10.Bölüm

20.7K 991 26
                                    

Arabadan indiğinde derin bir nefes vermişti.Her şeye sıfırdan başlayacaktı.Geçmişini, yaşadığı ve yaşattığı tüm sıkıntıları unutacak, sadece hatırlaması gerektiği zamanlarda hatırlayacaktı.Telefonu olmadığı için Aysun'a haber veremese bile bu kapının ona her zaman açık olduğunu iyi biliyordu.Önünde duran uzun binaya baktıktan sonra ilerleyip zile basmıştı.

-Kim o ?

-Bukre.

Dış kapı açıldığı zaman hızla asansöre ilerlemişti.Canı çok sıkkındı.Nerden ve nasıl başlaması gerektiğini bilmiyordu.Bir yanı orada kalıp mücadele etmesini, herkese kendini kabul ettirmesini, intikamını çok yakınlarındayken almasını söylüyordu.Ama şuan için kafasını toplaması, herkesten uzakta kalması en iyisi olacaktı.Asansörün kapısı açıldığı zaman ona merakla bakan Aysun'la göz göze gelmişti.Kapısı tam asansörün karşısındaydı.Gözyaşları sicim gibi yanaklarına ilişirken koşarak arkadaşına sarılmıştı.

-Bukre ! Ne oldu ? Bu halin ne ?

-Bi çay koyar mısın ? Şuan tek isteğim sessiz kalmak.

Aysun öğrenciyken evini paylaştığı, her düştüğünde onu ayağa kaldıran arkadaşını bu sefer kaldırma sırasının kendisine geldiğini anlamıştı.Hiç soru sormadan Bukre'yi içeri alırken, mutfağa gidip çay koymuştu.Daha sonra temiz bir havlu çıkarıp sıcak suyla küveti doldurmuştu.

-Çok bitkin duruyorsun.Önce bir duş al, sonra konuşalım.

Bukre manidar bir bakışla arkadaşına bakmıştı.Elini Aysun'un koluna koyarak, söylemese bile hissettirdiği teşekkürle banyoya ilerlemişti.Üstündekileri çıkarıp bedenini sıcak suyun içine bırakmıştı.Az da olsa rahatlamaya başlamıştı.Bedenine baktıkça, dokundukça ağlamak istiyordu.Yekta'yı çok seviyordu.Zamanı geldiğinde onunla evlenmek, onun eşi olmak bir zamanlar hayatındaki en büyük isteği bile sayılabilirdi.Ama Yekta'nın böyle bir şey yapması kalbindeki tüm temiz duyguları yakıp, yok etmişti.Banyoda daha fazla duramamıştı.Durdukça daralıyor, içten içe kendisini öldürmek istiyordu.Hızlıca havluya sarınıp banyodan çıkmıştı.

Aysun arkadaşına temiz giyecekleri hazırlamış yatağının üzerine çoktan koymuştu.Bukre o şehirden getirdiği kıyafetleri yere koyarak hızlıca üstünü değiştirmişti.Şu an kendini daha iyi hissediyordu.Yerdeki kıyafetleri alıp çöp kovasına koyduktan sonra, onu meraklı gözlerle izleyen arkadaşına bir açıklama yapması gerektiğini hatırlamıştı.

-Sana her şeyi anlatacağım ama lafımı kesme.Çünkü bir kez durursam, bir daha anlatamam.

Yarım saat geçtikten sonra, Aysun derin bir nefes vermiş ve yaşlı gözlerini elinin tersiyle silmişti.

-Keşke bir şekilde bana ulaşabilseydin.İnan saat gecenin 2'si bile olsa çıkar gelir seni o pisliklerin elinden kurtarırdım.

Bukre tebessüm etmişti.

-Kurtuldum.

Aysun arkadaşının kolunu sıvazlayarak "Egemen hoca sürekli seni sordu." demişti.

-Tekrar işe başlamak istersen inan bana önüne hiçbir engel koymayacaktır.Hem işinle oyalanır, bu psikolojiden biraz da olsa uzaklaşırsın.

Genç kadın kararsız bir bakış atmıştı.Aysun arkadaşının sessiz kalsa bile ne demek istediğini anlayıp sadece başını olumlu anlamda sallamıştı.

-Bu intikam zırvalıklarıyla hayatını doldurmak yerine temiz bir sayfa aç kendine.Çünkü inan bana böyle insanlarla uğraşırsan sen kaybedersin.Egemen hocanın seni sevdiğini ikimiz de çok iyi biliyoruz.O hem çok iyi bir eş, hem çok iyi bir baba olacaktır.Güven bana.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin