"I'm back bitches!"
Vee araba durdu. İlk gün olduğu için babam bırakıyordu ama sonra servisle geleceğiz. Arabadan indim ve erin bir nefes alıp okuluma baktım. Uzaktan da görsem tanıdık yüzler hemen farkediliyordu. Arabanın gittiğini duydum.
"Welcome back." dedi Barış arkadan yanıma gelip.
"İngilizceyi baya ilerletmişiz bakıyorum." dedim gülerek. Ukala bir şekilde güldü ve okul bahçesinde ilerlemeye başladık. Müdür mikrofonu eline almış ve ses denemesi yapmaya çalışıyordu. Ve müdür falan değişmemişti, hala aynı uyuz adamdı.
Karşıdan Efe'nin yaklaştığını görünce içimde değişik bir heyecan oluştu. Efe'ye ilgi duyduğumdan falan değil yanlış anlamayın sadece 2 yıldır görmediğim en yakın erkek arkadaşımı tekrar gördüğümden.
"Hoşgeldin lan sümüklü." diyip bana sarıldı. Aynı şekilde ben de ona sarıldım. Bana sümüklü demesinin sebebiyse biz bunla ilk arkadaş olmaya başladığımız sıralarda grip olmam ve sürekli burnumu silmemdi.
"Hala salaksın." diyip ona gülümsedim.
"Hayırlı olsun bu arada yeni kardeşin. Geceleri horluyor mu sen bize onu söyle."dedi. Nerden öğrenmişti acaba. Bunu umursamayarak gülüp cevap verdim.
"İnanırmısın geceleri yan odada birini boğazlıyorlar sanıyorum." Bu sözümün üzerine Efe bir kahkaha patlattı Barış'a bakarak. Evet onlar çok yakın arkadaşlardı ve bu tür şakalara da alınmazlardı. 2 yıl arkadaşlıklarından bir şey götürmemiş gibi görünüyor. Sonradan sormam gereken şeyi sormadığım aklıma geldi.
"Sen nerden biliyorsun ki bizim üvey kardeş olduğumuzu?" dedim.
"Bütün okul biliyor anlaşılan popülerliğinden bir şey kaybetmemişsin." dedi ve kolunu omzuma attı. O şekilde öğrencilerin sıra olduğu yere doğru yürüdük. Artık 12.sınıf olduğumuza göre en uçtaki sıra bize aitti.
Oraya ulaştığımda bir hareketlenme oldu ve neredeyse 12.sınıfların hepsi gelip bana sarıldı ve annemin ölümü için üzüldüklerini falan söyledi. Bu kısımları anlatmayı sevmiyorum, insanların bana acımasını sevmiyorum.
Müdürün "Herkes sırasına geçsin." uyarısıyla etrafımdaki acıyarak bakan kalabalık dağıldı. "Ve bu arada, tekrar hoşgeldin Deniz Demir geçmiş olsun." dedi ve konuşmasını yapmaya devam etti.
"Hala adımı ve soyadımı hatırlıyor." dedim korkmuş bir ifadeyle Efe'ye bakarak.
"Aldırma ona, sen gittikten sonra iyice bi psikopatlaştı." dedi sanki bir sır veriyormuş gibi korkmuş gözlerle. Bu hali komiğime gitmişti ve güldüm. Efe kıvırcık siyah saçları olan hafif esmer çok sevimli bir çocuktu. Boyu çok uzun olduğu için kensimi yanında kısa kalmış gibi hissediyordum. Hey ama ben kısa falan değilim boyum 1.70 sadece Efe biraz fazla uzun.
Barış'a baktığımdaysa kendi sınıfının sırasına gitmiş ve Özgey'le bir şeyler konuşuyorlardı. Özge de bütün kaşarlığıyla mal mal sırıtıp arada bir sesli gülüyordu. Aynı bıraktığım gibi hala kaşar.
Herkes sınıflarına gittikten sonra ben de müdürle konuştum ve sınıfımı öğrendim. Beni kırmamak için eski sınıfma yazdırmışlardı. Bu işte babamın bir parmağı olduğuna eminim ama neyse sonuçta eski sınıfıma gidiyordum. 12-B-Mf !
Sınıfın kapısına geldiğimde dersin başlamış olduğunu anladım. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Öğretmen yeniydi ve dolayısıyla beni tanımıyordu. Sınıftaki eski arkadaşlarımdan 'hoşgeldin' ile karışık şaşkınlık sesleri yükselince hocaya açıklama yaptılar ve ben de en arka sırada oturan Efe'nin yanına geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Kardeş
AcakHayatımda yeni bir sayfa açmaya çalışırken geçmişin tozlu sayfalarını aralayacağımı tahmin edemezdim. Düştüğüm boşluktan beni yavaş yavaş çıkaran kişinin üvey kardeşim olacağı ise aklımın ucundan bile geçmezdi. Ben 'soğuk prenses' Deniz Demir ve bu...