MULTİDE IŞIKBURGERİMLEE GECEBURGERİM VARR
İYİ OKUMALAR HAMBURGERLERİM:):):)
Işıkla geçen muhteşem günün ardından bir daha hiç bir şeyin aynı olmayacağının bilincindeydim. "Sende gitme" dedi ama ömür boyu burda kalabilecek kadarda arsız değildim elbette. Bir iş bulup. Kendi hayatımı kuracaktım. Burda hangi sıfatla kalabilirdim ki? Yattığım rahat ve sıcak yatağımdan kalktım. Çünkü midem Resmen vücuduma bir savaş açmıştı. İç savaş büyümeden önce müdehale etmeliydim. Normal insanlar gibi dolabıma Gidip.bu gün giyeceğim kıyafetleri seçemedim. Neden? Çünkü hiç bir şeyim Yoktu kaza esnasında. Mefta olan çantamdan eser yoktu. Odadaki. Lavaboya Gidip yüzümü yıkadım. Işığın dün ki aldığı askılıyı ve kotu giydim. Cekete gerek olmadığına karar verdim ve odanın kapısına doğru hızlı adımlarla ilerledim Çünkü midemde ki iç savaş git gide büyüyordu bunu hissedebiliyordum. Kapıyı açtığımda zeliş ablayla burun buruna gelmeyi hiç beklemiyordum. bu biraz şok etkisi yaratmadı desem yalan olur. . Oda şaşırmış olacak ki bir kaç adım geri çekildi. " Ay Gece Ya ödüm koptu. Bebeğim. Napıyon Allah aşkına?" Üstümdeki şoku biraz olsun atıp " kusura bakma ablacım Normal insanlar gibi odadan çıkıyordumda. Asıl sen Ne yapıyorsun?" odadan dedim çünkü burayı benimseyemedim Zeliş ablanın konuşmasıyla. Düşüncelerimi susturdum. " Ben özür dilerim canım Ya olayın şokuyla saçmaladım bağışla. Eee. Şey ben sana kıyafet getirdim. Bu günlük idare et seninle alışverişe çıkarız yarın olurmu canım" birilerinin Beni düşünmesi sevindirmişti doğrusu. Yüzüme bana yakıştığını düşündüğüm bir gülümseme takındım. " Beni düşündüğün için teşekkür ederim ablacım ama benimle vakit kaybetme lütfen." Yüzüne yalancıktan bir sinir takınan zeliş abla işaret parmağını sallayarak konuştu. " Bana bak kız yoldurtma kendini. Aaa. Şunun dediğine bak. Yarın benimsin bebek itiraz istemiyorum duydunmu Beni?" Ben bu kadar iyi insanları hak etmek için Ne yapmıştım Allah aşkına onlara ömrüm boyunca minnettar kalacaktım. " Tamam ablacım duydum." Dedim yüzüne yayılan kocaman gülümsemeyle. " Harika Hadi al bunları yerleştir gel konuşucak çok önemli bir konumuz var hayatım." Cümlesi bitince bir kucak dolusu elbise yığdı. Kucağıma ve kıvırta kıvırta gitti. Bu kadını seviyordum Ya onlardan ayrılmak bana çok zor gelecekti biliyorum ama ben neleri atlatmadım ki...
