Geceyi bir dakika bile uyumadan geçirdiğim için ertesi sabah okula gitmek için hazırlanırken gözlerimi açık tutabilmek için fazladan çaba sarf etmem gerekiyordu. Paulo departmanı arayıp bir bahaneyle izin aldıktan sonra sabaha kadar başımda beklemişti ve tek yaptığımız şey birkaç kez kahve yapmak amacıyla mutfağa gitmek dışında mum ışığında sessizce oturma odasında oturmaktı. Edebiyat dersi için okumam gereken kitaplardan birini okuyarak bomboş geçen geceyi değerlendirmeye çalışsam da kafam öylesinde doluydu ki okuduğum cümleler bana hiçbir anlam ifade etmeyince kitabı kenara bırakmak zorunda kalmıştım. Üzerlerine yorum yapabilmek için okuduğum cümleleri derinlemesine anlamam gerekiyordu, kafamı doğru düzgün toplayamazken bu imkansızdı. Bilgisayarın bozulması veya kedi miyavlamalarıyla ilgili de konuşmamıştık.
Koskoca gece boyunca bahsi geçen tek konu saatin kaç olduğuyla ilgili birkaç cümlelik konuşmalardı. Beni sorgulamadığı veya silah doğrultma gereği duymadığından bir şikayetim yoktu. Zaten benimle ilgilenmek yerine her an gelecek saldırıya hazır şekilde tetikte beklemişti. Yüzündeki ifadeden en ufak bir tehditte saldırıya geçeğini anlamak zor değildi. Ve evde yalnız olmadığımdan mı bilmiyorum ancak gece boyunca herhangi bir gariplik olmamıştı. İstemden de olsa geceyi yalnız başıma geçirsem aynısının olup olmayacağını merak ettim. Yine koltukta sessizce oturur muydum, yoksa artık alışılagelmiş bir şekilde kendimi ormanın ortasında savunmasız bir halde mi bulurdum?
Kahvaltının ardından çantamı hazırlanıp giyinmeyi bitirdiğimde Paulo beni okula bırakmayı teklif etti. Böylece korumalık görevini tamamlamış olacaktı. Bu havada taksi beklemek zorunda olmadığım için mutluydum, muhtemelen taksi de gelmezdi zaten. Etrafı yoğun bir sis tabakası sarmış olduğundan kaplumbağa hızında ilerlemek zorunda kaldık, bu nedenle de ilk dersi kaçırmış oldum. Ona hızlıca teşekkür edip arabadan indikten sonra derin bir nefes aldım. Nedenini bilmesem de omzumdan yük kalkmış gibi hissediyordum. Okulu görmek iyi hissettiriyordu, burada yalnız değildim, savunmasız değildim, bilinmeyen bir yerde değildim. Her şey olması gerektiği gibi, delirtici bir şekilde tekdüzeydi.
Çalan teneffüs ziliyle birlikte sınıf kapılarından öğrenciler çıkarken her zamanki gibi herkes telaş halinde değildi, koridorda sesli kahkahalar, dedikodular yankılanmıyordu, dolap arkalarında saklanmaya çalışan çiftler yoktu, kimse atlayıp zıplamıyor, koşmuyor, birbirine çarpmıyordu. Uzun süredir devam eden kötü hava şartları kasabadaki herkesi donuk bir heykele çevirmişti. İnsanlar her an hazırlıklı olmak zorundaydı, hortumda evleri yıkılabilirdi; daha kötüsü ölebilirlerdi. Hatta daha da kötüsü –sanki mümkünmüş gibi- vahşi bir cinayete kurban gidebilirlerdi.
Kalabalık insan topluluğu ifadesizce etrafımdan geçip giderken iç çektim. Burada yaşamanın şartları soğuk hava durumuna alışık olmaktı ancak bu kadar uzun süren fırtınalar daha önce hiç olmamıştı; en azından hayatımın hatırlayabildiğim kısmında olmamıştı ve bu da en azından 14-15 sene demekti.
Tarih sınıfına adım attığım anda pencere kenarı üçüncü sırada oturan Colin ayaklandı ve adeta yanıma ışınlandı. "Öldüğünü sandım," dedi beni sıraya çekiştirirken. "Telefonlarına cevap verme gereği duymuyorsun sanırım. Eğer bir saat daha gelmeseydin evine geliyordum."
"Telefonumun şarjı bitmiş olmalı," diye ortaya beyaz bir yalan attım. Şarjı biten bendim, telefonum olduğunu bile unutmuştum.
"Bir daha okula gelmediğinde dumanla haber yollamayı dene," diye bir öneride bulundu arkasına yaslanırken. "Haber alamayınca kafan kesilmiş bir halde olduğunu düşünmeden edemiyorum."
Durum içler acısıydı ve belki de küçük bir kahkaha atmamın sebebi trajikomik olayı gözler önüne sermesiydi. Kasvetli konuyu kapatmak amacıyla tarih kitabımı çantamdan çıkarırken, "Bir önceki ders ne yaptınız?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KORUYUCUSU
FantasySessizliğin çığlıklarını duyabildiğinde, gecenin aslında sandığından çok daha karanlık olduğunu görürsün. Ve karanlığı aydınlatacak bir ışık ararken kendini aşağıda seni sonsuzluğa karıştırmak için hazır bekleyen dev dalgaların olduğu uçurumun kenar...