○ Bölüm 3 ○

117 59 18
                                    

Odanın içinde bir onun nefesini birde kendi kalbimin sesini duyuyordum.

Hafif serinliğini açık pencereye bağladım. Yatak yere ne kadar birleşikti. Bu özel bir hasta olsa gerek. Belki de zengin bir ailenin çocuğu, ayrıcalıklı..

Buranın bu kadar beyaz olması normal miydi? Odayı da geçtim, çocuğun bu kadar ruhsuz olması normal miydi?

Hareketsiz yatması beni her ne kadar endişelendirsede ani tepki vermemeye çalıştım. Nefes alıyor sonuçta öyle değil mi?
Ritmik şekilde inip kalkan göğüs kafesini izledim bir süre.
Şu olaylar olmasa çoktan panikle haykırmıştım.
Dizlerimin üstüne oturup daha yakından baktım.

Kulaklarına kadar inen sarı saçları vardı. Beyaz teninde bir renkti bu..
Birde kırmızı dudakları.

Çene kemiğinden söz etmiş miydim?
Allah özene bözene çizmiş gibi keskin hatlara sahipti. Kirli sakalı daha da belirgin hale getiriyordu.

Gözlerinin rengini göremiyordum.
Bir ara açma fikri aklımdan geçse de bunun sadece zihnimde kalmasına izin verdim.

Iki yana açılmış ellerinin üstünde ki damarları belli oluyordu. Nazikçe gezdirdim parmaklarımı..

Niye uyanmıyordu bu çocuk ya?

Tekrar yüzüne döndüm.
Kulağına doğru eğilip fısıltıyla konuştum. "Merhabaaa"

Belki de uyandırmamam gerekiyordu. Salak salak hareketler yapacağıma odadan çıkmam gerektiğini düşündüm.

Dibindeyken son kez baktım yüzüne.
Aniden açılan gözler fal taşını andırıyordu.

Yeşil..

Ormanlık alanda bulunuyormuşluk hissi uyandıran bir yeşildi. Malesef sevgi dolu gözlerle bakmıyordu. Pozitif enerji sıfır..

Öylece gözlerini gözlerime kilitlemişti. Nefes alış verişi hızlandı.

Aylincim farkında değilsin ama belki de bir delinin yanındasın şuan. Daha önce ne yaptığını bilmediğin bir ruh hastasının yanında. Hatta bizzat dibinde.

Yanından kalkmak için geri çekilirken o da benimle birlikte hareketlendi.
Ayağa kalkmama fırsat dahi vermeden kavradı boğazımı. Başım sert zemine çarpmış ve sızlamaya başlamıştı bile. Damarlı ve büyük elleriyle anında kesildi nefesim.

Altında çırpındıkça daha da çok bastırdı. Bağırmak için ağzımı açtığımda sesim çıkmadı. Boğazım, kor alev dökülmüşcesine yanıyordu.
Gırtlağımın şeklini hissedebileceğim kadar çok bastırıyordu.

Dilenen gözlerle ona bakmaktan ve altında tepinmekten başka elimden bir şey gelmiyordu.

Hızlı düşünemiyordum. Boşta kalan ellerimle ellerini kavradım ve açmaya çalıştım.

Çıt çıkarmaması bir yana gözlerinde ki boş bakış da değişmiyordu.

Ellerini aniden çekti boğazımdan
Oksijenin soluk borumdan geçmesiyle iki kat daha acı hissettim ve bağırarak öksürmeye başladım.
Bir yandan gözlerimden istemsizce boşalan göz yaşlarım vardı. Diğer yandanda burdan kaçma arzusu.

Sessizce beni izliyordu ve hiçbir tepkide bulunmuyordu.
"Delirdin mi sen?!" diye saçma bir kelime çıktı ağzımdan. Refleks işte..
Deliydi tabi. Yoksa burda işi ne?

Son bir güçle ayağa kalktım ve odadan hızlı adımlarla çıktım.

Ellerim boğazıma gitti. Yırtıp açmak istiyordum, sonsuz oksijeni içime doldurmak, sonuna kadar emmek.

Koridorda duvardan destek alarak ilerlerken Serkay karşıma çıktı.

Panik bir halde yanıma koşarken ardından abimi gördüm. Endişesi hat safafaydı.

"Aylin.. Ne oldu?" korku dolu gözlerle bana bakıp sabırsızca cevap bekliyordu.

Serkay'ın koridordan aldığı plastik bardakta ki sudan iki yudum aldım ve konuşmaya başladım. Hala ağlamaya devam ettiğime inanamıyordum. "Beyaz odada ki hasta. Saldırdı.. Adını bilmiyorum.. Tanımıyorum."

Serkay'ın koluna yapıştım ve öksürmeye devam ettim. Abim suçlayıcı bakışlarıyla bana bakıyordu.
"Koray'ın yanına niye gidiyorsun Aylin! O odada ne işin vardı!" bağırarak doktorlar arasında kullanılan telsizden görevli hemşireleri çağırmak için harekete geçti.

Koray kim anasını tanımıyorum ki!
Nerden biliyim oranın yasaklı bölge olduğunu..

Serkay'a döndü. "Aylin'i bırakta yanıma gel. O çok direnir şimdi." diyerek boş koridorda ilerlemeye başladılar. Arkalarından bakakaldım.

Hemen peşlerinden koşarak hemşireler geldi. Vıcık vıcık ses çıkaran terlikleri kimsenin umrunda değildi sanırım.

Hasta direnir demelerine rağmen çıt sesi dahi duymamıştım.

Hani o saldırgan çocuk? Şimdiye hastaneyi başımıza yıkması gerekmez miydi? Gücü bir tek bana yetmiyordu herhalde?

Bende benim hastalarıma deli diyordum. Hakaretmiş bu resmen.
Onlardan delileri de varmış.

Zır delileri..

☆☆☆

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

☆☆☆

Arkadaşlar :) küçük yıldızlar beni mutlu ediyor. Bilin istedim ^^

YARIM AKLIMTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang