15.Bölüm

19.5K 920 24
                                    

Odasına girip derin bir nefes vermişti.Sözde 3 gündür işe başlamıştı ama bir tane bile hastaya bakmamıştı.Sürekli kaytarıyordu.Zaten sadece 1 saati vardı.Sonra nişanlısıyla birlikte toplantıya gidecekti.Parmağındaki pırlantaya bakıp gülümsemeye başlamıştı.Egemen artık onun nişanlı sayılırdı.Kaybettiğini düşündüğü hayatını kazanmaya başlamıştı bile.Egemen her şeyiyle ona uğur getirmişti.Bazen aklına Yekta geldiğinde yüreği sızlamıyor değildi.Tüm olanların böyle bir sonla bitmesini içten içe hiç istememişti.Keşke Yekta'dan bu kadar nefret etmeseydi ve bebeğini ondan uzakta büyütmek zorunda kalmasaydı.Her şeyden önce en büyük keşkesi Mardin'e dönmemesi yönündeydi.Ama Mardin'e dönmeseydi burnunun ucundaki şansını fark etmeden çiğneyip geçecekti.Sanırım onun bu hayattaki en büyük şansı Egemen'di.

"Her şerde bir hayır vardır." sözüne her zaman inanmıştı.Bebeği bile şu an onun için şer gibi görünse de, beraberinde getireceği bir sürü hayır olduğuna inanıyordu.Belki de onun ilk hayrı Egemen'in kıymetini daha fazla anlamasına yardımcı olarak Bukre'ye uğramıştı.Kapısı çalındığında düşüncelerinden kurtulup "Gir." demişti.Aysun elinde iki kahveyle içeriye girerken, dikkatini ilk olarak Bukre'nin parmağındaki pırlantaya vermişti.

-İnanamıyorum !

Elindeki bardakları aceleyle masaya bıraktığı an arkadaşının eline sarılmıştı.Bukre şen bir kahkaha atarken, "Paraya kıymış." diye söylenmişti.Aysun "Adam resmen göktaşı almış." diyerek kahkaha attıktan sonra, arkadaşını ayağa kaldırarak sıkıca sarılmıştı.

-Sen her şeyin en iyisine layıksın. Umarım hep ve en çok sen mutlu olursun.

Bukre şu sıralar aşırı duygusallaşmıştı.Bunu tamamen annelik iç güdülerine yükleyerek şefkatle arkadaşının saçlarından öpmüştü.

-İkimiz Aysun..Umarım hep ve en çok ikimiz mutlu oluruz.

Bukre masasına tekrar otururken "Yarın sabah güzel bir kahvaltı yapıp erkenden gelinlik bakmaya gitsek iyi olur çünkü düğünüme sanırım tam olarak 5 gün var." demişti.

Aysun aceleyle "Ne ?!" diyerek bağırmıştı.

-Gelinin kız kardeşiyim ve kıyafetim yok !

Bukre tebessüm etmişti.

-En büyük derdimiz bu olsun.

Aysun kafasında hangi rengi giyeceğini planladıktan sonra, es geçtiği asıl konuya dönmüştü.

-Ne yaptın ? Ne dedin ?

-Ailemle aram iyi olmadığı için çok duygusallaştığımı söyledim.O da çok üstelemedi zaten.

Aysun düşünceli bir şekilde arkadaşına bakarken birden kapı çalmıştı.İkisinin de bakışları kapıya yöneldiğinde, içeriye Bukre'nin 5 ay önce ameliyatını yaptığı 7 yaşındaki Efe girmişti.Elinde koca bir demet çiçekle gelen çocuk hiç çekinmeden Bukre'nin boynuna atlamıştı.

-Bukre abla ben bugün senin sayende okula başladım.

Bukre dolan gözleriyle kollarının arasındaki çocuğu öpmüştü.Onları aynı duygusallıkla izleyen bir anne daha vardı ve Bukre'ye minnetle bakıyordu.

-Ben hiçbir şey yapmadım, sen çok güçlüydün ve başardın süper kahraman.

Kollarının arasındaki çocuğu defalarca kez saçlarından öpmüştü.Aysun aileyle ayak üstü görüştükten sonra odadan çıkarken, Bukre odaya iki kahve daha istemişti.Gözle görülür bir aksilik olup olmadığını ebeveynlerle konuştuktan sonra sık sık kontrole gelmelerini ve bunu ihmal etmemelerini rica etmişti.Efe annesinin yoğun ısrarına rağmen Bukre'nin kollarının arasından ayrılmamıştı.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin