Bölüm 5 "Kaçış"

675 38 9
                                    

Ben onu mu takip etmiştim? İyide neden? Nasıl olmuştu? Farkında bile değildim.

"Neden buradasın?" Sorusu üzerine beni gördüğünü anladım ve onun yüzüne baktım. Kaşları hafifçe havaya kalkmış bir şekilde benden cevap bekliyordu. Ne diyecektim ki neden geldiğimi ben bile bilmiyordum.

"İnan bende bilmiyorum." dedim gözlerimi kocaman açıp başımı sağa sola sallarken. Doğruydu, bilmiyordum.

Mavi gözlerini bu sefer kıstı, bir şey düşünüyordu. Sonra tekrar bana döndüğünde o ifadesinden hiç bir iz kalmamıştı. Değişen tek şey çatılan kaşlarıydı.

"İyi. Çık şimdi odadan." diye terslemesini beklemesemde çok şaşırmamıştım, sonuçta karşımdaki Çağan Darıkan'dı. Ama yinede sinirlenmeme sebep olmuştu.

"Çıkmayacağım." derken kollarımı önümde bağlayıp meydan okurcasına baktım. Çağan kaşlarını daha da çatabildiğini kanıtlarken ellerini saçlarının arasından geçirdiğinde ona öylece bakmaktan kendimi alamamıştım. Her hareketi büyüleyiciydi ve gözlerimi kamaştırıyordu.

"Sen kendini ne zannediyorsun?" Üzerime doğru tehditkar bir şekilde yaklaşırken korktuğumu belli etmemek adına yerimden kıpırdamamıştım. Hatta cesaretime hayran kalarak bende ona doğru ilerlemeye başladım. Artık çok yakındık.

"Beni kaçırıp her istediğini yaptırabileceğini mi sanıyordun?" Sakin ses tonumla konuştuğumda bunun onu daha çok sinirlendirdiğini farkettim.

"Sana her istediğimi yaparımda yaptırırımda." Üzerime doğru iyice eğildiğinde bu sefer geri adım attım, ama kolumdan tutarak kaçmama engel oldu.

"Yaptıramazsın!" Kolumu ondan kurtarmaya çalışırken alaycı gülüşü beni daha çok sinir etmişti. "Bırak!"
Çabalarıma karşı kolumu daha çok sıkıp konuştu.

"Sana şuan ne istersem onu yaparım," derken sırıtışı iyice genişledi. "Ne kadar güçsüz olduğunun farkında mısın?" Derken yüzünü yüzüme yaklaştırmasıyla taş kesilmiştim. "Ne yapıyorsun?" Sesim adeta bir fısıltı gibi çıkmıştı.

"İstediğimi." yüzünü boyun girintime yaklaştırıp dudaklarını sürtmesiyle içim titredi. Dudakları aşağılara doğru inerken sonunda kendime gelmeyi başarabilmiştim. Şuan işine çok odaklandığı için boş anından faydalanıp onu sertçe itip yüzüne tokat attım ve ardından erkekliğine indirdiğim tekmeyle iki büklüm oldu. Erkekleğini tutup küfür etmeye devam ederken, arkama bile bakmadan odadan dışarı çıktım ve kimseye gözükmeden evden dışarı çıktım.

Neredeyse beş dakikadır deli gibi koşuyordum. Nefes nefese kalmıştım, omzumun üstünden arkama baktığımda görünürde kimse yoktu. Soluklanmak için durdum ve nerede olduğumu anlamaya çalıştım, daha doğrusu bir ana yol görmeye çalıştım ama yoktu. Ciğerim sökülecek gibi nefes almaya devam ederken kayalıklardan birini gözüme kestirdim ve yerden destek alarak arkasına oturdum.

Nereye gidecektim? Dağın başında bir evdeydik ve ne ev ne de bir araba yolu vardı. Ama pes etmeyecektim, buradan kurtulmam lazımdı. Evet belki kurtulsamda sığınacak kimsem yoktu ama burada kalmaktan daha iyiydi. Ben ölüm korkusuyla yaşamak istemiyordum.

Yine yerden destek alarak ayağa kalktım ve temkinli adımlarla yürümeye başladım. Yaz ayındaydık ama ev dağ başında olduğu için dışarıda deli gibi rüzgar esiyordu. Soğuk rüzgar bedenime çarparken kollarımla kendimi sarıp daha hızlı yürümeye başladım. Sanki yürüdükçe daha çok kaybolduğumu hissediyordum. Bir labirent gibiydi. Uçuşan ağaçlara ürkek bir şekilde bakmaya devam ederken adımlarım artık koşmaya dönmüştü çünkü bir an önce bir ev ya da araba bulmalıydım yoksa donarak ölecektim. Ama başka şansım yoktu eve dönsem kesin ölecektim.

Miras KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin