"Hey Dean?"
Korku tünelinde dolanıyorlardı ve her şey oldukça sıradan görünüyordu. Dean ise sıkılmıştı.
"Ne?!"
Her şeyin normal olması mı sinirini bozuyor? Hadi ama dostum? Tamam bu iyi bir şey değil, yani onu bulamamamız ama-"
"Kahretsin! Susacak mısın!?"
Dean Sam'in daha önce iş üzerindeyken bu kadar konuştuğuna tanık olmamıştı. Cidden adamı bulamamak sinirini bozuyordu. 30 dk önce Circus'da (Sirkte) Bay Todd'u arıyorlardı ve maalesef bulamamışlardı son anda ise Sam lanet olası kör herifin buraya girdiğini görüp takip etmişti. Kısa bir göz atmadan sonra adamı bulamayınca Dean'den yardım istemişti.
"Kusura bakma. Neyse ben şu sol kapıdan devam ediyorum..."
Sol kapı ayrımından diğer koridora adım attığında Dean söylendi.
"Sen öyle yap."
*Pat*
"Sammy?!"
Koridorları ayıran sol kapı gürültüyle kapandı. Şimdi Dean ve Sam'in arasında metal, ağır kapı duruyordu. Dean kapıyı tekmeledi.
"Dean?! Ben iyiyim!"
Sam sesini duyurmak için bağırmak zorunda kalmıştı. Kapının aniden kapanması hiç de iyiye haber değildi. Dean Sam'in sesini duyunca rahatladı. Şükürler olsun...
Şimdi de Dean bağırarak Sam'e emir verircesine konuştu.
"Hızlı ol! Çabuk pirinçten yapılma bir-bir kesici bir şey bul işte!"
Dean'in yanında arakladığı pirinç bıçağı vardı hiç olmazsa. Abisinin aksine ise Sam rahattı. Heyecanlanmamıştı bile...
"Ne bulayım Dean? Burada hiç-"
Etrafta pirinçten yapılma hiçbir şey olmayacağını söyleyecekken kenardaki uzun borulu orgu gördü.
"Sammy!?"
"İyiyim Dean! Buldum!"
Orgun uzun borularından buharlar çıkıyordu. Sam boruların sıcak olduğunu farketmeden kavrayınca acıyla geri çekildi. Kahretsin!
Ceketini çıkarıp bir kısmını eline sararak boruyu sıkıca tutup çektiği gibi boru kırıldı.
Tamamdır!
Sam tekrar kapalı kapının yanına geldi.
"Ben tamamım Dean. Sen?"
Dean hala kapıyı zorluyordu.
"Bilirsin. Ah- her zaman iyiyimdir."
Sam göz devirdi. Şu halde bile ha?
Arkasını kapıya dayayıp gardını aldı.
"Hello¡"
Garip bir yüz şekli ve yeşil kedi gözleriyle Bay Tood daha doğrusu Rakshasa genç avcıya el sallıyordu.
Aman ne güzel(!)...
Dean bitkin bir şekilde kapıya yaslı bir şekilde dinleniyordu. Kapıya çarpan bir şeyin çıkardığı metalik sesi duyunca endişeyle bağırdı.
"Sam!? Sammy!?
"Ah!"
Rakshasa Sam'i duvara fırlatmıştı. Genç adam kendini toplayıp ayağa kalktığında yaşlı adamın kaybolduğunu gördü. Kahretsin! O bilgilerin doğru olmaması fena olmazdı.
"Sammy!"
"Kapa çeneni Dean!"
Sam elindeki keskin boruyla kendini kolluyordu.
"Genç avcıı, genç avcı. Palyaçolardan mı korkuyorsun yoksa?Hayır hayır... Korkmamalısın.."
Raksasha'nın sesi alaylı bir şekilde geliyordu. Ah... Kapa çeneni.
Fakat hala Rakshasa'yı göremiyordu. Kulak kesildi. Dean'den de ses çıkmıyordu.
Ne yapmalıyım?Kahretsin! Dean böyle olmasından nefret ediyordu. Küçük kardeşi için bu kadar endişelenmesinin önüne geçemiyordu. Elindeki bıçağı daha sıkı kavradı. Ne yapmalıyım, ne yapmalıyım?
Kapıdan uzaklaşıp ters yöndeki koridora hızlıca girdi. Fakat Sam'in olduğu koridora çıkmıyordu.
Kahretsin. Bu tarafı dene!.... O koridorda org vardı!
Orgun duru sesine kulak kesilerek koştu. Koştu... Buharların çarptığıi görünmez olan Rakshasa'yı farkettiğinde geçti.
"Dean!"
Duvara çarptığında birkaç kemiğinin kırılma sesini duyduğunu sandı. Ani bir refleksle ayağa kalktığında Sam'i gördü. Aceleyle etrafa bakıp Rakshasa'yı bulmaya çalışıyordu ve arkası orga dönüktü. Dean dudaklarının üzerinde bir sıcaklık hissettiğinde koluyla sildi.
Kan mı? Saçmalık...
Rakshasa palyaço halinde,elindeki keskin bıçakla Sam'in tam arkasında görünür hale gelince Dean Sam'e doğru koşmaya başladı.
"SAAM!!"
Rakshasa Sam'i duvara fırlattıktan birkaç saniye sonra bıçağı yaratığa sapladı.
"AHHH!!!"
Rakshasa buhara dönüşerek yavaş yavaş yok olmuş, geriye sadece palyaço kıyafetleri kalmıştı. Dean Sam'in yanına koştu.
"Hey dostum... iyi misin?"
"Ah...evet."
Kolundan tutarak kaldırdığı Sam'in yüzü öne düşmüştü. Dean buruk bir şekilde gülümsüyorken Sam gözlerini açmaya çalışıyordu.
"Tanrım... Palyaçolardan nefret ediyorum."
Dean Sam'in kolunu omzuna attıktan sonra çenesini tutup suratına gülerek konuştu.
"Hadi ama Sammy? Herkes palyaçoları sever!"
Sam homurdandı.
"Kapa çeneni."* * * * * *
😁 Merhabalar! Umarım beğenirsiniz 👻👻 Wattpadde bir mallık olmuş arkadaşlar ben bu bölümü yayınladım diye hatırlıyordum 🙏👋👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunters Are Never Kids...
RastgeleAvcılık... İnsanları korumak, bir şeyler avlamak harika bir düşünce onun için. Ama babası öldükten sonra her şey değişti ve hayatından nefret eder oldu. Sıradanlık istemiyordu. Oysa her gün Harvelle'ın Yeri'nde garsonluk yapıyordu. Ne hayat ama!