Steven nefes almakta zorlanmaya başladı.
Melek Steven iyimisin? Diye sordu.
Steven hayır anlamında başını salladı. Ve ayağa kalkıp ofisinin penceresine yöneldi. Pencereyi açtı. Ciğerlerini uzun zamandır nefes alamıyormuş gibi havayla doldurdu. Ama bu Steven'ı rahatlatmaya yetmemişti. Olan biteni anlamaya çalışıyor du. Babasının anlattıkları, Meleğin anlattıkları, nereye gidiyordu bu olay?
Steven meleğe döndü ve ona doğru yürüdü. Bak Melek ya da derya mı? demeliyim. Bunlar benim için çok fazla bu konuşmayı biraz erteleyelim lütfen. Çünkü düşünmeye ihtiyacım var.Melek Steven'ın hiç birşey bilmediğini, ya da hatırlamıyor olduğunu düşündü. Bu kadar zaman aramış, daha önce iki kez ellerinden kayıp gitmişti. Ve bu sefer onu dinlemek bile istemiyordu. Belkide benim deli olduğumu düşünüyor diye geçirdi içinden. Belki de haklıydı. Steven,ailesi, doktorlar kendisinin deli olduğunu düşünmekte çok haklıydı. Bu durumu kendide kabul etmeliydi.
Steven meleğin yüzündeki kırgın bakışları farketti. Lütfen bana biraz izin ver Melek. Özür dilerim. Niyetim seni kırmak, incitmek değil. Eğer rahatlayacaksan benimde buna benzer bir hikayem varmış. Ama ben bilmiyorum. Hatırlamıyorum, babam bana bunu anlatmaya çalıştı. neden se bunu bana anlatmak isterken kalp krizi geçirdi. Bende artık bu geçmişin cok kötü olduğunu düşünmeye başladım .Aileme bu konyu açmayacağıma ve bir daha sormayacağıma dair söz verdim. Çünkü bunları anlatmak onlara iyi gelmiyor. Geçmişi ararken geleceğimi kaybetmek istemiyorum. Annemin ya da babamın bu geçmişi bana anlatırken ölmelerine katlanamam. Lütfen beni anla. Bana biraz zaman ver. İnan bana senide kaybetmek istemiyorum. Çok tanıdıksın. Seni çok sevdiğimi hissedebiliyorum. Hiçbirşey hatırlamıyorum ama senin kocan olduğuma tüm kalbimle inanıyorum. Tekrar söylüyorum lütfen deli olduğunu düşündüğümü sanma. Çünkü sen deliysen bende deliyim. Hemde daha deli. Kendi abisini öldürmek isteyecek kadar deli.
Melek şaşırtmıştı. Abisini öldürmek istemek ne demekti. Korkusunu gözleri ele veriyordu.
Steven babasının anlattıklarını kısaca anlattı. Artık Meridite ne olduğunu merak eden yanlızca steven değildi.
Steven; biraz ara verelim Melek bu olayın kısa zaman sonra açıklığa kavuşacağına eminim. Dedikten sonra Meleğe yaklaştı. Sen benim kadınımsın. Artık seni benden kimse alamaz. İzin vermem. Demesiyle meleği kucağına alıp ofisinin sekreter için ayrılmış olan odaya götürmesi bir oldu.
Melek istekli, bedeni kocasının sevgisine aç bir kadın gibi istekle öptü steven'ı.
Steven kucağındaki kanatsız meleği odadaki koltuğun üzerine bıraktı. İncitmekten korkarak. Dudakları yüzyılların hasretiyle kavuştu birbirine. Steven'ın elleri çoktan keşfe çıkmıştı bu narin bedende.
Melek steven'ın gömleğinin düğmelerini açtı teker teker. İkiside bir yangının ortasında kalmış gibi hissetti. Ve onları yanlız aşkları söndürebilirdi. Steven meleğin boynuna doğru küçük öpücükler konduruyor du.
Kapının çalındığı nı farketmeleri biraz zaman aldı. Steven hemen toparlanıp dışarı çıktı.
Matilda ve Mr. Pitt karşısındaydı.
Matilda merhaba tatlım habersiz geldik işin yoktur umarım deyince;
Steven başını iki yana salladı panikle. Yo yo yok yani anne oturun lütfen dese de yüzünde çok memnun olmuş bir ifade yerleştiremedi.
Melek içerdeydi. Annesi ve babası da burdaydı. Melek karşılaşmaları için çok doğru bir zaman değildi.
Steven paniklemiş ve yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirip, ben çok acıktım dışarı çıkıp birşeyler yiyelim mi? Deyince
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASIRLAR SONRA YİNE AŞK "SONA ERDİ "
Romance"O gece felaketimizdi. O gece felaketimizdi. O gece o lanet gece felaketimizdi dedi ve elleriyle yüzünü kapattı mr. Pitt" O gece sabaha doğru alacakaranlık bir vakitte bir ses duydum. Daha doğrusu acı içinde bir feryat. Yataktan fırladım sesin me...