Arabaya binmemle sıcaklık içime işledi derin bir oh çektim içimden. Arabanın içi sıcacıktı ve kahve kokusuna benzer bir koku vardı. Kahve içmiş olamazdı. Çünkü şuan bulunduğumuz yer iki şehrin tam ortasında bir sahil yoluydu. İki şehir arasında 2 saatlik mesafe vardı ama benim sürekli gittiğim sahildeki park alanları evime tam olarak 35 dakika sürüyordu. Serkan'ın arabasından inip yürüdüğüm mesafeyi de içine katarsak yaklaşık 25 dakika sonra evime gelmiş olurdum. Aklıma bir an Alper'in devasa büyük yatı geldi. Neden düşünememiştim. Buraya çok yakındı hatta yakından çok burada olmalıydı yürürken nasıl fark etmem. Kafamı denize çevirdim ama yağmurun şiddetinden hiçbir şey göremiyordum.'' Durdur arabayı.'' dedim.
''Ne? '' dedi anlamamış ses tonuyla.
'' Durdur arabayı dedim sana. ''
'' Neden ? '' dedi umursamaz şekilde.
'' Sana ne nedeninden? '' dedim dudak büzerek. Gözleri dudaklarıma kaydı. Ah siz erkekler dudaklarıyla oynayan güzel bir kız görünce duramazsınız. Gülümsedim.
'' O zaman durdurmuyorum.'' dedi kaşlarını kaldırarak. Bir an içim ürperir gibi oldu.
'' Durdur mu yorsun öyle mi? '' dedim gülerek.
'' Pekala '' diyip sol bacağımı yukarı kaldırıp anlık bir hızla onun sağ ayağının üstüne koyup bastırdım. Ayağı gaz da olduğu için araba biranlık ileri sendeleyip yavaşladı.
'' Delirdin mi sen.'' diye bağırdı.
'' Sana arabayı durdurman gerektiğini söylemiştim.'' sırıtarak.
Sağa yanaştı ve durdu.
'' Bak demek ki durabiliyormuşsun.'' Cevap vermesine fırsat vermeden kapıyı açıp dışarı çıktım ve o rüzgar ve yağmur şiddeti yine suratıma çarptı. Saniyeler içinde ıslak olan bedenim tekrar soğuğa boyun eydi. Ben nasıl yürüdüm o yolda. Evime bir gideyim herkese bunların hesabını soracağım.
Açık kapıdan kafamı içeri uzattım ve '' Bekle.'' dedim. O ise anlamsız suratıma bakıyordu.
Sahil ve liman aralarına baktım ama Alper'in yatı yoktu. 300 metre uzaklıktan bile çok rahat görülebilen devasa yat nereye kaybolmuş olabilirdi ki? Beynime sert bir cisimle vurulmuş gibi oldum.
'' Gitti.'' dedim fısıldayarak. O an kalbim yerle bir olmuştu. Beni terk etmişti. Bana veda etmeden. Bacaklarım beni taşıyamaz oldu ve dizlerimin üstüne çöktüm. Gidemezdi.
'' Hayırrrrr.'' diye çığlık attım.
Bütün acımı kusar gibi sanki hepsi rüyaymış gibi uyanmak düşüncesiyle '' Hayırrr.'' diye bağırdım tekrar. Araba kapısının açıldığını duydum. Ve saniyeler içinde önüme eğilmiş mavi gözleri gördüm. Bana bakıyordu. İçimi rahatlatır gibi sıcacık gözlerle bakıyordu.'' Ne oldu? ''
Kafamı aşağı eydim. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Ağlama Yağmur sakın ağlama.
Sol omzumda güçlü bir el hissettim. '' Bana bak.'' dedi emir veren ses tonuyla. Omzumu geriye çektim.
'' Bana bak.''
'' Dokunma bana.'' diye bağırdım. Eli hala omzumdaydı. Canımı acıtana kadar sıkmaya başladı.
'' Rahat bırak beni.'' diyip kafamı kaldırdım. Mavi gözleri yeşil gözlerimle birleşti. Sanki bütün acı gitmişti. Bakışları en derinime inmişti. Gözlerimi kapattım ve Alper'in mavi gözleri geldi aklıma. Acı bir kez daha gelmişti. Bu kez daha sert. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Kalçamın üzerine oturdum ve dizlerimi kendime çekti. Kafamı tekrar aşağı eydim. Bu aptalın beni bu şekilde görmesine izin veremezdim. Zaten yeterince rezil bir durumdaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ŞARKISI
ChickLitÇıkmaz bir sokağa girdim. Bağırıyorum, çığlıklar atıyorum ama kimse beni duymuyor. Korkuyorum. Biri yaklaşıyor hissediyorum ama göremiyorum. Geldiğim yola dönüyorum kimse yok. Sağımda solumda duvarlar ama geri gidemiyorum. Gitmeye çalışıyorum, ces...