"You can be the boss, daddy!"
Pazartesilerden nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim? Söylemediysem şimdi söylüyorum. Pazartesilerden nefret ediyorum!
Okuldan geldiğimden beri salak salak evde dolaşmış ve dizi izlemiştim. Bileğimin burkulduğunu babamlara söylediğimde Çağla Abla hemen sargı yapmıştı. Ve Barış bugün de babasında kalacaktı.
Telefonda kızlarla açtığımız whatsapp gurubundan konuşuyorduk ve ben bir yandan yatarak Shameless izlemeye çalışıyordum. Yine bir şevişme sahnesi çıktığını görünce telefonuma bakmaya karar verdim. Mert mesaj atmıştı.
Bileğin nasıl oldu?
Ona şuan moralimi bozan şeyin bilek değil de Barış'la Özge'nin öpüşmesi olduğunu söylemek isterdim, ama yapamadım.
Biraz daha iyi
Diye cevap verdim. Bir kaç bir şey daha söyledikten sonra konuşmadık. Dizi izlemekten de artık midem bulandığı için bilgisayarı kapatıp yataktan çıktım. Aslında canım terasa çıkıp salıncak koltukta oturmak istiyordu ama hava bunu için soğuktu. Bu yüzden mutfağa gidip dolaptan puding çıkardım. Masaya oturup yemeye başladığım sırada arkamdaki mutfak kapısından bir tıkırtı geldiğini duydum. Ama hava rüzgarlı olduğu için pek önemsemedim.
Boynumun arkasında bir nefes hissedince çığlık atıp arkamı döndüm. Ve Barış'la burun buruna geldim, sigara kokuyordu.
"Şşş, bağırma." Parmağını dudaklarımın üstüne kapattı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu, Barış bugün gelmeyecek sanıyordum.
"Napıyorsun burda." dedim aramıza biraz mesafe koymak için geri çekilerek. Yaşadığım korkunun üstüne bu kadar yakınımda durması beni çok da iyi etkilemiyordu.
"Canım sıkıldı, geldim. Asıl sen mutfakta napıyorsun?."
éKarnım acıktı, geldim." Pudingimi yemeye devam etmek için ona arkamı döndüm. Kızgınlığım tabiki de geçmemişti. Nefret ettiğim bir kızla öpüştüğünü gördüğüm gün sevgili üvey kardeşimle samimi olacağımı falan düşünmemişti heralde.
"Küs müyüz kardeşim?" dedi çekmeceden bir tatlı kaşığı alırken.
"Kardeş miyiz?" dedim ben de yüzüne bakmadan, trip atan bir ergen gibi görünebilirdim belki ama cidden yüzüne bakmak istemiyordum. Yanımdaki sandalyeye oturdu.
"Ne o kardeşini mi kıskandın?" Pudingimden yeme başladı. Onu kızkandığım falan yoktu sadece Özge'yle öpüştüğü için sinir olmuştum. Özge'nin götünün kalkmasına sinir olmuştum.
"Bak istersen öpüşmen için sana başka kızlar ayarlayabilirm, hatta öpüşmek dışında bir şeyler de yapabilirsin. Ama eğer Özge'yi çok seviyorsan, senin tercihin." dedikten sonra yanından kalktım.
"Sen de Mert'ten uzak duracaksan kabul."
Mert nerden çıkmıştı ki şimdi. Her ne kadar biz Mert'le öpüşmüyoruz ve Mert orospunun teki değil demek istesem de atarlı havamı bozmamak için bir şey söylemedim. Anlaşılan Mert'le saklamaya çalıştığım geçmişim hakkında bir şeyler biliyordu ama ondan uzak durmayı kabul edemezdim. Hiçbir suçu yoktu ve bakışlarındaki kırgınlığa her zaman yenik düşüyordum.
Barış'ı pudingimle baş başa bırakıp odama çıktım.
-----------
Öğle arasında okul bahçesindeki banklarda bizimkilerle oturuyorduk. Yani Nazlı, Efe, Mert, Melis ve Mehmet ile birlikte geyik yapıyorduk. Efe benim 9.sınıfta arıdan kaçarkenki taklidimi yapmaya başlayınca kahkahalarımı serbest bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Kardeş
De TodoHayatımda yeni bir sayfa açmaya çalışırken geçmişin tozlu sayfalarını aralayacağımı tahmin edemezdim. Düştüğüm boşluktan beni yavaş yavaş çıkaran kişinin üvey kardeşim olacağı ise aklımın ucundan bile geçmezdi. Ben 'soğuk prenses' Deniz Demir ve bu...