2. bölüm

840 55 6
                                    

"Kolumu bırak" dedim sinirle fakat sesimi o bile duyamamıştı.

"Peki bırakacağım fakat bir şartım eğer bunu yapmazsan seni buradan götüreceğim ve sonrasını beraber kararlaştıtacağız" dediginde şartını sunması için sessiz kaldım.

"Şartım-"

"Keremcim bize katılmak ister misin? Okulu asacağız" diyen kız sesiyle birlikte sözü kesildi.
Kulağıma kadar eğildi. Geri cekilmek için adim atsamda bir adim kımildamadım cünkü diğer koluyla tutuyordu.

"Seninle sonra konuşacağız kücük kız" dedikten sonra "gidelim" diyerek önden yürümeye başladı.

Sertçe yutkunarak kantine çıktım.

Son dersin bitmesiyle çantami alıp hocadan bile önce çıktım.
Sabahki olay ve dün gece gelen mesaj aklımı fazla karıştırıyordu. Aynı zamanda o kadar çok uykum vardı ki.

Çantamı sırtıma takıp hızlı adımlarla yürümeye başladım.
Biraz sahilde hava alsam güzel olacaktı.

Yürümeye devam edip sahile geçtim. Zaten yolumun üzerinde kalıyordu.

Bir kayanın kenarina oturup şapkamı çıkardım.

Saclarımı geri attırdıktan sonra rahat bir nefes aldım. Denizi izlerken yandaki otlardan gelen ses ile o tarafa döndüm.

Sabahki cocuktu bu! Sapkami taktıktan sonra cantamı toplamaya başlamıştım ki yanıma oturdu. Biraz duraksadıktan sonra kalkmaya yeltenmiştim fakat başarılı olamadım.

Bileğimdeki eli yüzünden kalkamamıştım.

"Gideceğim bırak" dedim sinirle fakat yine sesimin desibeli kısıktı.

"Bence sabahki konuyu biraz daha konuşmalıyız" dediğinde "seninle konuşmak istediğim bir konu yok" dedim sinirle denize bakıyordum.

"Şu ifadesiz suratına biraz ifade kat" dediğinde "seni ilgilendirmez" dedikten sonra boşluğundan yararlanarak kalktim ve hızla yürümeye başladım.

Eve geldiğimde etrafa baktım fakat kimse yoktu. Odama çıkıp üzerimi çikardım. Kafam o kadar karışıktı ki... düşüncelerim birbirine girmişti. Lanet olsun ki bu saçma okulda fark edilmiştim!

telefonuma gelen mesaj sesi ile hemen pantolonumum cebinden telefonumu çıkardım.

Bilinmeyen numara;
Yaklaştın. Cezalarını çekecekler. Korkma! Herşey onların suçu ve bu hikayenin tek masumu sensin.

Bu mesaj daha fazla donmama neden olmuştu. Yatağıma oturup dirseklerimi bacaklarıma dayıyarak kafamı ellerimin arasın aldım.

İnsanlarla iletişim kurmaktan çekinmemin sebebi ile alakalıydı. Bu halďe olmamla alakalıydı. Ve ben bunu çozecektim!

Akşama kadar odamın en ücra koşesine geçip dünya ile uyumuştum.

Akşam yemeğimi yemek icin mutfağa indiğimde annemin ağladığını fark ettim.

Elimdekileri bırakıp yavaşça annemin oturduğu koltuğa ilerledim.

Annem benim geldiğimi görünce ağlamayı kesip şaşırmışca aynı zamanda sevinmişce bir bakışla "maya iyi misin tatlım" dedi. Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra "peki sen" dedim kısık bir sesle. Bu arada halı desenini inceliyordum.

"Aaaa evet evet kesinlikte iyiyim belki sende benimle biraz sohbet etmek istersin" dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladıktan sonra kalkıp mutfağa geçtim ve yemeğimi yedikten sonra yukarı çıktım.

RUHSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin