MERAK

126 6 4
                                    


Steven onu karşısında bir kaç santim uzağın da görünce kalbi ve aklı onu bırakıp gitmişti sanki heyecanla kıza baktı. Simsiyah saçları saçlarından daha siyah gözleri ve bembeyaz teni. Kızın bedeni kendi iri bedeninin yanında narin kırılacak bir eşya gibiydi 1.70 boylarında ince beli dik göğüsleri küçük kalçaları sanki bu uzun beyaz hafif göğüs dekolteli elbisenin içindeki beden cennetin vücut bulmuş hali olmalı diye geçirdi içinden. Bu karşısında ki bedeni sanki defalarca görmüş her noktasını öpmüş bütün çiçeklerin kokularını aynı anda metrelerce uzaktan bile hissedilen kokusunu her gün içine çekmiş gibi hissetti. Sonra o kaskara gözlere bakıp bu gözlerde kaç kez kaybolduğunu düşündü.

Karşısındaki kız da aynı şekilde bakıyordu Stevena siyah gözleri açılmış dudakları öp beni der gibi kabarmış ve titriyordu. Seeenn yani siz yani ben diyerek kekeledi kız.

Steven kıza baktı kalbi çıldırmış aklı zaten onu terk etmişti. Adınızı öğrenebilirmiyim dedi bu cennetten gönderilen meleğe.

Kız kekeleyerek adım Melek bayım dedi. Ve hiç teklifsiz aniden kollarını stevenın  boynuna doladı. Steven hiç şaşırmadan kollarını açtı kıza koskocaman cüssesiyle sardı bu narin  bedeni kollarıyla. Sanki yüz  yıllardır birbirlerine hasret kalmış sonunda da kavuşmuş ve hasretleri dinmiş gibi hissetti ikiside. Melek titriyordu. Ve ışıltılı gözlerle utanarak baktı Stevena.

Kısa bir süre sonra kendilerine gelip ayrıldılar yüzlerinde mahçup bir gülümsemeyle.

Steven düşündü kısa bir an bu kız adı melek bir türktü. Steven ise ingiliz . Nasıl olurdu nerden tanıyor olabilirdi.

Melekte aynı bakışlar ve düşüncelerle Stevena baktı. Mesleğin ingilizcesi çok iyiydi anlaşmalarıda bu yüzden zor olmamış tı. Dil eğitimi için bir kaç ay önce gelmiş ve bir yıl dolunca tekrar ülkesine türkiye ye dönmesi gerekecekti. Bunları hızlı bir şekilde anlattı Stevena.

Steven ben sizi nerden tanıyor olabilirim dedi. Yabancı olmadığınıza yemin edebilirim. Sizi çok iyi tanıdığından eminim dedi. Ama nasıl nerden bilmiyorum hatırlayamıyorum.

Melek te meraklı gözlerle bilmiyorum ama bende sizi çok iyi tanıyormuşum gibi hissettim. Hatta daha fazla sanki sadece tanımıyorum siz benim için çok daha fazlasıymışsınız gibi hissdiyorum dedi mahçup yanakları kızarmış bakışlarını yere indirerek.

Steven yaklaştı kıza bu mahçup utangaç halinden hoşlanarak çenesinden tuttu ve başını kaldırdı meleğin. Gözlerini gözlerine dikti yüzünde gülümsemeyle içinden geçeni yaptı yapıştırdı dudaklarını meleğin dudaklarına. Melekte karşılık verdi istekle. İkiside aynı şeyi geçirdi içiden.

O kadar tanidikti ki bu öpücük sanki yıllardır öpüşüyorlar hatta bedenlerin de keşfe çıkıp defalarca bedenleri birbirlerine karışmış tek bir beden olmuşlar gibi hissettiler.

Steven silkendi ve şey şurada ofisim var size birşeyler ikram edebilirmiyim dedi. Hiç naz yapmadan itiraz etmeden korkmadan güvenerek ve inanarak Stevena tamam dedi.

Ama merak ediyordu. Kimdi bu adam bu kadar tanıyormuş gibi hissedip aslında hiç tanımıyor olmanın merakıyla yürüdüler
Stevanin ofisine doğru birlikte.

Yürürken stevenında aklında aynı sorular ve merak vardı. Ofisin kapısına gelince stevan kapısını açtı buyurun lütfen melek dedi.

Melek biraz tedirgin oldu. Nede olsa hiç tanımadığı bir adama ilk görüşte ilk öpücüğünü vermiş hatta fırsatını bulsa dahada fazlasını yapacaktı.

Aslında melek steven kadar habersiz değildi bu durumdan. Yanlızca stevenin onun böyle hissettiğini düşünmesini istiyordu.

Steven da aynı durumdaydı bu onunda ilk öpücüğüydü. Babasının ailesine kimseyi yakıştıramadığı için hiç kız arkadaşı olmamaştı ve bir kızın dudaklarında bedeninde kendini kaybetmemiş ti.

Ama ikiside nedense durum böylede olsa farklı hissediyordu. Defalarca birbirlerinin bedeninde keşfe çıkmış bedenlerini birbirlerinin bedenlerin de kaybolduğunu düşünüyorlardı.
Bu durum gittikçe tuhaflaşırken birden ofisin kapısını çaldı hiddetli bir el ve karşılığını bekleme den içeri daldı ahıra giriyormuş edasıyla iri bir gövde ve o burdaydi içeriye saygısızca
girmiş küçümseyen gözlerle etrafını inceliyordu. Arkasına döndü ve meleği gördü. Dehşete kapılmıştı.

ASIRLAR SONRA YİNE AŞK "SONA ERDİ "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin