BU BÖLÜM pupyylife'A İTHAF EDİLMİŞTİR ;))
Sessizlik huzuru sağlardı kimi zaman. Yahut korkunç çığlıkları içine hapseden bir fırtınaydı sessizlik.
Mick
Brendaya ilerlemesi gereken çıkış yolunu tarif ettikten sonra bir kez daha baktım yüzüne. Geçmişin bir kısmı esir almıştı onu. Ve ben onu bu halde bırakamazdım. Arkamda hissettiğim ayak sesleri gelen adamların iki kişiden fazla olduğuna işaretti. Brenda'nın gittiği yönün tersine doğru ilerledim. Ne kadar sessiz ve hızlı olabilirsem o kadar iyiydi. Takip edenlerin Denny'nin babasının adamları olduğundan emindim. Fakat Denny'nin amacı Brenda'yı onlara yakalatmak değildi. Kurduğu yeni bir tuzak vardı. Bilmediğim düşünceleri beni korkutsa da Brenda'ya bu gece bir şey olmayacaktı. Olmamalıydı. Birkaç kişi hızla arkamdan geliyordu. Bir ara sokağa giren yolda tırmanılması kolay bir ağaç duruyordu. Hızlıca tırmandım ve bir dalına oturdum. Adamlar yola devam ederken beni fark etmemişlerdi. Birkaç dakika sonra aşağıya indim ve farklı bir yoldan devam ettim. Önüme duran arabanın ön kapısı açıldı ve oturmam için koltuğu işaret etti. Arabaya bindikten sonra "Performansın düşmüş sanki ne dersin?" dedi. "Bu gece için bana kalacak bir yer lazım." diye karşılık verdim. "Eskisi gibi işini hiç aksatmıyor ve iki laf ettirmiyorsun ha?" Araba ilerlemeye başladı ve olağanca hızıyla hastaneye ulaştık. "Ciddi misin?" dedim kaşlarımı havaya kaldırırken. "Bir doktordan kalacak yer isterken bundan sonra düşünürsün evlat. Ayrıca suratının o haliyle Gina'yı etkileyemezsin." Dikiz aynasından yüzüme baktım. Büyütülecek bir şey değildi. Kaşımın üzeri biraz çizilmişti o kadar. Ayrıca Brenda ismine alıştığım için kulağıma yabancı gelmişti asıl adı. Hastane koridorlarından ilerledik ve kendi odasına geldik. Ufak bir pansuman gerekebilir belki birkaç dikiş..." derken oturmam için koltuğa yöneltti parmağını. Bu tarz şeyleri gereksiz buluyordum. Ufak bir çiziğin bu kadar ciddiye alınması saçmaydı. Ayrıca uzun süre bulunmamam gerekiyordu burada.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandığımda Doktor Murphy kapıyı tıklatarak girdi. "Mick ufak bir sorunumuz var gibi. Seninki burada." dediğinde ayağa bir çırpıda kalktım ve "Gina'ya ne olmuş!" dedim. Sakin kalmam oldukça güçtü ve kapıya yöneldim. "Hey, acele etme yanında Denny de var." Sanki beni kızdırmak için konuşuyordu. Eliyle ilerlediğim yönü engelledi ve "Unutma istersen dün kimden kaçıyordun?" Sinirle yönümü çevirerek cama yaklaştım ve hastane kapısında nöbet tutan adamlar var mı diye bakındım. Görünürde kimse yoktu. "Brenda'ya benden bahsetme ihtiyar." diyerek çıkışa ilerledim. "Demek gidiyorsun? Sen yine de acele etsen iyi olur. Gina taburcu olduktan sonra her şey olabilir." Haklıydı belki taburcu olmadan da Denny serserisi ona bir şey yapabilirdi. Ama şimdilik ortalıkta olmamam gerekiyordu. Bu durumda olmaktan nefret ediyordum, istesem de onu Denny'den koruyamıyordum.
KÜTÜPHANEDEKİ OLAY
Öğrendiğim yeni bilgiler bizim için pek iyi olmayacaktı. Elena ciddi manada bana saplantılı birisiydi ve onun bildiklerini öğrenmemin de bir karşılığı olacaktı. Son derse girmeden önce beni kütüphaneye çağırdı. "Mick antlaşmanın içeriğini biliyorum." dedi. Kütüphanede yalnızca o ve ben vardık. "Brenda'dan vazgeç ve sana o içeriği söyleyeyim." Ardından "Sanırım geç kaldın bayan Gilbert, çoktan o içeriği biliyorum." dedim tüm ciddiyetimle. Birkaç adım atarak üzerime yürüdü. "Yalnızca blöf yaptığını ikimiz de biliyoruz." diyerek dudaklarını bana yaklaştırdığı sırada bir kapı sesi duyuldu ve Elena'nın dikkati o yöne kaydı. Artık yönlerimizi değiştirmek için fırsatım olmuştu ve köşeye sıkışmıştı. "Sanırım Benden Uzak Durman Gerektiğini Henüz Anlayabilmiş Değilsin!" dedikten sonra kapıdan çıkarak sınıfa ilerledim. Brenda'nın sınıfta olmadığını görünce çantayı alarak okuldan çıktım. Bir süre gidebileceği yerleri aradıktan sonra son ihtimal eve gitmiş olacaktır diye düşündüm. Eve ulaştığımda Brenda'nın ayakkabılarının ayakkabılıkta olmayışı, henüz eve gelmediğine kanıttı. Yine de Mey'e sordum ve bana "Eve gelmedi ben de seninledir diye düşünmüştüm. Meraklanma gelir birazdan." diye cevap verdi. Ardından bir şey hatırlamış olacak ki "Aha! Bugün Denny gelecekti. Muhtemelen onunladır." dedi Mey. Denny... Asıl problem zaten oydu.
Odama çıkarak ışığı açtım ve kapıyı itekledikten sonra titreyen telefonu elime aldığımda uzun zamandır aramayan birinin aradığını gördüm. İkinci çalışta açarak yanıtladım. "Mick?" dedi. "Uzun zaman olmuş ahbap. Ne oldu bir sorun mu var?" diyerek konuşmaya başladım. "Yüz yüze konuşmamız gerekli. Birkaç gün içinde tekrar arayacağım. Bu arada E. antlaşmanın içeriğini bildiğini söyleyerek seni kullanmaya çalışabilir. Gerçi ona ihtiyacımız kalmadı." "Baştan beri hiç ihtiyacımız olmadı diyelim şuna." diye düzelttim. "Her neyse sana onun nasıl bu içerikten haberdar olduğunu söylemek istedim. D.nin kuzeni olduğu bilgisine eriştim." demesinin ardından: "Demek bunca süre yurtdışında olma sebebin bu araştırmaydı?" dedim. "Kısmen... Asıl konuşacağımız şey hakkında seni tekrar bilgilendireceğim. Bu aralar dikkatli ol." diyerek telefonu kapattı. Demek Elena, Denny'nin kuzeniymiş. Üstü kapalı konuşmasının sebebi telefonların dinleniyor olma riskine karşı tedbir niteliğindeydi. Atladığı noktaysa Elena'nın çoktan harekete geçtiğinden bihaber olmasıydı...
GİNA'NIN TABURCU OLDUĞU GÜN, ÖĞLEDEN SONRA
Telefonum çaldığında arayanın bizim ihtiyar olduğunu fark ettim. Kırk beşine merdiven dayamış Doktor Murphy, her ne kadar ihtiyar sayılmasa da, saçına düşen aklar; yaşlandığı gerçeğini yüzüne vurmaktan çekinmiyordu.
"Gina'nın kontrolü yeni bitti. Bileğindeki çatlak görünüşe göre tamamen iyileşmiş." diye başladı. "Şey, ihtiyar... Ona garip bir şey söylememişsindir umarım. Biliyorsun Frank ile görüştüm ve artık bu saçmalığa bir son vereceğim." dedim. "Yalnızca biraz konuştuk Mick. Endişelenmen gereken konu ben olmamalıyım. Denny'nin bugün harekete geçmesi muhtemel. Mey, Frank'in gelmesiyle çıktı ve sence de Denny için mükemmel bir fırsat değil mi?" Biraz duraksadım. Aklımdaki sözcükler yerine oturdu ve "Mey'in bu gece orada bulunmaması planın bir parçası." diyebildim. "Güzel. Fakat Denny'nin babasının, Gina'nın peşinde olmadığından artık eminiz. Acaba bu gece seni tuzağa düşürüp bir taşla iki kuş avlamak istiyorsa ne yapacaksın? Çok dikkatli olmalısın evlat. Biliyorsun..." bir süre susutu. Soluklandıktan sonra devam etti. "Biliyorsun, Gina'ya bir şey olursa şimdiki kraliyet ailesi yok olacak ve Henry'nin üvey kardeşi yani Denny'nin babası yeni kral olacak. Ardından da..." Bu risklerin farkında olmak ve planı yürütmek için kralın emirleriyle hareket etmek benim yaptığım tek şeydi. "Bu ihtimallerin zaten farkındayım. Eğer istedikleri şey Gina'nın yok olmasıysa, engel olmayacağım." Tabiiki Gina'ya zarar vermelerine göz yummayacaktım. "O zaman antlaşmanın içeriği hakkında..." dedikten sonra susutu bir süre. Konuşulan mevzu basite indirgenecek bir şey değildi. Ulu orta konuşulacak bir şey, hiç değildi. "Evet. Onlar istediklerini alacak ve biz de..." Ardından "Eğer görüşemezsek kendine iyi bak ihtiyar." diyerek sanki son konuşmamızmış gibi vedalaştık. "Sen de Mick. Gina'ya iyi bak ve bu arada o kız gerçekten senin için endişeleniyor." diyerek telefonu kapattı. Bunu şu anda söylemesine gerek yoktu. Yüzümün hafif kızarmasına sebep sözleri söylemese de onun beni sevdiğini zaten biliyorum. Aptal ihtiyar...
Acaba bir gün ona olan sevgimi sözcüklere dökebilecek miydim? Yoksa kralın istediği gibi yalnızca bir koruma olarak mı kalacaktım...
👉UFAK BİR DUYURUM OLACAK LÜTFEN OKUMADAN GEÇMEYİN!👈
MERAK EDİP YENİ BÖLÜM GELMESİNİ BEKLEYEN DEĞERLİ İNSANLAR, HEPİNİZE SABRINIZDAN ÖTÜRÜ ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM. BENİ YALNIZ BIRAKMAYIP BU UFACIK HİKAYEYE BİR FİNALİ HAK ETTİĞİNİ VARLIĞINIZLA HİSSETTİRDİĞİNİZ İÇİN GERÇEKTEN ÇOK TEŞEKKÜRLER. FİNAL DEMİŞKEN ARTIK ÇOK DA UZAK OLDUĞUNU SÖYLEYEMEYECEĞİM. NEREDEYSE BİR YILDIR BU HİKAYEYLE UĞRAŞIYORUM VE DÜZGÜN BİR FİNAL VEREBİLMEK ADINA BÖLÜMÜ GECİKTİRDİM. SİZLERİ BEKLETTİĞİM İÇİN ÜZGÜNÜM VE ANLAYIŞINIZDAN ÖTÜRÜ TEŞEKKÜR EDERİM. FİNAL İÇİN KESİN BİR TARİH VEREMİYORUM ÇÜNKÜ BİRKAÇ BÖLÜM DAHA EKLEYEBİLİRİM FİNALDEN ÖNCE.
YILDIZIMI PARLATMAYI🌟
VE YORUM YAPMAYI💭UNUTMAYIN:))SEVGİLERLE💖💖💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgede Kalan Yarım
ChickLit~Kendisi olmak zordu kim olduğunu bilmeden. Hissettikleriydi onu tekrar kendisi olmaya sürükleyen. Kaybettikleriydi onu adım adım tehlikeye sürükleyen. Ya bir ömür kim olduğunu bilmeden yaşayacaktı ya da ömrünü kim olduğunu öğrenmeye adayacaktı. O k...