Bunları satsam zengin olurdum! ♐

39K 879 35
                                    

MAVİ

Sabah iğrenç bir telefon sesi yüzünden uykumdan oldum. İnsan bazen teknolojiden nefret ediyor gerçekten. Yaşıtlarımı anlayamamamın en büyük sebebi belki de budur. Sıkıntıyla derin bir nefes verip yataktan çıktım. Hızlıca hazırlanıp anneme laf vermeden mutfağa gittim. Annemi tanısanız ne demek istediğimi anlarsınız.

Tabi yine bundan kurtulamadım. Ebeveynleriyle kavga eden insanları çok iyi anlıyorum. Sonuç olarak bir insanın sadece onu doğurmuş olması onun anne olduğu anlamına gelmez. Eğer öyle olsaydı her yıl onlarca çocuk çöp konteynırının yanında bulunmazdı.

İnsanın içinde merhamet olmadıktan sonra onun insanlığının sadece doğuştan geldiğinin bir göstergesi değil midir zaten.

Düşüncelerimin içinden annemin elinde çatallarla bana bağırmasıyla kendime geldim.

"Kızım sen hala hazırlanmadın mı? Senin yerine de ben okula gidiyim istersen ay şu kızın rahatlığı beni bitirecek ya git çabuk giyin baban gelmeden."

Hemen odama gidip yeni okul formamı giymeye başladım. Neden kızların formaları etekli ki biz bacaklarımızı göstermek zorunda mıyız . Sonra erkekler niye bakıyor ben kız olmama rağmen gözüm kayıyor onlarda bakar.

Gömleğin düğmelerini kaparken kilolarım bir an tekrar zihnimi ele geçirdi. Gerçi önemsediğimden değil. Sonuçta herkes güzel olmak zorunda değil bazılarının dünyanın dengesini koruması gerekiyor sonuçta.

Zaten bana göre çirkinlik göreceli bir kavram. Sonuçta çirkinliği belli eden dış görünüş değil. İnsan davranışlarıyla çirkinleşir benim gözümde. Belki de ben çirkin olduğum içindir.

Kilolu olmak benim için sorun değil aslında bunu bana sorun yapanlar insanlar. Benim kilolarımla sorunum olmadıkça onların oluyor. Ki o kadar da çok kilolu değilim sadece yaşıtlarımın tek derdi kiloyken benim notlarım. Güzelliğe ayıracağım zamanı boş zaman olarak görürüm özellikle kitap okumak varken oturup kalori hesaplamaları yapamam ki yapmamda ben olduğum gibiyim insanların beni sevmelerine ihtiyacım yok saygı duymaları yeterli.


İçerden annemin bağırmasıyla son bir çabayla uzun saçlarımı topuz yapıp saçımla bir tepe dikip hızlıca mutfağa gittim. Annemle babamın akraba dedikodusuyla kahvaltımı ettikten sonra hızlıca çıktım. İlk günden okula geç kalamazdım sonuçta. Yeni şeyleri o kadar sevdiğim söylenemez özellikle bu yeni bir liseyse . Liselerin ne kadar boş insanlarla dolu olduğunu biliyorum.

Okumak için gelen sayısı o kadar az ki içler acısı.

Ama babamın işi yüzünden buraya gelmek zorunda kaldık. Sanırım sadece babam için bile hepsine katlanabilirim. Orta düzeyli bir hayatımız var ne zengin ne fakiriz sadece birbirimize yetiyoruz.

Ki asla fazlasını istemedim.

Okula vardığımda kapısında derin bir nefes alıp güzel ümitlerle içeri adımımı attım. Tek ümidim kimsenin dönüp bana bakmamasıydı.

Bu bakışlar genelde yabancı bir cisme bakıyormuş gibi oluyor ve ben bundan nefret ediyorum.

Güzel düşünmeye çalış mavi sen güçlüsün.

Kendimi motive etmeye çalıştım. Okuduğun hikayeler aklına gelsin mavi.

Onların güzelliklerini düşün düklerini kontlarını dövüşçülerini düşün mavi.

Senin için imkansız diye bir şey yok mavi.

Okula adım attığım anda imkansızlıkların var olduğunu anladım.

