9. BÖLÜM – FISILDANAN SIRLARBölüm Şarkımız: Can Bonomo- Hikayem Bitmedi
''Ben renklerin en siyahını hak ettim mi? O kadar beyaz severken seni...''
*
Artık aşinası olduğum sokakta yürürken adımlarım telaşsızdı. İçimde giderek büyüyen heyecan yumağına karşın oldukça sakin bir görünüş sergilediğimin farkındaydım. Bugün Mirza'yı takip edecektim!
Evlerine vardığımda soldan ikinci apartmanın merdivenlerine oturdum. Evden çıkan birisinin beni göremeyeceği kadar geride bir pozisyon aldıktan sonra kafamı uzatarak bahçe kapısına bakmaya başladım. Henüz yarım saat geçmemişti ki Mirza kapıda göründü. Aramızda beni fark etmesini zorlaştıracak bir mesafe bırakarak onu takip etmeye başladım.
Adımlarının seri ve kendinden emin oluşu nereye gittiğini önceden planladığının en net göstergesiydi. Eğer yanılmıyorsam Bulut'un bahsettiği, öğrenmek istediğim yere gidiyordu. Yanılmıyor olmayı diledim. Onu takip etmeye öylesine yoğunlaşmıştım ki nerede olduğumuzu yeni fark etmeye başladım. Cidden biz neredeydik?
Boyalı, güzel evlerin yerini yıkılmaya yüz tutmuş, harabeyi andıran yıkık dökük evler almıştı. Her neredeysek... Pek de hoş bir yer olmadığı her halinden belliydi. Issızlığın cirit attığı bir ortamda olduğumuzdan adımlarımı elimden geldiğince sessiz atıyordum. Mirza, bana her an yıkılacakmış gibi duran evin solundan döndükten sonra, bir sonra bende döndüm. Tam da bu sırada atkuyruğu yaptığım saçımın kuyruğundan çekilerek duvara itildim. Çığlığım harabe evlerin arasında yankılanırken korkudan gözlerimi sıkı sıkıya yummuştum.
''Milat?''
Aşinası olduğum ses kulaklarıma süzülürken yavaşça gözlerimi araladım. Karşımda biraz şaşkın, oldukça sinirli bir Mirza dikiliyordu. Aynı zamanda rahatlamış gibi bir tavrı da vardı.
''Beni mi takip ediyorsun sen?'' Tıslarcasına sorduğu sorusu üzerine ''Gerizekalı.'' diye inledim. ''Bırak saçımı.''
''Sen önce soruma cevap ver.''
''Sence?'' dediğim sırada saçıma biraz daha asıldı. ''Hayvan, bıraksana.''
''Önce konuş, neden takip ediyordun beni?''
''Tamam, önce saçımı bırak.''
''Önce konuş.''
''Önce saç.'' Dediğim sırada saçıma biraz daha asıldı. Saç diplerimin yanı sıra gerilmeye başlayan boynumda artık acı vermeye başlamıştı.
''Konuş.''
Boğazımda yenilmişliğin getirdiği hezimetle bir inleme dökülürken, o çok merak ettiği cevabı vermek için dudaklarımı araladım.
''Dün akşam, yemekten sonra nereye gittiğini merak ettim. Olu mu?''
Damağını şaklatarak bir ''Cık'' sesi çıkardı. ''Olmadı. Sormak yerine beni takip etmen senin için bile salakça.''
''Bana baksana sen... Ayrıca sorsam söyleyecektin sanki.'' dedim alayla. O da benden aşağı kalmayarak saçıma biraz daha asıldı. ''Bıraksana saçımı be.'' derken içimdeki ''cazgır'' diye tabir edilen tarafımı sergilemeye başladım.
''Tabii ki söylemeyecektim ama sendeki bu merak ne?'' dedi kuşkuyla. ''Beni takip edecek kadar.''
''Bulut'tan gizli gizli bir yere gittiğini öğrenmiş olabilirim.'' diye fısıldadım suçlu bir çocuk edasıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVRİMİN MİLADI
Acciónİkisininde peşinde oldukları şeyler, amaçları, hedefleri vardı. Birinin sorusu, bir diğerinin cevabıydı. Onlar farkında olmadan birbirlerini kovaladılar. Kovalama bittiğinde, kim kimi yakaladı peki? 'Gördükleri ile karar verenler, görmediklerine ye...