EMİR'İN GÖZÜNDEN
Kesinlikle şanslı olarak doğmuştum. Haberim bile olmadan fotoğrafını çektiğim kız, burnumun dibindeymiş. İkna kabiliyetime dimdik duramaz ama biraz zorlayacak gibi duruyor. Sonucu her ne olursa olsun ikna etmem gerekiyordu.
Masanın üstünde duran telefonumu aldım. Samet'le Melek yoktu. Şuan beraber olduklarına kalıbımı basardım. Samet'e "onu ikna et" yazdım. Samet bunu yapmaya çalışırsa işimi kolaylaştıracağına emindim. Öyle olması gerekiyordu.
Tam telefonu bırakacakken Seda aradı. Hiç vazgeçmeyecekti bu kız. Sessize alıp duymamazlıktan geldim. Art arda üç kez aradı. Sinir ediyordu sürekli beni.
"Sıktın ama Seda !"
"Sana da merhaba canım. Bende tam yemeğe çıkalım diyecektim, ee nereye gidiyoruz ?"
"İşlerim var Seda olmaz ."
"Olur mu demedim ki , nereye gidiyoruz dedim. Ya bir kere de tamam de Emir, görmüyor musun beni , fark etmiyor musun sana olan ilgi mi ?"
" Seda sus."
"Yemeğe çıkıyoruz o zaman."
" Off Seda of."
"Geliyorum seni almaya canım ."
" Yarım saate burada ol o zaman ."
"Tamam hemen geliyorum."
Deri ceketimi giyip merdivenlerden Melek'i görme umuduyla indim. Tabi ki de ondan etkilenmiyordum. Sadece sinir etmek hoşuma gidiyordu. Aslı kitapların tozunu alıyordu, onun dışında kimse yoktu. Seda'yı yirmi dakika bekledikten sonra arabasının kornasını duydum. Kapıyı açıp lanet olası itici bir şekilde el salladı.
"Aslı ben çıktım" dedim yüksek sesle.
"Selam canım, nasıl olmuşum ? Bu gece için hazırlandım" dedi Seda gülümseyerek.
Bu kız gerçekten giyinmeyi bilmiyordu. Pembe göğüs dekolteli mini bir elbise, altına turuncu topuklular ve su dalgası yapan tek kız olarak yılın rüküşü makamına uygundu. Hiçbir şey demeden arabaya bindim.
"Ee nereye gidelim ?" dedi. Dudaklarını kırmızı boya fıçısına batırsa bu kadar iğrenç olmazdı. Bundan emin olabilirsiniz.
"Balık ekmek yiyelim bu akşam."
"Saçmalama Emir, iki balık ekmeğe hazırlanmadım bu kadar."
"Neye hazırlandın bir kokorece mi ?"
"Komik değil ama sen üzülme diye güleceğim."
Ciddi ciddi üzülme demişti. Şimdi üzüntümden boğazdan atacaktım kendimi.
Lüks bir restauranta gelmiştik. Hiç vakit kaybetmeden masaya oturduk. Seda ile akşam yemeğe çıktığımı duyanlar bırakın gülmeyi kahkaha atarlardı. Peki tamam, fazla abarttım.Kahkaha atmazlardı belki de ama güleceklerinden emindim.
"Ne yiyoruz, ben çok açım " dedim ciddi bir bakışla.
"Ben brokoli haşlama ve kırmızı şarap. Ya sen ?"
"Kesinlikle giyinmesini bilmediğin gibi ağzının tadını da bilmiyorsun."
"Ne"
"Diyorum ki ilginç bir seçim"
"İşim için dengeli beslenmem gerek bunu sen de biliyorsun."
" Gerçekten çok dengeli, hayran kaldım" dedim alaycı bir tavırla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGEL
Teen FictionSıkı sıkıya sarılmanız gereken insanlar var. Ölüm var, yanlızlık var.. Onların kapısını çalan ölüm bir pişmanlık hikayesine dönüşüyor. Zamanınız varken ders çıkaracağınız bir kurgu. Keyifli okumalar. Ölüm var,sarılın. ❤