11.Bölüm

20.1K 972 17
                                    

İstanbul'a geleli 2 hafta olmuştu.Kafasını toparlamak için Egemen'den biraz zaman istemişti ve bu zamanda epey dinlenmişti.Aysun onu kendine getirmek ve mutlu hissettirmek için elinden ne geliyorsa yapıyordu.

Bukre bugün aynadan kendine baktığında karşısında ezik, yetersiz bir kadın görmüyordu.O her şeyin üstesinden gelebilirdi.Islak saçlarını tarayarak havluyla sarmıştı.Aysun bugün biraz geç kalacaktı.Ona güzel bir yemek hazırlamak için mutfağa girmişti.Fırına güveci attıktan sonra düdüklüye çorba koymuştu.Pilavı da Aysun'un gelmesine yakın yapacaktı.Kendisine sütlü, güzel bir kahve yaptıktan sonra salona geçerek biraz keyif yapmıştı.

Televizyon izlerken fırına sık sık bakmayı da ihmal etmemişti.Nihayet güveci pişirdiğinde fırını kapatmıştı.Odasına toka almak için girdiğinde, kısa bir an için boy aynasından kendisiyle göz göze gelmişti.Ama bir anda karşısında gördüğü kişi Yekta'ya dönüşmüştü.İrkilerek odadan çıkıp salona tekrar gitmişti.

Unutamıyordu..Yaşadıklarını ve o geceyi hafızasından silmek istese bile silemiyordu.Her zamanki yaptığı gibi yapıp, Yekta'yı hatırladığında ilgisini başka bir şeye vermişti.Ve o an için bu konu yine geçici bir süreliğine kapanmıştı.

Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştı.Aysun'un gelmesine 1 saat kalınca mutfağa giderek ocağa pilav koymuştu.Salatasını da yaparak masayı kurmuştu.Biraz sonra zil çaldığında koşar adımlarla kapıya yöneldiğinde, Aysun'un elindeki ekmeklerle ve yorgun bakışlarıyla karşılaşmıştı.

-Bugün çok yoruldum..

Aysun ceketini çıkardığı esnada duraksamıştı.Evi koklamaya başladığında gözleri parlamıştı.

-O meşhur güvecinden mi yaptın ?

Bukre gülümseyerek hevesle başını sallamıştı.Aysun koşarak arkadaşının boynuna atlarken, "Sen benim aşkımsın ! Ellerimi yıkayıp hemen geliyorum." demiş ve aynı hızla banyoya gitmişti.

İkili güzel bir akşam yemeği yedikten sonra bulaşıkları yıkayıp ellerinde çaylarıyla balkona geçmişti.

-Yarın birlikte hastaneye gidiyoruz ha ? Özlemişim seninle çalışmayı.

-İçimde ilkokula başlayan çocuk heyecanı var.Yarın kendime yeniden kuracağım hayatımın ilk günü.

Aysun Bukre'nin kolunu sıvazlayarak "Ben her zaman senin arkandayım." demişti.

-İster inan ister inanma ama ölene kadar benden kurtulamayacaksın.

Bukre dil çıkararak "Böyle bir isteğim yok zaten." demişti.

Aysun hatırladığı şeyle birden ayağa kalkarken "Nasıl unuturum ? Sana bir sürprizim var !" diyerek içeriye doğru koşmuştu.Biraz sonra elinde küçük bir hediye paketiyle balkona tekrar gelmişti. Gözlerinde muzip bir ışıltıyla arkadaşına elindeki paketi uzattı.

-Sana küçük bir hediye almak istedim.

Bukre "Buna hiç gerek yoktu." diyerek eline verilen hediyesini açtığında telefon gördüğünde neredeyse küçük dilini yutacaktı. Telefonu her şey anlık gelişince Mardin'de kalmıştı, kıyafetler ve özel eşyalarıyla beraber...

Kaç haftadır telefonun yokluğunu hiç hissetmemişti ama şimdi ellerinde tuttuğu hediyeyle tekrar hatırlamıştı.

-A-Aysun bu..Çok pahalı.

Aysun omuz silkerek "Elimizin kiri." demişti.

-Doktor olmak için o kadar dirsek çürüttük kızım, olsun o kadar.

Bukre teşekkür ederek arkadaşına sıkıca sarılmıştı.

-İçine hattını koydum ve numarası kayıtlı olması gereken herkesin numarasını kaydettim.

Aysun göz kırparak telefonu işaret ettiğinde, telefonuna ilk mesajı gelmişti.

Yeni telefonun hayırlı olsun.Yarın ilk iş günün için de ayrıca başarılar dilerim.Her zaman başarılı ve onurlu bir doktor olacağına eminim.İyi geceler.
-Egemen.

Aysun şapşal bir gülümsemeyle "Sen görüyor musun Egemen hocayı.." demişti.

-Hastanede aslan, burda da yavru kedi olmuş.

Bukre kıkırdayarak "Yarın yüzüne de söyle mutlaka." demişti.

Aysun esnemeye başlayınca "Olur..Ama bunu demek için önce yarın olması gerekiyor ve bunun için de önce bizim uyumamız gerekiyor." diyerek Bukre'nin yanağına bir öpücük kondurmuş ve onu balkonda yalnız bırakmıştı.

Bukre'de yeni telefonunu biraz karıştırdıktan sonra odasına giderek kendisini uykunun kollarına teslim etmişti.

*

Aynadan son bir kez kendine baktıktan sonra hızlıca evden çıkmıştı.

-İlk günden geç kalacağız.

Aysun gülerek "Sen vip doktorsun.Sana bir şey olmaz." demiş ve  arkadaşını sabahın ilk ışıklarında iğnelemişti.Bukre yorum yapmadan asansöre ilerlemişti.Gergin sayılırdı.İçinde garip bir heyecan vardı.

-Heyecanlı mısın?

Aysun çantasından arabasının anahtarını çıkarırken, gazını yapamayan bebekler gibi etrafını süzen arkadaşına bakmıştı.

-Sanırım..

Asansörden inen ikili arabaya bindikten 20 dakika sonra hastaneye varmışlardı.Bukre arabadan inerken, Aysun iyi bir park yeri bulma bahanesiyle ortalıktan kaybolmuştu.Genç kadın ne yapacağını kestiremiyordu ama en azından hastanede arkadaşlarıyla karşılaşma ihtimaline karşın kapıda beklemesinin mantıksız olduğuna karar verip hastaneye doğru ilerlemişti.

İçeriye girdiği anda başından aşağı gül yaprakları ve konfeti süsleri dökülmüştü.Biraz sonra "Hoş geldin." naraları duymaya başlamıştı.Sevinçten ne yapacağını şaşırmıştı.Karşısında ona doğru gelen Egemen'i görünce, mahcup bir şekilde genç adama ilerleyip sarılmıştı.

-Teşekkür ederim.

Egemen tebessüm ederek genç kadının belinden kavramıştı. Etraflarını saran doktor ve intörnlere hitap ederek, ağzı kulaklarında küçük bir konuşma yapmıştı.

-Bugün benim için çok özel bir gün çünkü Bukre hastanemizde yeniden işe başlıyor.Temennim onun çok iyi işler yapması yönünde ve inancım bu dileğimi tastikliyor.Burada olduğunuz için hepinize teşekkür ederiz.

Alkış sesleri hastaneyi inletirken, "İşinizin başına dönebilirsiniz." lafı duyulunca herkes hızla dağılmaya başlamıştı.Dağılan kalabalığın içinden arkadaşları teker teker yanlarına gelip genç kadınla görüşmüş ve alttan alttan Egemen'le aralarında bir şey olup olmadığını öğrenmeye çalışarak muhabbeti sürdürmüşlerdi.Ama istedikleri cevabı hiçbiri alamamıştı.

Kalabalık iyice dağıldığında, Egemen Bukre'ye fısıldayarak "Terasa çıkabilir miyiz ?" diye sormuştu.Bukre biraz önce yaşadığı olayın büyüsüyle sarhoş gibi Egemen'i takip etmeye başlamıştı.Terasa çıktıklarında yüzüne vuran serin hava genç kadını daha iyi hissettirmişti.

-Sana ne kadar teşekkür etsem az Egemen! O kadar gergin ve diken üstündeydim ki..Şimdi kuş kadar hafifim.Beni çok onurlandırdın ve çok mutlu ettin.

Egemen genç kadının ellerinden tutarak, "Her zaman.." demişti.

Bukre'nin yüzüne bir şey söylemek istiyor gibi bakıyordu ve bu haliyle çok komik duruyordu.

-Bana söylemek istediğin bir şey mi var ?

Genç adam boğazını temizleyerek "Evet.." demişti.

-Benim için çok önemli bir şey ve şu an nasıl söylemem gerektiğine karar veremiyorum.

Bukre konunun nereye varacağını kestirince huzursuz bir şekilde yerinde kıpırdanmıştı.

-Bir yerden başla o zaman..Devamı gelir.

Egemen derin bir nefes verdikten sonra, "Bukre, seni seviyorum ve bunun farkında olduğunu biliyorum.Lütfen ikimize bir şans ver." demişti.

-Benim niyetim ciddi.Amacım gönlümü eğlendirip seni oyalamak değil.

Genç adam elini cebine atarak kırmızı küçük bir kutu çıkarmıştı.Kutuyu açarak pahalı olduğu ışıldamasından bile belli olan yüzüğü karşısında onu hayretle izleyen kadına sunmuştu.

-Benimle evlenir misin ?

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin