Steven babasının bu haline hayretle bakıyordu. Yapması gereken konuşmayı yemekten sonraya ertelemenin doğru olacağına karar verdi.bu konuşmayı şu an yaparsa annesi ve martin üzülebilirdi
ve steven bunu hiç istemez di. Annesi ve abisini üzmek isteyeceği son şeydi. Ama yinede bir an önce konuşmak istiyordu kafasındaki bu düşüncelerle masaya oturdular. Matilda yemeklerini servis ederken o yumsak sesli asil kadına baktı. Babasının onu bu kadar küçümsemesine izin vermesine anlam vermeye çalıştı. Ama yoktu sebebi annesinin babasını hatalarını görmezden gelip delicesine sevdiğini düşündü. Zaten annesinin babasını çok sevdiğini düşünmeseler annesine ve kendilerine yapılan hakaretlere asla sessiz kalmazdı iki kardeş. Martin masadaki gerginliği anlamamış ti. Evde her zaman böyle ölüm sessizliği olduğu için bu durumun altında başka birşey aramamisti. Zaten martin iyi niyetli temiz kalpli yumuşak huylu yakışıklı ve gelecek vaad eden iyi bir cerrahti. Steven abisiyle her zaman grur duymuş başarılarının getirdiği mutluluktan her zaman payını almıştı. Çünkü tek arkadaşının tek sılrdaşının abisi olduğu düşünülürse başka türlü bir kardeşlik bağı ve sevgisi beklenemezdi. Babası her zaman martinin kendisi gibi olduğunu iddia etsede aslında abisi aynı annesi gibiydi yumuşak huylu saygılı ve asildi o aynı annesi gibi babasının kararlarını sorgulamadan kabul ederdi. Aslında zayıf olduğu yada çok istediği için değil babasını incitmemek için yapardı tıpkı annesi gibi ailesini üZmemek hayal kırıklığına uğratmamak için kabul ederdi itiraZsız babasinin isteklerini.Abisine ve annesine hayranlıkla bakarken steven birden aklına melek geldi. O nun bu masada ailesiyle yemek yediğini hayal etti. Aslında bunu daha önce binlerce kez yapmış gibi hissetti. Melekle ilgili hicbirseyin ilk olmadığını öpüşmelerini birbirlerine dokunmalarini bıkmadan usanmadan sayısız kez yaptığını hissediyor du ama nasıl ? bunu gerçekten bilmiyordu. Yemeğin sonuna doğru masadaki sessizliği mağarada yankılanan bir ses gibi yemekten sonra seninle konuşmamız gerekiyor sanırım baba diyerek bıçak gibi kesmişti stevan.
Mr. Pitt elindeki catali masanın ortasına fırlatıp lanet olsun steven ne istiyorsun benden dediğinde herkes şaşkın ve merakla mr. Pitt e baktı. Annesi ve martinin hiç birşey den haberi olmadığı için dehşetle irileşmiş gözlerle mr. Pitte ve Stevena bakıyorlardı. Steven kararlıydı bu sefer onu bu zorba tavırlarıyla susturamayacakti.
Lanet olsun neden böyle davraniyorsun yanlızca konuşmak istiyorum. Oğlunla konuşmaya katlanamayacak kadar nasıl nefret edersin anlamıyorum dedi ve ela gözlerini iyice açarak ellerini masaya vurdu ayağa kalktı benimle konuşmak istememen umrumda bile değil buna mecbursun. Şimdi çalışma odanda mı konuşmak istersin yoksa burda hep birlikte mi konuşmak istersin. Nerde konuşursak konuşalım ama bana meleğe yaptıklarının nedenini anlatacaksin. Bundan kaçamazsın bana cevap veremek zorundasın ve bunun farkındasın bu lanet öfkenin sebebi neyse bana anlatacaksin dedi. Ve bu kararlılığını ilk kez göstermişti. Mr. Pitt oğlunun öfkesi karşısında konuşmak zorunda olduğuna emin olmuştu.Matilda melek mi diye kalktı masadan öyle hızlı kalkmıştı ki sandalyesi devrilmiş elindeki oynadığı tuzluğu yere düşürmüş tü hepsi matildanın gözlerine baktı korkudan yerinden fırlayacakmış gibi açılan gözleri ne biliyor olabilirdi melek halkında bu korkuya dayanamayan narin bedeni yere yığılmış gözleri kapanmıştı matildanin. Mr.pitt ve martin bir hamlede matildanın yanına gelmiş onun sağlığıyla ilgileniyor ayıltabilmek çabalıyordu. Martin annesinin narin bedenini kucakladı koltuğa yavaşça yatırdı . Başının altına bir yastık koydu.
Matilda kendine gelmiş ama gözlerini açmaya korkuyor du bu yuzden kapalı tutmak istiyordu. Ama sonsuza kadar bunu yapamazdı gözlerini yavaşça açarken tanrıya bunun bir kabus olması dileklerini iletti.
Steven annesinin de bu durumla ilgili bildiklerinin olduğuna emin oldu. Martin olan bitene anlam vermeye çalışıyor ama ne olduğunu anlamiyordu anlaması mümkün değildi çünkü. Ama stevena öfkeyle baktı abisi ilk defa. Annesinin yere yığılan bedeni onu korkutmuş sorumlusunun steven olduğunu düşünüyordu.
Matilda mr. Pitt e dönmüştü mr Pitt karısının gözlerine bakıyor sanki aralarında gözleriyle konuşuyor gibiydiler.
Steven kahretsin artık biri bana birşeyler anlatabilir mi dedi. veMr.Pitt arkasını döndü ve evin çıkış kapısına yöneldi korkuyordu bu her halinden belliydi. Ama çıkıp gitmesine izin veremezdi.
Dur diye bağırdı steven GÜR sesiyle mr. Pitt sanki çiviyle çakılmış gibi hissetti ayaklarını yere.
Yavaşça döndü arkasına stevenin yüzüne zorda olsa baktı.
Ne saklıyorsun baba meleğe neden zarar verdin zorbalıklarına artık dur demeni tavsiye ederim yoksa beni kaybedeceksin.
Mr. Pitt anlamadı önce ne zararından bahsediyorsun ben o kızı bir daha hiç görmedim. Önce bana ne sacmaladigini anlatirsan sanırım konuşabiliriz dedi.
Steven ofisinin kapısında meleği baygın bulduğunu ve bunu baban yaptı dediğini anlattı.
Mr. Pitt öfkeyle lanet olsun ne yapmaya çalışıyor bu adi sürtük diye sesini yükseltti.
Matilda lütfen sakin ol Şimdi değil dedi sessizce.
Steven artık sabredemiyor du. Ve herkes bunları saklamak için yemin etmiş gibiydi.
Tam sırası dedi mr. Pitt yoksa o sürtük oğlumuzu kendi gibi bir şeytana döndürecek. Herşey için geç kalabiliriz dedi ve stevene döndü. Bak stevan bunu sana nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama bilmeni isterim ki ben....!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASIRLAR SONRA YİNE AŞK "SONA ERDİ "
Romance"O gece felaketimizdi. O gece felaketimizdi. O gece o lanet gece felaketimizdi dedi ve elleriyle yüzünü kapattı mr. Pitt" O gece sabaha doğru alacakaranlık bir vakitte bir ses duydum. Daha doğrusu acı içinde bir feryat. Yataktan fırladım sesin me...