EMİR'İN GÖZÜNDEN
Sabah erken kalkmaya alıştığımdan, Melek'ten önce kalktım. Hala göğsümde yatıyordu (medya). Bu kadar tatlı uyumayı nasıl beceriyordu bu ? Bütün gece sarhoştu ve büyük ihtimalle söylediklerin-söylediklerimin % 70'ini hatırlamıyordu. Daha da yan döndü. Bir baktım, iki baktım daha fazla dayanamayıp alnından öptüm. Bir beş dakika geçtikten sonra uyandı.
"Angel... günaydın."
"Aaah, başım çatlıyor, neden benim üstümde hala bunlar var ? Hem neden göğsünde uyanıyorum ?"
"Yoksa hatırlamıyor musun gece yaşadıklarımızı ?" dedim gülerek.
" Nasıl yani ?"
"Ciddi ciddi o güzel o geceyi , bizim neler yaşadığımızı hatırlamıyor musun ?"
"Ben öyle bir kız değilim bir kere."
"Değilsin zaten ! Ama hatırlamam kötü."
"Sarhoşluğumu mu kullandın doğru söyle " dedi işaret parmağını bana sallayarak.
"Ben kullanmadım, sen geldin bana."
"Hadi canım."
"Yüreğine inmesin, dayanamam. Sadece uğraşıyordum."
"Ya pisliksin" dedi elime vurarak.
"Biliyor musun insan sarhoşken gerçeğe nazaran doğruları söylemesi % 30 artıyormuş."
"Yani, ne alaka ?"
"Hiç, gece güzeldi."
"Tek tük hatırlıyorum. O çocuğa noldu iyi mi?"
"Evet arayıp haber verdiler, merak etme. Benim eve gidip bir duş almam gerek."
" Haklısın benim de buna ihtiyacım var."
"Eğer burada rahat etmezsen, bende istediğin gibi duş alabilirsin" dedim gıcık gıcık gülerek.
"Sapık mısın Emir"
"Fesatsan ne yapayım güzelim." dedim ve yanağından bir makas alıp çıktım. Önce güzel bir banyo yapıp hazırlandım. Sonra tek başıma sahilde kahvaltı yapıp yeşil çay içtim. Yeşil çay çok efso abi ya.
Tam iki hafta oluyordu. Melek ile o kadar uğraştım, o kadar ikna etmeye çalıştım, mankenliği bir türlü kabul etmemişti. Yanına gitmediğim gün yoktu. Günün her saati denecek kadar beraber zaman geçiriyorduk. Bu aralarda Samet'in bana olan tavırları değişmeye başlamıştı. Melek'e yakın olmaya çalıştıkça Samet benden uzaklaşıyordu.
Pazar sabahı erkenden Melek'i aradım.
"Günaydın maviş."
"Günaydın Emir, kargalar bile kahvaltısını yapmadan sabahın altısında neden aradın ?"
"Bugün değişiklik olsun istiyorum. Bütün gün benimlesin tatlım."
"Hadi ya, sanki her gün farklıymış gibi."
"Yoksa bıktın mı bu mükemmel vücudu görmekten ?"
"Mükemmel vücudunu görmekten bıkmadım ama ısrarlarından bıktım."
"Demek mükemmelliğimi sende kabul ediyorsun. O zaman deniz kenarında bir kahvaltıyı hak ettin."
"Off ! Saat kaçta ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGEL
Teen FictionSıkı sıkıya sarılmanız gereken insanlar var. Ölüm var, yanlızlık var.. Onların kapısını çalan ölüm bir pişmanlık hikayesine dönüşüyor. Zamanınız varken ders çıkaracağınız bir kurgu. Keyifli okumalar. Ölüm var,sarılın. ❤