**
Elbiseleri yerleştirip. Kahvaltıya indim. Işığın burda olmaması dikkatimden kaçmamıştı. Sormayada cesaretim yoktu açıkçası. Kapının çalmasıyla beraber zeliş abla kalkıp gitti umarım ışıktır diye düşünürken içeriye geçen gün ki dağlı girdi. Beni görünce. " oo. Naber çekirge?" Dedi. Sinir kat sayımın hızla yükseldiğini hissediyordum. " Ben çekirgeysem sen nesin dağlı" Bu dediğimi hiç takmayarak birazdan. Katil olma sebebim olmaya aday cümleyi söyledi. " ne olmamı istiyorsan olabilirim güzelim" zeliş ablanın. " Aras kapat o koca çeneni salak. Buraya neden geldiğini unutma." Asrınmı arasmı her ne haltasa işte. Hiç takmadı bile arsız. " Aa zelo yaa bi rahat vermedin ha" adam hiç takmasada zeliş abla yinede özrünü diledi. " Aras bağışla. Lütfen başımda ki olayları biliyorsun selçuk bey iyice sıkıştırıyor canım sıkkın. Beni bırak sen gece için burdasın." Ha? Benim içinmi. Ne alaka? " Neler oluyor?" Diye lafa girmemin ardından zeliş abla kocaman bir gülümsemeyle cevap verdi ." bebeğim üniversite sınav puanın kaçtı? " Böyle bir şey beklemediğim için biraz şaşırsamda " 390" diye cevapladım zeliş abla yüzündeki memnun ifadeyle " harika!" Diye şakıdı sormakdaki amacını anlayamasamda ses çıkarmadım "hayatım hangi bölümü seçmek istiyorsun?" "Şey abla ben okumayı düşünmüyorum hem zaten kayıt zamanı geçmiş olmalı" diyerek dudak büktüm " seni özel okula yazdıracağım gececim zaten iler ki zamanlarda bir bursluluk sınavı yapılacağına eminim kazanacağından da hiç şüphem yok." Allahım bu kadın hiç pes etmiyor. " Ablacım şu an ki planlarımda okumak yok malesef. Belki bir kaç sene içinde durumumu düzeltebilirsem elbette ki okumak isterim ama şu anda bu mümkün değil." Lafımı bitirmemle zeliş ablanın gülümsemesi hiç var olmamış gibi silindi. Yanlış bir şeymi söyledim diye düşünmeden edemiyordum. " Bak bebeğim seni anlıyorum ama sen bir kadınsın okumalı işini eline almalısın orda burda çalışmakla yürümez hayatın benden yada bir başkasından parada kabul etmezsin bunu belli ettin zaten ama senin geleceğini yakmanada müsade edicek değilim buna ben müsade etsem ışık müsade etmez bu fikirde ondan çıktı zaten." Dedi ve kocaman gülümsedi ışıkmı düşünmüştü beni :) saf gibi gülümsediğimi zeliş ablanın hafif imalı laflarıyla anlamış oluyordum ve bu sebeplede utanıyordum. utanınca kızarmadığım için kendimi şanslı hissediyorum "Gece seni gülümserken görmek ne güzel ablacığım hee." Ayh yerin dibine geçmek deyimini yaşıyorum sanırım. "Ablaa?" birazdan kuracağım cümlenin hepimizin neşesini kaçıracağını bilsemde başka çare yok ben asalak gibi milletin evinde kalıp parasını yiyip bide özel okulda okuyamam gururum hayatta Allaha şükür." "Hmm canım." "Abla bağışla ama bu iş olmaz ben hem evinde kalıp hem paranı yiyip bide özel okuldamı okuyacağım. Karşılığında bir şey yapmadan hemde abla bendede bi gurur var bir iş bulunca evinizden gideceğim zaten ben kimim ki bu kadar zahmet veriyorum sana? Işığa? Tamam ışık bana çarptı. Bedelinide ödedi zaten bak kaç gündür el bebek gül bebek bakıyorsunuz bana artık ben borçlanıyorum. lütfen bu konuyu kapatalım." zeliş ablanın gözlerinden bir çok duygu okunabiliyordu en çok da hayal kırıklığı ve hüzün okunuyordu o güzel zümrüt yeşili gözler sulanıyordu kendimi suçlamadan edemiyordum ama haklıydım hayat bana bunca yıl iyi şeylerle gelmemişti bir şeye sahip olmak için önce onu hak etmeliydim ben bu bedava lüks hayatı haketmiyordum ki! Asrın benden önce davranıp zeliş ablanın yanına gitti ve durumu daha yumuşak cümlelerle açıklamaya çalıştı. " meyram tamam sorun yok bu şapşik sana olayı tam telaffuz edemedi meleğim" onlar zeliş ablayla konuşurken bende sofrayı topladım ve bulaşıkları yerleştirdim tabi düşünmeyede vaktim oldu bu sürede binlerce soru ilişti dilimin ucuna sorulmak için can atan;
Zeliş ablayla asrın neden bu kadar yakınlar
Ceyhun nasıl biri
Zeliş abladan af dilemelimiyim diliceksem neden dilemeliyim
ışık niye kahvaltıda yoktu
Gibi gibi daha nice sorular beni kemirmeden önce düşünmeyi bıraktım ve bulaşık yerleştirme işine geri döndüm
✘✘✘✘✘✘✘✘✘✘✘✘✘※※※
15 gün sonra :):):):):):)
"Gecee kalk kız sümüklü hadi derse başlayalım" öfff cırtlak sesli aras 2 gündür pes etmeden hala bana ders çalıştırmaya çalışıyor. İstemediğimide söylesem pes etmiyor. Beni neden anlamıyorlar. Çalışmalıyım para kazanmalıyım kendi annem bakmamışken fahişe ilan etmişken bu insanlar beni ilgiye sevgiye boğuyor hoş ışık efendiyi 2 gündür görmedim ya neyse. zeliş ablanın dediğine göre şirkette işler yoğunmuş bilmem ne. Bana neyse. "Off tamam git yaa geliyom." diye kemçirdiğim aras " Çabuk lan acıktım" diye merdivenleri iniyor bunu ayak seslerinden anlayabiliyorum. Bu arada arasla zelişiminde ufak bir gönül ilişkisi varmış 2 yıl önce bitmiş zeliş abla kardeşini kaybedince yiğenine adamış kendisini. Her gün kahvaltıdan sonra fizik tedaviye götürüyor akşam geliyorlar ben daha tanışamadım daha tam olarak iyileşemediğim için sabah akşam yatıyorum. Biliyorum sıkıcı ama vaktimin çoğu ya arasla yada uyuyarak geçiyor bu arada çok iyi dost olduk arasla o da herkes gibi ailemi ölü biliyor o aileden bir tek yıldızımı özlüyorum gerisinin canı cehenneme! üstümü giyinip hızla aşağıya iniyorum zeliş abla bu gün erken çıkmış olmalı " Nerdesin kız sen öldüm açlıktan." Aras çok iyisin hoşsunda azcık piç biraz mal ve çok dırdırcısın abi yaa bu tezimi kendime saklayarak cevaplıyorum " Patla emi." İkimizin kahkahası salonu sararken kapının kilit sesini duyuyoruz zeliş ablanın gelmiş olacağını düşünerek kapıya yöneliyorum " Merhaba oo süper kahvaltıyıda kaçırmamışım afiyet olsun millet ." Işığı görmemle biraz seviniyorum saklicak değilim "Hoş geldin ışık gel otur" diyerek ayağa kalkıp ışığa çay koyuyorum "Teşekkür ederim ufakl-" "Bana ufaklık demeeee" lafını kesiceğimi biliyormuşcasına kocaman sırıtıyor neden bu kadar güzelsin...:)
Işık büyükce bir kahkaha atıyor arasta çayını püskürtüyor "Noluyosunuz yaa." Arasa peçete verirkenki sorum ışığın sözleriyle cevap buluyor. " Teşekkürler gececim o senin güzelliğin." Kahretsin yaa ölebiliyormuyuz sesli düşünmek gibi bir mallığı bu devirde benden başka kim yapabilir kii. Bu ortamdan kurtulmak amaçlı ağzına kadar dolu çay fincanımı elime alıp "Aa çayım bitmiş yaa doldurup geliyorum." Diyerek ayağa fırladım mutfaktan biraz sakinleştiğime inanıp çıkıyorum. Yanlarına döndüğümde koyu bir sohbetin içinde olduklarını farkedip sofrayı topluyorum herkes oturma odasına geçince bende gidip arasın yanına oturuyorum. "gece?' Işığın seslenmesiyle ona doğru dönüp "ne var?" dercesine kafamı sallıyorum. "Duydum ki okul konusuna itiraz ediyormuşsun"
"evet böyle olması gerekiyor." Kaşlarını kaldırıp bana bakıyor çok güzel bakıyor ay çok çok güzel bakıyor eriyebiliyormuyuz? " Sebebini öğrenebilirmiyim?" Burda çekineceğim kimse olmayışından dolayı rahat hissediyorum " Işık ben ömür boyu burda kalamam sizin paranızla okuyamam zaten başınızda tonlarca dert varken birde ben çıkamam. Çalışmalı, hayatımı kurmalıyım. Beni anladığını düşünüyorum." Işık yüzüme anlayışlı bir bakış atıyor " Gece seni anlıyorum gurur yapıyorsun haklısında ben olsam bende böyle davranırım ama ben erkeğim her işte çalışırım hayatımı kurarım ama sen bir bayansın okumalısın bak ben bir çözüm buldum işmi istiyorsun? Uzun zamandır bir sekreter arıyordum. Bu neden sen olmayasın? Ha bide ev konusu var benim bir evim var buraya gelmediğim zamanlarda orda kalıyorum orayı kullanabilirsin böylece sorun kalmaz istemezsen bende orda kalmam artık. Okul işide bizim şirket yılda 200 öğrenci okutuyor zaten böylece hiç bir sorun kalmaz düşünmen için 30 saniyen var." cümlesi bitince gülümsiyor her şey çok mantıklı görünüyordu kabul etmekten başkada çarem yoktu."Pekala kabul ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL RENGİ WATTYS2018 (Gül Rengi 1)
RomanceUmutların bittiği yerde. Tüm çarelerin çare etmediği bir zamanda. sevdim seni gül renginde.