Çünkü benim böyle insanların olduğu bir okulu kazanmam imkansız. Daha doğrusu böyle çocukların böyle devlet lisesinde ne işi var. Hepsinin mankenlerden aşağı  yanı yoktu. Hem kızların  hem de erkeklerin böyle olması hiç hayra alamet değil. En azından benim açımdan.

Bu apartman topuzla hele hiç ve tabi diz kapağında etekle. Hele bu sıradan kahverengi saç kahverengi gözle hiç işim olamazdı. Özellikle önümden maviler ve yeşillerden oluşan bir grup geçince iyice anladım.

Sonra en çarpıcısına gitti gözü. Şahsen bu çocuk erkekse diğerleri neydi. Ki ben büyük ihtimalle bu çocuğu gördükten sonra hayallerimde ki erkek sıralamasında biraz kayma olacaktı.

Umarım düklerim alınmaz alt tabaka bir çocuk tam şu anda onları mevkiğinden etmiş bulunuyor.

Tam böyle dalmışken  çocuğun önüne gözlüklü bir çocuğun düştüğünü görüp rüya alemimden sıyrıldım.

Yanındaki arkadaşlarından biri çocukla dalga geçercesine laf attı.

"Sanırım birileri yürümeyi unutmuş demir."

Tabi sonra yakışıklının söylediği sözle içimdeki ona hayranlık bir balon gibi söndü.

"Biz öğretiriz diyeceğimde eziklerle işimiz yok be kardeşim."

Nerden geldiğini bilmediğim bir özgüven yada içimdeki insanlıkla hızlıca yanlarına gidip çocuğu yerden kaldırıp iyi olup  olmadığını sordum. Tabi bu sırada o hayvanların bana bakması umurumda bile değildi.

Onlara insan demek bize hakaretti.

Çocuğun mırıltısı arasında ona gülümsedim. Nedense böyle insanlara hep bir sempati duymuşumdur.

Çocuğun beni orda bırakıp gitmesi sonucu sempatim yerle bir oldu. Çünkü şu anda o hayvanlarda dahil olmak üzere bütün okul bana bakıyordu.

Utançtan yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna emindim. Bu benim için doğal bir şeydi. Hayatım boyunca insanların bana bakmasından nefret ederim. Çünkü onlar baktıklarında tüm kusurlarımı incelemeye odaklı bakarlar. Bu bile bundan nefret etmem için yeterli.

Sadece dış görünüşe bakan sığ insanlar. Tabi bu çocuğun son sözü bunu doğruladı.

"Okulumuza yeni bir ezik daha katılmış."

Tüm okulun  gülüşleri arasında hızlıca okula girip sınıfımı aramaya başladım. Kayıta babam gelmişti bu yüzden ilk defa bu okula geliyordum.

Sınıfımı bulur bulmaz hızlıca içeri girip en öndeki sıraya oturdum. Dersi e iyi burada dinleyebileceğimi biliyordum.


Sonra sınıf dolmaya başladı okulun kapanmasına bir ay vardı.İyi bir üniversite kazanmalıydım.Tıp okumak istiyordum.Tam öğretmen giridi kendimi tanıtacaktım ki kapı çaldı. Öküz meteor ve tayfası içeri girdi.beni görüp tekrar gülmeye başladılar.

Sonra hiç özür mözür dilemeden arka sıraya geçtiler.Gözlerim doldu bu isteyerek olan bir şey değildi hassastım.Neyse öğretmen onları azarlarken beni unutup derse başladı bende rahatladım tabi.Okul hergünün aksine çabucak bitti.Eve giderken sanırım yolları karıştırdım arka sokaklardan birine girdim.Karşıma bide hayvan kadar köpek çıkınca hiç spor yapmayan ben hüseyin boldu geçtim tabi ismi buysa söyledim ya sporla alakam yok gören kafayı yemiş der ama öyle bir koşmuşumki köpeği görünce zincirli olduğunu bile farketmemişim birden birine çarpınca daha dorusu üstüne çıkınca yere serildim .

Daha doğrusu çocuğun üstüne SERİLDİM. Hemen kafamı bile kaldırmadan ayağa kalktım çocuk birşeyler sıralıyorduda sanırım terbiyim bunları anlatacakk kadar bozuk değil neyse hemen özür dilemeye başlamıştım ki kafamı kaldırmamla UĞRADIĞIM ŞOK BİR OLDU !!!

Serseri ve Çirkin♐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin