"AH! AH!"
Genç adam duyduğu sesle endişeli bir şekilde karşısında duran kapalı kapıya baktı. Endişesi her geçen saniye daha da artıyordu. Kapıyı kırıp içeri dalmamak için kendini zor tutuyordu. Neden bu kadar uzun sürmüştü ki? Neden kimse bir şey demiyordu? Neden? Neden?
"Luka aptal gibi sağa sola dolanmayı kes ve otur. Sana bakmaktan benim başım döndü." Luka arkadaşının sesiyle düşüncelerinden sıyrılıp ona baktı.
"Nasıl sakin olayım Nik. İçeride ki benim karım ve onun acı çektiğini bilip de yardım edememek ne kadar zor bir durum anlamıyor musun?"
"Anlıyorum dostum ama sakin olman lazım. Şu an resmen doğuran Beth değil de senmişsin gibi görünüyor."
Genç adamın böyle demesiyle Luka'nın yüzünde ufakta olsa bir gülümseme belirdi. Tamam böyle yaparak komik bir görünüm sergilemişti ama elinde olan bir şey değildi ki bu. Karısı dünyaya kendi canlarından, kanlarından olan bir varlık getirmek için uğraşıyordu. Fakat Luka'nın yaptığı ise burada durup koca salonun tamamını arşınlamaktı.
İçeriden gelen yeni bir çığlıkla yerinden sıçrayan genç adam arkadaşının kendisine gülmesini sağladı. Gülmek mi? Kahkahalarla oturduğu koltuktan düştü desek daha doğru olurdu. Yine de Luka'nın dikkatini çekememişti. Onun şu an aklı ve fikri karısındaydı.
Genç adamın düşünceleri bir anda karısının ona hamile olduğunu söylediği zamana gitti.
<><><><><><><><>
Genç kadın yine her zaman olduğu gibi kocasını bekliyordu. Ona söylemek istediği çok önemli şeyler vardı ve bunun için çok heyecanlıydı. Kocasının duyduğu zamanki yüz ifadesini hayal dahi edemiyordu. Acaba sevinir miydi? Yoksa üzülür müydü? Tam olarak ne yapacağını kestiremiyordu.
Bu düşünceler içinde kocasının geldiğini bile duymamıştı.
Luka karısının düşünceli bir şekilde koltukta oturduğunu görünce kaşları çatıldı. Onu bu kadar düşündüren, gözlerinin dalıp gitmesini sağlayan neydi?
Sessiz adımlarla karısının yanına gidip oturdu. Kucağında duran ellerini tuttuğu sırada genç kadın korkuyla yerinde sıçradı.
"Şişşş! Korkma benim. Ne düşünüyorsun da bu kadar daldın?"
"Şey..ben.. Öylesine dalmışım. Aç mısın? Masa hazır."
"Emin misin? Çok düşünceli görünüyorsun. Canını sıkan bir şeyler var değil mi? Bana söyleyebilirsin Beth. Biliyorsun yardım edebilirim. Sorun nedir? "
"Biliyorum. Tamam bunları yemekten sonra konuşalım." dedikten sonra yemek masasına gittiler.
Yenilen yemekten sonra şöminenin karşısına geçmiş koltukta birbirlerine sarılarak oturuyorlardı. Beth düşünceli bir şekilde ateşe bakarken Luka da bir elinde içkisi diğer eli karısının belinde karısının saçlarının kokusunu içine çekerek huzurla gözlerini yummuş dinleniyordu.
Beth ise konuya nereden başlaması gerektiğini bilmiyordu. Direk 'Luka ben hamileyim' mi demeliydi yoksa önce bir ağzını mı aramalı mıydı emin değildi. Ardından derin bir nefes alıp ikinci seçeneği seçti. Hem belki Luka çocuk istemiyordur. Umarım öyle bir şey olmaz diye aklından geçirerek yerinde biraz kıpırdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞIMARIK ✔(Düzenleniyor.)
Fiksi SejarahElizabeth partide sıkıntıdan ölüyordu. Üstüne bir de aptal adam Philip onu taciz etmeye kalkınca işler çığırından çıktı. Luka ise en yakın arkadaşının isteği üzerine geldiği partide nefes alamıyordu. Bunun için de tek kaçacağı yer balo salo...