içimdeki sadist

553 25 1
                                    

Multimedya = uçurum

Derin'i hemen kolundan tutup eve soktuk . Bırakın beni diye çırpınıyordu . Bende ise en ufak bile duygu kırıntısı yoktu . Sanırım sadistleşmeye başladım ama sadece derin konusunda . Yoksa başka birinin acı çekmesi benim canımı acıtırdı . Dönelim esas konumuza . Derini sandalyeye bağladıktan sonra konuşturmaya çalıştık .

Allah'ım deli olucam yaa . Neydi bu kızın geçmişinde olanlar ? O adam kimdi ? Aklımda birsürü cevap bekleyen sorular vardı . O adamda zaten söyleyeceğini söyledi gitti . Evet . Dönelim esas konumuza . Hala konuşmuyor . Ama ben ne yapacağımı biliyorum .
Gittim jilet , kaya tuzu , bir adet kömür , demir kap , bıçak , kolanya ve çakmak aldım . İçeri döndüm . Herkes bana şaşkınlıkla bakıyordu . Önce derinin kolunu açtım . Ve jiletle büyük D harfi çizdim . Dora ismini unutmaması için . Acıyla bağırdı .

" konuşacak mısın ? "

Ses vermedi . Sen bilirsin anlamında kafamı sallayıp kaya tuzunu yaranın üstüne boca ettim . Acı dolu çığlıkları kulaklarımı tırmalamıştı . Tekrar sordum

" konuşacak mısın ? "

Ses vermedi . Ben de kömürü demir kaba koydum . Üstüne kolanya döküp yaktım . Demir kabın içinde yanmaya başlayan kömürün ateşine bıçağın demir kısmını getirdim . Bıçağın ucu kıpkırmızı olunca çektim ve derinin üstüne yürüdüm . Gözüne yaklaştırdım . Gözleri fal taşı gibi açılmıştı . Tekrar sordum .

" konuşacak mısın ?"

Ses yok . Gözüne doğru yaklaştım .

" tamam dur konuşucam "

" anlat "

" ben geçmişte batu- "

Sözünü tamamlayamadan pencereden gelen kurşunla yere yığıldı . Hadi ama . Bu kadar klişe olamaz . Nabzına baktık yoktu . Ambulansı aradık . Polise de haber verdik . Ambulans derini aldı . Biz de polise ifade verdikten sonra eve geldik . Ve ben bora yı özlüyordum . Batu uyuduğu zaman evden çıktım ve bora nın evine gittim . Kapıyı açtı ve şaşkınlıkla yüzüme baktı .

" senin burada ne işin var gitsene batunun yanına "

Ağzından gelen bira kokusuyla bile sarhoş olabilirdim . O derece içmişti . İçeri geçtim .

"Ama ben senin yanını istiyorum ." Dedim .

" sen beni ne hale soktuğunun farkında mısın ? Yaşayan ölü oldum artık . Ne hakkın vardı bunları çektirmeye ? "

" bora sarhoşsun ne dediğini bilmiyosun gel bir kahve yapayım iç sakin kafayla konuşalım "

" ne sakin kafası ya ne sakin kafası ? Sen benim üvey abimle aynı evde kalıyosun benim babamı diri diri yakan adamla aynı evde kalıyosun ya ! Ve benden sakin olmamı istiyosun hah gıdıkla da güleyim bari !!"

Gözyaşlarım gözüme hücum etmişti . Utançtan kızarmıştım . Ama ağlamamalıydım . Ben güçlü bir kızdım çünkü . Demeye kalmadan damla damla gözümden dışarı çıkarak kendini özgür kıldı gözyaşlarım . Eğer bir insan ağlamazsa ruhu gökkuşağına sahip olamaz derler ya hani . Külliyen yalan . Ben hep ağladım . Ama bana ruhumu temizleyen gökkuşağı olarak değil hayatımda damga gibi kalan siyahlıklar olarak döndü . Benim ruhum hiçbir zaman gökkuşağına sahip olmadı diye düşünürken boranın sesiyle irkildim .

" hala ne bekliyosun yüzsüz gibi s*ktir olup gitsene !!"

bu sözlerini duymamla beraber hemen dışarı çıktım . Arabama binip uçurum kenarına geldim . Düşüncelerime devam ettim . Gerçekten hiç mutlu olamamıştım . Hep küçümsenmiştim . Ben çok yalnızdım . Kimse beni sevmiyodu ki . Herkes dışlıyordu . Ben yalnızım artık kimse yanımda değil . Sadece Allah var . Bi tek o beni terk etmez . Bi tek o beni hor görüp dışlamaz . Bi tek o beni sever . Ama kurban olduğum hep beni sınadı . Sınavlarından geçirdi . Allah sevdiği kulunu erkenden yanına alırmış . Benim de annemle babamı erkenden yanına aldı . Keşke benide alsa . Keşke bende onun sevdiği kulu olsam . Keşke günah işlememiş olsam . Keşke keşkelerim olmasa ... ama ben günahların en büyüğünü işledim . Canıma kıymaya kalktım . Bunların sonrasında hep ağladım ama hiç ruhum gökkuşağına sahip olmadı. Çünkü ben kendim bir KARANLIKTIM . bütün o siyahlıklar beni karanlık yaptı . Hemde ben fark etmeden . Keşke büyümeseydim . En büyük yaram kalbimdeki aşk yarası değil de dizimdeki sıyrık olsaydı . Keşke dert ettiğim şey dondurmamı düşürmem olsaydı annesizliğin babasızlığın zor olması değil . Keşke kirlenen şey tüllü kabarık eteğim olsaydı kendim değil . Ama dedim ya işte keşke deyince olmuyor . Bunları yıldızlara anlattım. Yıldızlar da benim dertlerimi taşıyodu artık . Bunları Sesli olarak dile getirmek beni rahatlatmıştı . Havaya baktığımda bana hak vermişcesine dahada parıldıyorlardı . Adeta haklısın bunları taşımak zor dermişcesine parlıyorlardı . Sonra gözkapaklarım ağırlaşmaya başladı . 5-6 gramlık et parçası 2 tonluk baskı uyguluyordu adeta ve sonra gözlerim kapandı.

Güneş doğmaya başlayınca yerimden kalktım .3 saat uyumuşum burada . Batu falan merak eder şimdi . Hemen toparlanıp ayağa kalktım . Aniden kalktığım için başım döndü . Tam uçurumdan düşecekken bir el belimden tuttu ...

Acaba kimdi ?
Bora veya batu muydu?
Yoksa başka biri miydi?

Cevapları diğer bölümde. Vote yoksa bölüm atmayacağım arkadaşlar ...

Bir Çirkin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin