2. Bölüm: Ceset

1.2K 130 15
                                    

Tehlikede hissettiğiniz o anı bilirsiniz. Kalp atışlarınız kontrolden çıkarken elleriniz istem dışı titrer ve nefes alabilmek için havayı neredeyse yutarsınız. Tüm bunlar olurken beyninizdeki mantıklı düşünceleri bir araya getirip bir plan kuramazsınız. Sadece kendinizi tehlikeden uzaklaştırma isteğiyle aklınıza ilk geleni yaparsınız ve bazı yaptıklarınızın ne kadar aptalca olduğunu fark etmeniz için aradan zaman geçmesi gerekir.

Düzensiz kalp atışlarımın etkisiyle kulaklarım uğuldarken içimden kendime sakin olmam gerektiğini bir milyonuncu kez hatırlattım.

Sadece bir insan, diye düşündüm.

Sadece odamın kapısının önünde bekleyen tanımadığım bir insan...

Sessiz adımlarla kendimi dolapla duvar arasındaki boşluğa sıkıştırdım. Telefonumu tekrar çalma ihtimaline karşı sessize aldıktan sonra ses çıkarmadan beklemeye başladım. Karanlığı işime yarayacak şekilde kullanabilirdim, sonuçta burası benim evimdi ve karanlıkta avantajı olan birisi varsa o da bendim. Kapı minik bir tıkırtı eşliğinde açılıp ses artık direkt olarak kulağıma ulaştığında dudaklarımı sıkıca birbirine bastırarak nefesimi tuttum. "Jacqueline," dedi kadife gibi yumuşacık bir sesle. "Sana zarar vermeyeceğim." Bulunduğum yerden pencereden içeri giren şimşek ışığını engelleyen siluetini görebiliyordum. Oldukça uzun boyluydu ve sıska bir vücudu vardı, tabii zayıf oluşu kesinlikle beni aldatmamalıydı tıpkı sevecen bir ses tonuyla söylediği yalan sözler gibi. Harekete geçmek için bir süre daha beklemeye karar verdim, eğer saklandığım yerden çıktığım anda şimşek çakarsa ışık beni ele verirdi. Yatağın altına eğilerek orada olup olmadığımı kontrol etti. "Jacqueline," diye tekrarladı. "Sana neden zarar vermek isteyeyim?"

Gecenin bir yarısı evime zorla giren bir adamın bunu söylemesi ancak gülünç olabilirdi.

Yüzünü bana çevirince hâlâ beni göremediğini bilsem de sırtımdan buz gibi bir ürperti geçti. Yan dönünce ince uzun burnunu daha iyi seçebildim. Bu adamda çok korkunç bir şeyler vardı, evime gece izinsiz girmesinden bahsetmiyorum. Ses tonu, tam olarak göremesem de dış görünüşü... Kâğıt gibiydi, zararsız görünüyordu ama beklemediğim anda keskin yüzünü göstereceğinden emindim. "Seni zor kullanarak almamı mı istiyorsun?" diye sorarken sesi alınmış gibi çıktı. "Bak, istesem seni bulabilirim ama yine de kendin ortaya çıkmanı bekliyorum. Çünkü ben iyi bir adamım." Korkudan altıma yapmak üzere olmasaydım gülebilirdim.

Tekrar bana dönükken güçlü bir şimşek odanın içini tamamen aydınlattığında, saniyelik zaman diliminde yüzünü tamamen görme fırsatı yakaladım. Kemikli, zayıf, sivri hatlı korkunç bir surat, uzun bir burun, incecik dudaklar, kısık gözler ve kare şeklini andıran çenesiyle insanı dehşete düşürüyordu. Görüntü daha da geriye gitmeme neden oldu.

Bir an önce evden çıkmam gerekiyordu. Annemin yardıma ihtiyacı vardı, polisi aramalıydım.

Arkasına döndüğü anda fırsattan yararlanarak saklandığım yerden çıktım. Bacağım boşluğa sıkıştığında kendimi tutmayı başarıp acıyla inlemeseydim kesinlikle kurtulmuş olurdum. Kapıya hızlıca bir adım atmamla eş zamanlı olarak adam kapının önünde belirerek kapıyı çarparak kapattı. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken geriye doğru sendeledim. Az önce gördüğüm mümkün müydü? Nasıl pencerenin yanından kapıya bir saniyeden az bir sürede ulaşabilirdi?

Şimşek ışığıyla aydınlanan şeytani gülümsemesi yüzünü kapladı, artık tehlikede olduğuma son derece emindim. Gök gürültüsü ayağımın altındaki zemini salladığında bana doğru bir adım atmasıyla elimi yumruk yapıp bir saniye bile beklemeden arkamdaki aynaya geçirdim. Kırık parçalar gürültüyle her yöne savrulurken yere eğilip bir tanesini almaya fırsatım oldu. Bunu beklemiyor olmalıydı. Yanda duran küçük masa örtüsünü üzerindeki parfüm şişelerinin kırılmasını umursamadan bir çekişte aldım ve kırık parçanın elimi kesmemesi için etrafına sardım. Ama bileğimden süzülen kan çoktan yaralandığımı gösteriyordu. Adam sinir bozucu bir kahkaha attı. "Ah, hayır," dedi onaylamaz bir sesle. "Onun beni korkutacağını mı sandın, küçük Jacqueline?" Sonra kısık gözlerini biraz açarak ekledi. "Umarım o kadar aptal değilsindir."

GECENİN KORUYUCUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin