"Hadi kalk artık uykucu bana olanları anlatacaktın. Of hadi ama uyan artık!"
Genç kız duyduğu seslere bir anlam veremiyordu. Melinda mıydı bu, of Tanrı aşkına bu kız sabahın köründe sırf dedikodu için mi gelmişti? Bir kaç saat daha bekleyemez miydi yani. Ah düşündüğü şeye içinden gülmüştü, tabi ki de bekleyemezdi. Çünkü Melinda meraklı bir kızdı. Hem de ne merak.
"Bak emen kalkmazsan şu sürahideki suyu üzerine dökeceğim. Yaparım hem de çok zevk alırım" dedi ve biraz bekledi.
Nasıl olsa cesaret edemez diye düşünen Elizabeth' de inatla uyumaya devam ediyormuş gibi yatıyordu ki daha fazla beklemeye devam edemeyen Melinda masaya gitti ve sürahiyi eline aldı.
"Bu son şansın kalkıyor musun? Üçe kadar sayıyorum. 1 kalkıyor musun? 2 Beth döküyorum 3 sen bilirsin" dedi ve sudan bir kaç damla kızın yüzüne damlattı.
"Tamam tamam kalktım işte mutlu musun?" diyen Elizabeth hışımla yataktan kalktı ters ters Melinda'ya bakmaya başladı, oysa gayet neşeliydi.
"Bu saatte burada ne işin var? Daha fazla bekleyemedin mi meraklı. " dedi banyoya gidip yüzünü yıkadı. Geceliğini çıkartıyordu ki Melinda'nın sesini duydu.
"Evet daha fazla sabredemedim ne olmuş yani hem.. sen beni bırak da anlat bakalım dün akşam ki halin neydi öyle ve Luka ile ne derdin var." diyerek sabırsızlığını belli etmek için sağ ayağını yere vurmaya başladı.
"Of sabırsız bir keçisin inan ki!" diyerek akşam olanları bir çırpıda anlattı.
Melinda ise duyduklarından ötürü çok eğleniyordu.
"Vay be demek seni altına aldı ha. E ne yapalım yani sende bu kadar çekici olmasaydın" dedi ve kahkahayı patlattı.
"Gülmeyi kessen artık neyi bu kadar komik bulduğunu anlamadım. O adam aklıma geldikçe sinirleniyorum. Kendini beğenmiş züppe, kadınları nasıl da küçük görüyor. Kadınların eğitim görmesini istemiyor. Sanki kendi çok eğitilmişte bir işe yaramış gereksiz herif." dedi ve kendini koltuğa attı.
Konuşurken bir yandan da elbisesini giymişti. Melinda arkadaşının saçını toplamaya başladı. Dağınık bir topuz yapıyordu ki Elizabeth birden kafasını arkadaşına döndürdü.
"Aslında ona bir ders vermek isterdim"
Yüzünde muzip bir gülümseme vardı.
"Neymiş bakalım o ders. Bakışlarını hiç beğenmedim aklındaki neyse hemen çıkar."
Elizabeth kalktı ve odada turlamaya başladı.
"Nasıl bir nasıl bir ders" diye tekrarlayarak turlamaya devam ediyordu ki "BULDUM!" diye birden bağırınca Melinda'yı da korkudan yerinden sıçratmıştı.
"Bir yolunu bulup o okula gireceğim ve oradan en iyi dereceyle mezun olacağım."
"Peki nasıl gireceksin çokbilmiş o okula kızları almıyorlar bildiğim kadarıyla ve sende bir kızsın"
"Bende erkek kılığında girerim" dedi ve sırıtmaya başladı.
"Hah! sonunda kafayı yedin işte. Ne kadar saçmaladığının farkında mısın sen?"
Elizabeth ise sanki arkadaşı ona hiç itiraz etmemiş sanki bu dediklerini kabul etmiş gibi anlatmaya devam ediyordu.
"Saçlarımı da keserim, erkek kıyafetleri de giyerim beni sen bile tanıyamazsın görürsün bak."
Elizabeth'in kafasında şimdiden planlar dönüyordu bile.
"Hayır Beth böyle bir şeye izin veremem. Hem seni de Nikholas tanır. Ayrıca Tanrı Aşkına bir okul dolusu azgın erkeğin içine mi gireceksin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞIMARIK ✔(Düzenleniyor.)
Ficción históricaElizabeth partide sıkıntıdan ölüyordu. Üstüne bir de aptal adam Philip onu taciz etmeye kalkınca işler çığırından çıktı. Luka ise en yakın arkadaşının isteği üzerine geldiği partide nefes alamıyordu. Bunun için de tek kaçacağı yer balo salo...