12.Bölüm ~ Hira

769 36 3
                                    

Multimedia - Batuhan

Anlamayan gözlerle Kuzey'e bakarken telefonumun bacağıma değen titreşimiyle çantamdan çıkardım. Arayanın Zeynep olduğunu görünce hafif bir şekilde anlıma vurdum. Allah bilir ne kadar merak etmişti. Hemen telefonu açıp kulağıma götürdüm.

" Nerdesin Masal? Seni arıyoruz yoksun. Ölecektim meraktan! "

Sesini duyurmak için daha çok bağırıyordu. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp konuşmasını bitirmesini bekledim. Yoksa sağır olacaktım. Telefonu kulağıma götürüp " Merak etme hava almak için dışarı çıkmıştım. Geliyorum şimdi. " diyip telefonu kapattım. En azından hayatımda beni merak eden birileri vardı. Pardon pardon. Birisi.

Arkamı dönüp gidecekken Batuhan seslendi. " Hey beklesene. Hiç değişmemişsin derken çok haklıymışım. Aynı küçüklüğündeki gibi üç diyince koşucaz diyip önden başlaman gibi mesela."

Diyip sırıtarak yanıma geldi. Zoraki bir gülümseme ile karşılık verdim. Küçükken de uyuz olurdum. Yazlık evimize gittiğimiz zaman sırf canım sıkılmasın diye katlanırdım ona. O zamanlar iyi çocuktu. Belki de değişmeyen tek şey gözleriydi.

Kapıdan içeri girecekken duraksayıp arkamı döndüğümde yine o çözemediğim ifadeyle yüzüme bakıyordu. Ellerini cebine sokmuş birşey düşünüyor gibiydi.

Batuhan'ın beni dürtmesiyle içeri doğru ilerledim. Biz dışarıdayken bu insanlar daha da kaynaşmıştı heralde. Gözlerimi kaçırıp aralarından geçmeye çalışırken koluma dikkat etmeye çalışıyordum. Aptal canımı acıtmıştı. Ne diye sıkıyordu?

Barışları görünce o tarafa doğru ilerleyecekken Batuhan önüme geçti. Anlamayan gözlerle ona bakarken yarım ağız bir şekilde güldü.

" Oraya oturmamı beklemiyorsun heralde? " diye sorup yeşil gözlerini gözlerime dikti. Neydi orası? Mafya köşesi mi? Ya da buranın sahibi falan mı? Anlamıyordum gerçekten. Bu gece eğlenecektim sözde. Bir sorun çıkmasını istemiyordum. Batuhan'ın arkasındaki çocuğu yeni farketmiştim. Arkadaşıydı galiba diye düşünürken

" Arkadaşım orada. Biraz sonra gelirim. " diyip onaylamasını bekledim. Kafasını ağır ağır onaylar bir şekilde sallarken Zeynep'e doğru ilerledim. Arkama baktığımda Batuhan'ın oturduğu masaya baktım. Sanırım orası da onun yeriydi. Baksana kimse oturmuyordu. Barış beni görünce rahatlayıp arkasına yaslandı. Zeynep'in arkası dönüktü. Geçip otururken derin bir nefes aldım.

" Meraktan ölecektik. İnsan bi söyler. " diye Zeynep bana azar atarken dişlerimi göstererek güldüm. Bu hareketime dayanamaz hemen de yumuşardı. Tam da şuan olduğu gibi.

" Hava almaya çıkmıştım. " diyip konuyu kapattım. Kafamı Batuhan'a çevirince gözleriyle resmen gel dermiş gibiydi. Şimdi çocuğa da ayıp olacaktı. Ama Barış da vardı. Ne yapacaktım bilmiyorum.

Barış elindeki içki bardağını masaya koyarken kaşlarını çatmış Batuhan'a bakıyordu. Batuhan'ın yanındaki çocuk da bakıp birşeyler söylüyor sonra da gülüyordu. Barış'a baktığımda gerilmişti. Zeynep'te anlamış olacak ki bana kaş göz yapıyordu.

" Bu piç niye buraya bakıp duruyor sürekli? " diye sorarken Batuhan'dan gözlerini ayırmıyordu. " Batuhan mı? Çocukluk arkadaşım tanıyor beni. Muhabbet etmek için çağırmıştı. Giderim birazdan. " diyip elimdeki bardakla oynuyordum.

Kafamı kaldırmamla bir çift şaşkın göz beni bekleyeceğini sanmıyordum.

" O herif senin arkadaşın mı? " diye duymamayı istermiş gibi soru yönelten Barış'a kafamı evet anlamında salladım.

VANİLYA KOKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin