Keyifli okumalar.
6.BÖLÜM – ÇUBUK
''Yanlışlarımızla var olduğumuz için insanız.''
*
Elim kapı kolunu kavradığında parmaklarımdan başlayarak avuç içime doğru yayılan bir sıcaklık hissettim. Yaşadığım anın beraberinde getirdiği yoğunluk öylesine yoğundu ki... Damarlarımın arasında kan yerine gerginlik akıyormuş hissi tüm vücudumu sarmıştı. Derin bir nefes aldım. Rahatlatmamıştı ama ''nefes nefes'' diye bağıran ciğerlerime yeterli gelmişti en azından. Kapı kolunu daha sıkı kavrayarak yavaşça aşağıya çektim. Kimin geldiğini görmek için kapıyı aralayacakken buna gerek kalmadı. Çünkü kapı dışarıdan bir güçle itildi ve duvara çarparak tok bir ses çıkardı.
''Sonunda o koca kıçını kaldırıp kapıyı açabildin.''
Evime dolaşan insan sürüsünü izlerken kapı kolunu son raddesine kadar sıkan parmaklarımın uyuştuğunu hissettim.
''Kapıyı kapamayı düşünmüyor musun Milat?''
Salonda oturabilecek her yere oturan arkadaşlarımın üzerinde saniyelik bir sürede gözlerimi gezdirdim. Uyuşan elim ve had safhaya çıkan sinirlerim yüzünden kapıya attığım hafif tekme ile kapı çarparak kapandı.
''Sen sinirli misin Milat?''
Dakikalar önce Mirza'nın oturduğu kırmızı koltuğuma yerleştiğimde Nehir'in sorusu ile bakışlarımı aheste bir şekilde ona çevirdim.
''Bilmem, sence sinirli miyim?''
''Sen nereden geldin, bu kıyafet ne?''
Bir anda değişen konuya şaşırmadım. Onlar, hep böyleydiler... Giderken giydiğim elbisemin hala üzerimde olduğunu yeni fark ediyormuş gibiydim. Her sıkıştığımda yaptığım gibi 'İnkar Etme Politikasını' devreye koydum.
''Sanane Ömer.''
Yanıtım üzerine sahte bir kızgınlığa büründü Ömer.
''Ne demek sanane kızım! Mine teyze ile Latif amca seni bize emanet ettiler.''
Sahiplenişi ve içtenliği ile gülümserken bakışlarımı arkadaşlarımın üzerlerinde gezdirdim. Nehir, Ömer, Gamze ve Emir... Arkadaştan öte kardeştiler benim için.
''Tamam, kızma tosunum. Bir arkadaşımın ev partisi vardı oradan geldim.''
''Biz bu arkadaşını tanıyor muyuz peki çubuk?''
Ömer'in sorusunu yanıtlayacakken araya Nehir girdi. ''Sen ona tosun diyorsun, o sana çubuk. Artık adlarınızı unutmaya başlıyorum.''
''Kıskandın mı sen uzaylı zekiye.''
Küçük kıkırtılarımız yerini kahkahalara bırakırken Nehir ise somurtarak bize bakıyordu.
''Ne yapayım kızım, taktığın o tokalarla bu lakabı oldukça iyi taşıyorsun.''
''Dedi grubumuzun moda yorumcusu Ömer Hakan Akkaya.''
''Espri mi yaptın şimdi sen Emir? Hayır, yaptıysan söyle güleyim. Boşa gitmesin.''
''Ağzına kırk üç numara botla vurursam görürsün espriyi.''
''Bende yüz elli liralık, kırk iki numara botumla sana vurmaktan büyük bir onur duyarım kardeşim. Yalnız burada dikkat etmeniz gereken yer yüz elli lira olması. Yanlışlık olmasın, lütfen.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVRİMİN MİLADI
Aksiİkisininde peşinde oldukları şeyler, amaçları, hedefleri vardı. Birinin sorusu, bir diğerinin cevabıydı. Onlar farkında olmadan birbirlerini kovaladılar. Kovalama bittiğinde, kim kimi yakaladı peki? 'Gördükleri ile karar verenler, görmediklerine ye...