○ Bölüm 1 ○

204 80 29
                                    

Sessizlik
Gece mavisi
Tüm yıldızlar
Olmazsa olmaz Ay
Ve ben..

Geceleri sevmemek elde değil.

Pencereden çıkan hafif rüzgarın çıplak bacaklarımı yalaması..

Ay ışığının odamı aydınlatması
Yıldızların tüm evreni saran sıcaklığı.
Uçsuz bucaksız bir gökyüzü..
Tüm bunların sessizliği.

Huzur bunlara denmiyorsa neye deniyor?

Uykuya dalmakta her zamanki çekingenligimi gösteriyorum yine..

Kabus görerek böyle büyüleyici geceyi ardımda bırakmak istemiyorum.

En son ne zaman güzel bir düş gördüğümü anımsayamıyorum bile

Başımı kuş tüyü yastığıma koyup saçlarımı yana uzatıyorum.

Zorla yumuyorum gözlerimi.. nelerle karşılaşacağımı bildiğimden olsa gerek derin bir nefes alıyorum.

Ciğerlerim dışarıdan gelen temiz oksijenle dolarken uykuya dalıyorum..

Sabah uyandığımda kuş cıvıltıları karşılamıyordu beni. Onun yerine ısrarla çalan alarmımı kapatmak için elimi komidinimde ki telefonuma götürdüm.

Sustuktan sonra yatakta doğruldum.

Pencerem büyülü güçler tarafından kapatılmıştı diyemiyorum tabi.

Aynı evde yaşadığım abim geceleri beni kontrol etmeye geldiğinde hallediyordu.

Pikemi üstümden atıp terliklerimi giyinmeden çıktım odamdan.

Abim, bir yandan şarkı mırıldanıyor diğer yandan kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın prenses.. yüzünü yıka gel, sıcak sıcak yiyelim tostlarımızı." her zamanki neşeli sesiyle beni gülümsetmeyi başarmıştı.

"Sana da günaydın" cümlem bitmeden çıktım mutfaktan.

Elimi yüzümü yıkayıp tekrar mutfağa döndüğümde tostlar masada ki yerini almıştı.

"Yüzünü yıkadığına emin misin?"

Ağzım dolu bir şekilde "Evet.." diye mırıldandım.

"O halde şu sönük gözlerinin ışığını aç biraz." diyerek yemeğine başladı.

Gulumseyip bende devam ettim. Aslında kastettiği buydu.. tebessüm.

"Kabus gördün mü yine?"

Soruyla birlikte kalkan kafamı onaylar şekilde salladım.

Ağzına attığı salatalığı kütürdeterek çiğnedi ve konuşmaya devam etti. "Dediğim şeyi uygulamaya devam et. Pozitif düşün.. kabustan başka her şeyi düşünebilirsin. Mümkünse müzik ile uyu.. "

Psikologluğunu gösteriyordu yine.
Bende onunla zümre olabilmek için çabalıyordum.

Üniversite üçüncü sınıf öğrencisi olunca mecburen yapmak zorunda olduğunuz bir staj oluyordu.

Abim de işi iyice abartmış sadece rehabilitasyon merkezimizde yaptığı hocalığı farkında olmadan evde de yapmaya başlamıştı.

Fakat esas konuya gelirsek gece yapmam gereken hiçbir şeyi hatırlamamıştım.

Unutmazsam bu geceye inşallah.

"Staj hocandan memnun musun bari" diyerek imalı bir bakış attı.

Yüksek sesle güldüm. "Bilmiyorum daha bir hafta oldu.." kikirdedim ve üfleyerek tostumu yemeye devam ettim.

"Bak sen şu cadıya!" Ayağıyla masanın altından dizime vurdu. "Şamatayı bırak da hızlı hazırlan. Gece iki aydır konuşmayan vakamız kriz geçirmiş."

Meraklı gözlerle baktım ona "Nasıl bir kriz?"

"Felç gibi çığlıklar falan atmış. İğnesi de zamanında yapılmadığı için uyku şokuna girmiş. Ne kadar uyuyacağını da bilmiyoruz. Hiç belli olmuyor. Tuhaf birisi." gittikçe merak ettiğim hasta malesef benim hastam değildi. Görmeye fırsatım olmasa da çoğu kişiden duymuştum huyunu suyunu.

"Benimkiler nasıl peki?" diye sordum.

Bana verilen iki tane hasta vardı. Benim sorumluluğum da olanlar. Ruhsal çöküntü değilde daha çok sıyırmış gibiydiler.

"Umarım iyilerdir. Sakın onlara ani harekette bulunma. Dinozor gibiler ani hareketlere zaafları var."

Böyle bir olaya gülünmez ama insan içten içe sırıtıyor. "Kendimi Dinozor Çağında hissediyorum."

"Şşşştt çok ayıp!" Tekrar aynı yerime vurmasıyla bağırdım bu defa.

"Acıdı artık. Nasıl denk getiriyosun bilmem ki" diyerek homurdandım.

"Yetenek işi canım bunlar. Hadi kalk artık hastanede yersin yine geç kalıyoruz." Ayağa kalkıp tabağını lavaboya bıraktı.

Tabağımda kalan son iki lokmalık tostu komple ağzıma soktum.

"Yuhhh Aylin.. Yuuhh!" Homurdanarak geçti yanımdan.

Omzumu silkip umursamaz tavrımı gösterdim.

Üstümü giyinene kadar bitiremediğim lokmam gerçekten de yuhhlanacak kadar olduğunu kanıtladı.

Son kez aynada ki yansımama baktım.
Güneşinde yardımıyla parlayan gözlerime odaklanmışken
Abimin kulak cırmalayan çığlığı ile daha fazla oyalanmamam gerektiğini farkedip hızla çıktım dışarı.

YARIM AKLIMTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang