SIR PERDESİ 2

89 3 1
                                    

Meleğin hayaliyle uyudu stevan onu tekrar nasıl bulabileceğini düşünerek. Sabahın ilk ışıkları yüzüne çarpıyor ama o uyanmak istemiyordu.
       O hayran olduğu sanki bebeğine ninni söyleyen bir annenin sesindeki yumuşaklığı duyana kadar.
      Steven hayatım kahvaltı hazır herkes seni bekliyor diye sesleniyordu annesi yumuşacık sesiyle. Babasının yemek masasında beklemekten nefret ettiğini düşünerek fırladı yataktan annesinin yumuşak  sesinin etkisi kaybolmuştu. Babasının aşağılayan sesini düşündü biran  hemen giyinip odasından hızla çıktı. Herkes masaya oturmuştu Martin ve annesi matilda gülümseyen yüzlerle karşıladı steveni.
     Ama böyle olmamalıydı normal olan bu değildi. Onların babası tarafından azarlanıp yüzlerini asıp buğulu gözlerle bakması gerekiyordu. Çünkü bu her sabah böyle  olurdu diye aklından geçirdi Steven . Bir şeyler olmuştu ve anlamıyordu. Babasına baktı oda öfkeli gözler, şiddetle açılan dudaklar yerine korkulu gözlerle bakıyor dudağını bir şeyler saklayan çocuklar gibi kemiriyordu.
     Günaydın dedi herkese ve yerine oturdu. Annesini abisini babasını inceledi kahvaltısını yaparken. Annesi dayanamadı sonunda steven hayatım baban dün ofisine gelmiş dedi bu ilk kez olduğu için sevinmişti annesi ve martin. Aralarının düzelmeye başladığını düşünerek mutlu olmuşlardı. Steven babasına  baktı Mr. Anton gözlerini kaçırdı. Steven ne olduğunu babasının ne sakladığını merak ediyor ama nasıl konuşacağını  bilmiyordu. Kahvaltısını bitirip apar topar çıktı evden hemen ofisine gitmek istiyordu. Melek gelebilirdi çünkü melek gelmezse steven onu asla bulamazdı. Gelmesini ummaktan başka çaresi yoktu. İlk öpücükleri geldi aklına gülümsedi içten içe ofise gelmişti. Merdivenleri çıktı teker teker meleğin hayali ile ofisin kapısına yöneldi gözleri yuvalarından firlarcasına  kapının önünde  örselenmiş narin bedeni ile yatan meleğe baktı. Saçları  dağılmıştı . Fırladı meleği  kucakladı.Kucağında melek varken  kapıyı açmakta zorlansada bir kaç denemeden sonra basardı. Ofisindeki koltuğa yatırdı.

Telaşla ne yapması gerektiğini bilmeden sağa sola koşuşturdu. Ne yapması gerektiğini düşünürken ne yaptığını yada hiçbirşey yapmadığını farkedemiyordu. Silkelendi kendine gelebilmek için ama hala ne yapabirdi bilmiyordu. Sevgiyle ve hasretle yüzünü okşadı uyurken gökyüzünden inmiş bu meleği izledi dağılan saçlarını toparlamaya yüzüne yapışmış saçları geri doğru düzeltmeye çalıştı. Saçını yüzünden çektiğinde can acısıyla açtı Melek gözlerini. Steven saçını düzeltirken kendi sebep olmuş  gibi hissetti bu acıya özür dilerim, özür dilerim,özür dilerim dedi defalarca.

Melek Mr. Pitt dedi acı içinde stevan kendine seslendiğini düşündü söyle melek kim yaptı bunu sana dedi büyük bir hırsla, bunu sana yapanı ellerimle öldürebilirim.

Melek tekrar Mr. Pitt dedi steven anlamaya çalışıyordu meleği  ama anlamıyordu kısık sesi darmadağın olmuş  haliyle birşey anlatmaya çalışıyordu ama ne ?

Kahretsin Mr. Anton Van Pitt diye haykırdı melek son gücüyle stevan geri çekildi hemen arkaya attı bedenini.Yere düşmüştü dehşetle daha da büyüyen o iri ela gözlerini kocaman açtı. Nasıl babam mı yaptı bunu sana dedi ...!

Steven babasına bunun hesabını sormalıydı ama nasıl o babasının karşısında konuşamazdı  bile.

Melek doğruldu yerinden yavaş hareketleriyle stevenin gözlerine baktı ve mr.Pitt bana bunu neden yaptı steven ben ona ne yapmış olabilirim beni tanımıyor bile dedi ve gözlerinden akan yaşlara engel olamadı güçlü bir kızdı melek. Ama bu yapılan hakaretti ve çok büyük haksızlıktı diye düşündü.Aslinda niyeti stevenın biyle düşünmesini sağlaktı.

Steven utançla meleğe yaklaştı ona sarılmak ruhunda açılan yaraları kapatmak istercesine yüzünü avuçları arasına aldı ve utanarak baktı meleğe güçlü bir erkek değildi steven yada onda olan sonsuz gücün farkında değildi. Babasının bunu neden yaptığını anlamıyordu ama meleği tanıdığını çok iyi biliyordu. Steven çaresiz di ne yapmalıydı. Bu durum gittikçe can sıkmaya başlamıştı bir yolu olmalıydı anlamak öğrenmek için mutlaka bir yol olmadı dedi fısıltılı bir sesle. Bunu babasından başka kimseden öğrenemeyeceğinin de farkındaydı . Bir an önce gidip babasıyla konuşma  isteği  doğdu içinde karar verdi artık  dik durmalıydı. Küçük bir çocuk gibi davranması saçmaydı . Çünkü oda bir yetişkindi artık. 25 yaşındaydı ve babasının kanatlarına ihtiyacı yoktu. Ama meleği bırakıp gidemez di bu sorularını babasına yöneltmek için meleğin gitmesini beklemek zorundaydı.

Melek; steven bana bu olayların nedenini anlatmanı istiyorum dedi.
Ve başını yan tarafa çevirip sinsice gülümsedi stevenin görmemesine özen göstererek.

Steven utanıyordu babasının yaptığını düşündüğü bu şeyler için. Çünkü babası bunu yapabilirdi daha küçük  bir çocukken bile babası tarafından defalarca tartaklanmıştı. Kendi çocuğuna bunu yapabilen biri başkasına neden yapmasın diye düşündü.

Melek;stevenin gözlerine bakınca öfke ve hesap sorma isteğini görmüştü. Ve bu durumdan gayet mutluydu.

Steven üzülme lütfen bu senin hatan değil dedi ve Stevena bir kedi gibi sokuldu melek steven birden bütün duygularının doruklara çıktığını hissetti. Dudakları ona kavuşmak için eğildi ve meleğin dudaklarında karşılığını buldu. Alev alev yanan dudaklarıyla karşılık vermişti melek ona ve Steven bu anın hiç bitmemesi için tanrıya dua ediyordu.

Melek geri çekildi ve ayağa kalktı. Gitmem gerekiyor steven dedi.

Steven bu halde yanlız gidemezsin melek seni evine bırakmama izin ver lütfen dedi amacı hem meleği  yanlız bırakmamak hemde onu bir daha görmek için elinde bir adres olmasıydı.

Melek gülümsedi buna hiç gerek yok ben daha iyiyim stevan hem önce okula gitmem gerek dedi. Ve hızla ofisten çıkıp gitti.

Steven babasına  bunun hesabını sormak için anlatılması mümkün olmayan bir istek duyuyordu. Ve meleğin  gitmesine bu yüzden engel olmadı. Çünkü artık içinde tekrar geleceğini düşündüren bir his vardı. Steven ofisten çıktı ve eve gitmek için yola koyuldu.
Kısa bir yolun ardından evdeydi. Annesine babasını sordu.

Annesi tatlım babam evde yok henüz
gelmedi. Bir sorun mu var dedi oğlunda ki tedirginliği gözlerindeki  öfkeyi farkederek. Steven tatlım babamla aranın  düzelmeye başladığını sanıyordum, bir sorun varsa önce bana anlatmalısın dedi ve Steven başını sağa sola onaylamadığını belli ederek salladı.

Saatler geçmiyordu babası henüz gelmemişti. Yemek saati gelmiş önce martin eve dönmüştü. Kısa bir süre sonra düşük omuzları düşünceli haliyle babası eve döndü.....!

ASIRLAR SONRA YİNE AŞK "SONA ERDİ "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin