yemekteydin ve biz sen geldiğinde birlikte uyuduk. Senin odanda, burada," dedi odayı ve bizi işaret ederek "Hatırla." diye İris de arkadından ekleyince neredeyse deliye dönecektim.

"Siz iyi falan değilsiniz! Yemekten geldiğim gün ben Çağanla uyudum ve sonra... sonra sabah uyandığımda evde kimse yoktu siz de dahil, hiç kimse!" Bağırmaya başlamıştım. Benimle dalga geçiyor olmalıydılar.
"İki gün boyunca yoktunuz ve ben bu lanet evde tektim!" Çığlık atarcasına bağırdım ve kendimi camın önündeki kanepeye attım ve ellerimi saçlarıma daldırıp çekiştirdim.
Bu şey oluyor olamazdı!

"Canım, sen.." dediğinde sinirle ayağa kalktım ve bağırdım. "Sus! Şakanında bu kadarı doğrusu," diyerek isterik bir şekilde kahkaha attım. "Güldüm! Tamam mı güldüm! Şimdi şu saçmalığa hemen bir son verin ve bana nerdeydiniz anlatın." dedim.

Belli ki şaka yapmak istemişlerdi ama bu bir şaka değildi, tamamen beni deli yerine koyan bir dalgaydı ve beni fazlasıyla sinirlendirmişti.

Miras KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin