|11|

5.6K 450 394
                                    


Bu bölümü en sevdiğim xydaisy'e armağan ediyorum kkkk.

Seni çok seviyorum ❤

------
Jungkook

Taehyung gideli yarım saatten fazla olmuştu ve ben artık dayanamıyorum.Meraklanıp telefonu cebimden çıkarttım.

Taeyi aradım fakat ulaşılamıyordu.Endişeyle yerimden kalktım ve ormana doğru yürümeye başladım.

"Hey Kook,nereye?"

Durup soruyu soran Hoseok'a cevap verdim.

"Hyung farkındaysan V gideli yarım saatten fazla oldu.Ben ormana gidiyorum,geleniniz varsa gelsin."

Cevap vermelerini beklemeden ormana doğru hızlı adımlarımı attım.Karanlık ormana girince etrafı göremediğim için telefonun ışığını açtım.

Her yerde Tae'yi arıyordum ama yoktu.Gözlerimin yandığını hissediyorum.Başına herhangi bir şekilde zarar gelmiş olması bile beni korkutmaya yetiyordu.

İlerledikçe bir ağlama sesi duydum.Fakat görünürde kimse yoktu.Sesin geldiği yöne doğru adımlarımı ilerlettim ve ağacın altında hıçkırıklara boğulan bir adet uzaylı gördüm.

Adımlarımı daha da hızlandırıp elimi omzuna koydum ve önüne çöktüm.

Yazar

Tae korkuyla kafasını kaldırdı ve önünde çökmüş olan kişiye bakıyordu.Karanlıkta yüzünü ayırt edemiyordu.

"K-kimsin?L-lütfen bana z-zarar verme-"

"Taehyung benim sakin ol."

Tae duyduğu sesin kurabiyesine ait olduğunu anladığı anda kollarını boynuna doladı.Hıçkırıkları daha da arttı ve nefes almakta zorlanıyordu.

"Tae-ah karanlık korkun olduğunu bana söylemeliydin..Neyse.."

"Ö-özür dilerim k-kurabiyem-"

"Özür dilemenin sırası değil şimdi sadece sakin ol."

Jungkook sakin olması için elleriyle uzaylısının saçlarını okşamaya başladı.Tae yavaş yavaş sakinleşiyordu.

Taehyung sakinleşince Jungkook onu kendinden uzaklaştırarak yüzüne baktı.Ay ışığında parlayan gözlerinin hiç bu kadar mükemmel olduğunu daha önce fark etmemişti.

Tae gözlerine baktı Jungkook'un.İçindeki şevkat ve sevgiyi son damlasına kadar görebiliyordu.

"Çok...Güzelsin Tae."

Jungkook daha fazla dayanamayıp Tae'nin dudaklarına yapıştı ve sertçe öpmeye başladı.

Tae karşılık verince onu kendi ile ağacın arasına aldı ve daha sert öpmeye başladı.Tae ellerini kırabiyesinin ensesinde birleştirdi ve kendine daha çok bastırdı.

Jungkook eliyle ağacı tırmalar gibi sıkarak kendine hakim olmaya çalışıyordu.Ama Tae eliniyle Jungkook'un penisini yoklayarak bunu daha da zorlaştırıyordu.

Nefes almak için ayrıldıklarında Jungkook Tae'nin gözlerine baktı.

"Tae...Daha ileri gidersek dayanamam..-"

"Jungkook...Korkmuyorum."

Jungkook duyduğu cümle ile şaşırmıştı.Ama daha dün korkarken nasıl bu gün bu kadar cesaretli davranabiliyordu?

"A-ama Tae...Daha dün bana hazır olmadığını ve korktuğunu söylemiştin-"

"Dünü unut Jungkook.Ben kendimden eminim."

Jungkook aldığı cevapla gülümseyerek Tae'nin bileğini tuttu ve birkaç metre yürüdükten sonra ormandan çıktılar.

Çadırlara ulaştıklarında etraftaki herkesin çadırlarına çekilmiş olduklarını fark etti.Tae bu duruma sevindi.Artık çadırlarına çekilip rahatça sevişebilirlerdi.

Jungkook Tae'nim dudaklarına yapıştı ve çadıra doğru hiç ayrılmadan yürüdüler.Çadıra geldiklerinde Jungkook çadırın fermuarını açtı ve Tae ile içeri girdiler.Hiç dudaklarını ayırmadan geri fermuarı çekti ve Tae'yi yere yatırdı.

"Sizim de kafanızı sikiyim amk abaza kampındayım sanki!"

Jungkook ve Tae aniden gelen Hoseok'un sesiyle aynı anda kafalarını aynı yöne çevirdiler.

"HYUNG?!?"

İkisi de aynı anda konuşmuştu.Tae utançtan yerin dibine girmeyi istedi.

"Hyung ya hyung.İnsan bi çadırına girince etrafa bakar amına koyayım ne açsınız birbirinize.Uyumak istiyorum bari siz yiyişmeyin yoksa bana çadır kalmicak."

Hoseok arkasını döndü ve uyumaya çalıştı.

Jungkook tekrar Tae'nin boynuna yönelince Tae Jungkook'u itti ve fısıldayarak konusu.

"Ya napıyosun Jungkook hyung var"

"Of Tae bişey olmaz-"

Tekrar boynuna yönelince Tae tekrar itti.

"Hayır Jungkook olmaz bak iki gün sonra evdeyiz o zaman söz yaparız ama şimdi hyung var."

Jungkook derin bir iç çekerek Tae'nin üzerinden kalktı ve yanına uzandı.

"Sözünü unutursan seni yürüyemeyecek hale kadar getiririm uzaylı ona göre."

Tae kıkırdayarak kabul edercesine kafasını salladı ve kafasını kurabiyesinin göğsüne yasladı.Jungkook uzaylısının kokusunu derince içine çekti ve konuştu.

"Hiç gitme uzaylı,hep benimle kal."

"Sende kurabiye."

İkisi de sarılarak vebirbirlerinn kokularını içlerine çekerek uyuya kaldılar.

--------

Sövdüğünüzü duyar gibiyim kkkk.

Ee nasıl olmuş?

Yorum olarak beliriin <927421833

What'ca Doin Today || VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin