Bölüm 26 "Şaşkınlık"

251 21 8
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Size bir süpriz yapmak istedim ve vakit buldukça yazarak yeni bir bölüm yazdım. Normale göre biraz kısa ama bununla idare edin lütfen.

Beklemenin ne kadar zor olduğunu biliyorum, bu yüzden yine geç te olsa, kısa da olsa bölüm yayınlamaya çalışacağım.

Sizin için kendimi zorluyorum, umarım değerinizin büyüklüğünü farketmişsizdir.

Size kocaman sevgilerimi gönderiyorum, iyi okumalar...

_______________________

Uzaktan bana acıyarak bakan duygularıma çaresizce bakıyordum.

Gözlerimi diktiğim duvarda duygularım birer birer sıralanmışlardı, her biri iz bırakıyordu ruhumda, içime işliyordu, içimin en acı köşesinde birikiyorlardı.

Duygularım olduğundan daha fazla hissettiriyordu sanki, duygularımın göğsümü yırtarak dışarı çıkmak için çabaladığını hissedebiliyordum, en zor olanı da onları içerde tutabilmekti.
Tutuyordum, tutabiliyordum, en azından bunu yapabiliyordum.

Kapının açıldığını işiten kulaklarıma işit emrini veren beynim oraya bakmamamı söylüyordu. Söylediklerini dinleyen bedenim olduğu gibiydi.

"Eliz Hanım sizinle bir şey konuşmam gerekiyor ve doğru bilgiler almama yardımcı olursanız sevinirim." diyen doktora bakmadan başımı onaylarcasına salladım. Duygularım hâlâ bana bakıyorlardı, bende onlara.

"Şiddet mi görüyorsunuz?" diye beklediğim bir soruyu duyduğumda hafifçe iki yana kıvrıldı dudaklarım.

"Hayır." dedim ilk kez konuşarak. 
Parmaklarımla çarşafın üzerine daireler çizmeye başlamıştım, gözlerim hâlâ aynı yerdeyken.

"Doğru söyleyecektiniz." dediğinde dudaklarımın iki yana daha çok açılmıştı inatla, vücudumu sanki başka biri yönetiyordu.

"Herkesin kendi doğrusu vardır." dedim bakışlarımı bilmem kaç kere gördüğüm doktora çevirerek.
"Benim doğrum da bu." dedim yüz ifademdeki isteksizliği saklamadan.

Kapı tekrar açıldığında içeriye sırayla doluşan insanlara doğru baktım.

Arya, Caner ve Doğaç sırayla karşıma dizilmişlerdi.

Arya ağlamaktan gözleri şişmiş bir şekilde acıyarak bana bakıyordu.
Canerse tedirgin tavrını açıkça belli ederek bir sağa bir sola yürüyüp duruyordu.

"İris hâlâ uyanmadı Eliz biliyor musun?" dedi ağlamaklı sesiyle Arya bana yaklaşıp yatağımın önünde diz çökerek.
Avuçlarının içi terlemiş elleriyle ellerimi kavaradı.
"İyileşecek değil mi, uyanacak?" diye sorduğunda başımı bilmediğim halde olumlu şekilde salladım.

Buraya gelirken İris için geldiğimi sanıyordum ama şuan bu yataklardan birinde de ben yatıyordum.

"Sen bir anda bayılmışsın, Eliz bu bayılmaların artmaya başladı." dediğinde tebrik etmek için bu halimle alnından öpesim gelmişti.

"Bende onu diyordum." diyen doktora baktı Arya ve sonra tekrar bana baktığında pot kırdığını anlamıştı.

"Nasıl oldu? İris'in olayı?" diye sordum konuyu kapatmak amaçlı ama tam o sırada kapının hızla açılmasıyla içeri hemşire girmişti.

Miras KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin