*Taylor*
Harry bizi görmediği için şanslıydım. Rachel'ı eve soktuğumu öğenirse çok kızardı.
Aslında sanırsam şu anda bu umrumda bile değildi.
- Hey Taylor!
Rachel'ın sesi ile kendime geldim.
- Ne var Rachel?
- Beni eve çağıran sensin. Yani bu soruyu benim sormam gerekiyor.
Üzgün görünüyordu. Calvin konusunu şimdilik açmamaya karar verdim.
- Kasaba hakkında konuşabiliriz.
- Sadece bunun için mi beni çağırdın?
- Konuşmak için çağırdım. Ve ben bir konu da buldum, gördüğün gibi. Ben ayrılalı uzun zaman oldu ve ne kadar da umursamıyormuş gibi görünsem de yaşadığım ve doğduğum yeri merak ediyorum. Bence bu o kadar da önemsiz bir konu değil.
- Peki. Sen gittikten sonra güzel diyebileceğim şeyler olmadı aslında.
- Nasıl yani?
- Her şey berbatlaştı.
- Anlamıyorum Rachel.
- Şöyle oldu. Sen gittikten sonra Bay Places resmen delirdi.
- Aslında o beni kovdu. Ve bu çokta kötü bir şey değil. Yani neden deliriyor?
- Şimdiki bombayı dinle Taylor...
- Dinliyorum zaten Rachel?
- Tanrım, Bay Places senden hoşlanıyormuş!
Bir dakika.
Bunu anlamam gerek.
5 saniye öncesine git.
Tanrım Bay Places mi?!!!
- Sesli düşünüyorsun Taylor. Dedi gülümseyerek.
Ona hiç gülümsemedim.
- Böyle bir şey olamaz Rachel. O adam... benden nefret ediyordu!
- Kasaba hakkında diğer berbat şeyleri mi dinlemek istersin yoksa bu durum hakkındaki şeyleri konuşmak mı? Durum değerlendirmesi yapmaktan nefret ederim. Ve açıkçası şaşırmadım sonuçta çok güzelsin. Sen... hep güzeldin...
Rachel'ın yüz ifadesi gittikçe kin ve nefrete dönüşüyordu. Bunu önlemek için bir şeyler yapmalıydım.
- Aslında sende çok güzelsin dedim gülümseyerek. " Ve hayır, durum değerlendirmesi yapmak istemiyorum. Kasaba hakkında anlatmaya devam et."
- Nasıl istersen. Yavaşça sudan bir yudum alıp devam etti. " Kasaba artık çöküşte gibiydi. Kimse gelmiyordu ve sen gittiğin için Bay Places resmen hayata küsmüştü. Haftada bir falan onun evden çıktığını görürdüm sadece. O da senin evine gitmek içindi"
- Böldüğüm için özür dilerim ama neden evime giriyor?
- Duyduğum kadarıyla yatağına oturuyor ve ağlıyormuş. Hatta sen kasabadan ayrıldığın gün sana evlenme teklifi edecekmiş.
Şu işe bak.
Şu anda kendimden bile tiksiniyorum.
- Ihmm... Devam etmemi ister misin?
- Evet, lütfen.
- Ve aradan uzun bir zaman geçti yaklaşık 2 ay. Ve o 2 ayda Bay Places'i hiç görmedik.
- Neden?
- Arkadaşlarımdan biri onun için meraklanmış ve kapısını çalmış. Kapı kilitli olmadığı için kolayca açmış ve içeride... Tanrım onu görmüş...
- Neyi görmüş?
- Bay Places intihar etmiş...
Bunu belki 3 yıl önce duysam sevinebilirdim...
Ama şimdi tek suçlu benmişim gibi geliyor...
- Şaka falan değil bu sanırım?
- Hayır, değil. Anlatmaya devam edeyim mi?
- Daha kötü neler var?
- Bunlar sadece başlangıç...
- Nasıl?
- Dinle. Bay Places veda mektubu türünden bir şey hazırlamış. İlk kısımlarda seni sevdiği yazıyordu. Sonraki yerlerde de Bay Places'in yerine benim geçmem gerektiği.
Vay canına.
- Bende şaşırdım ilk okuyunca. Ama ondan sonra başa geçtim. Ve her şey iyi gidiyor dediğimiz zaman aslında koskocaman bir felaketin bizi beklediğini bilmiyormuşuz.
- Ne oldu?
- Tüm kasaba yandı. Tek bir şey bile kalmadı. Ne bir ev ne de başka bir şey... Neredeyse herkes yangında öldü. Sadece ben Calvin ve birkaç kişi kurtabildi.
- Buna inanıyorum! Arkadaşlarım, hatıralar... Annem ve Babamın mezarı! Onlar? Onlar yandılar mı?
- Her şey yandı. Kasaba olması gereken yerde şu anda koskocaman bir boşluk var.
- Kendimi iyi hissetmiyorum Rachel. Ölmüşüm gibi...
Rachel yavaşça oturduğu yerden kalktı. Bana doğru bir adım attıktan sonra eğilerek devam etti:
- Geber.
- Ne?!
- Senden nefret ediyorum! Belki sen olmasan birileri beni sevebilirdi. Ama sen Lanet olası hep öndeydin!
- Biliyorsun Rachel bu benim suçum değil dedim dişlerimi gıcırtarak.
- Hep senin suçundu!
- Bağırma, Harry duyacak.
- Taylor, tatlım bu kim?
Korktuğum başıma gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ ZAMANDA DOĞRU AŞK
RastgeleHani sana göre aşık olmak aptallıktı Harry? -Evet çünkü ben aptal bir aşığım Taylor.