Meçhul Takip 5

24 2 0
                                    

Yolda yürürken çöpte gördüğüm bir gazte ilişti gözüme.
Etrafıma bakıp kimsenin olmadığından emin olunca gazteyi alıp okumaya başladım.
Yüzü siyahlar içinde kalmış bir çocuk gelip çöpü karıştırmaya başladı.
Geri dönüşüme katkısı olan bütün elementleri toplayıp karton arabasına boşalttı.
Göz ucuyla bana bakarken o gazteyi nerden aldın dedi.
-Gazteyi nerden aldığım seni ilgilendirmez(dedim ilgisiz bakışlar atarken)
-Bu çöp bidonundan aldıysan ilgilendirir
-Niye çöp bidonu ebenin ..... tapulu
-Ebeme tapulu değil ama bu mahallenin tüm çöpleri benden sorulur
-Bu çöp bidonuda benden sorulur
-Bak olum başının belaya girmesini istemiyorsan o gazteyi bana verirsin
-yokk yaav vermessem nolur
-Nekadar arkadaşım varsa hepsini buraya toplarım
-Bi seninmi arkadaşların var olum tlfonu açsam antebin yarısını toplarım buraya
-Tamam sen bilirsin dedi pis pis sırıtırken.
Cebinden taş devrinden kalma bir tlfon çıkarıp rehbere girdi daha sonrada arkadaşlarıni tektek aramaya başladı.
Elimi cebime atınca tlfonumun olmadığını farkettim.Benim hiç telefonum olmadıki dedim keni kendime bela okurken.
Çocukta yaklasık on dakikadır konuşuyor.Burda biraz daha kalırsam antebin yarısından çoğu aç insanların yemeğe üşüstükleri gibi başıma üşüşecek dedim kendi kendime.
Daha sonrada dengesizin biri kemerine sakladığı bıçağı çıkarıp karnıma saplayacak dengemi kaybedip yere düşünce öldüğümü sanıp telasla ordan ayrılacaklar.
Yerde yaralı bir ceylan gibi can çekiştiğimi gören meraklı esnaf üzerime doluşak.
Aralarından bilgiçlik taslayan biri herhalde nefes borusu tıkanmıştır deyip suni tenefüs yapmaya kalkışacak.O an ağzımda onun sarımsak kokan nefesini hissedince miğdem bulanacak ve ogün yediğim herşeyi çim biçme makinası gibi tekrar dışarı kusacam.
Nefes borusuna kaçan kusmuk yüzünden nefesim kesilecek.
Yeni kesilmiş kurbanlık koyun gibi çırpınırken yüzelli kiloluk bir vatandaş göğsüme turnike yapacak. Basınca dayanamayan gögüs kafesi içe doğru gömülürken cigerlerim patlayacak... Aman allahım ne feci son...
Daha sonra gaztelerin ilk sayfasına manşet olarak şunlar yazılacak: Olay olay olaay kartoncuların saldırısına uğrayan genç adam vatandaşın onca müdahalesine rağmen sokak ortasında feci şekilde can vardi.... Zihnimden ışık hızıyla geçen düşüncelerden sıyrılıp gerçekliğe dönünce gazteyi telaşla katlayıp çocuğa verdim.
Çocuk gazteyi alırken pişkin pişkin sırıttı noldu korktunmu yoksa dedi
-Yoo korkmadım
-He hee arkadaşlara telfon etmeden önce horoz gibi diklenen ben değildim.
-O zaman gazteyle işim vardı simdi işim bitti o yüzden veriyorum.
-Korkmuyorsan arkadaşların gelmesini bekle o zaman.
-Birazdan ikindi ezanı okunacak sen ve arkadaşların burda bekleyin namaz kıldıktan sonra tekrar gelecem. Dedikten sonra yürüdüm.Marketin ordan dönüp gözden kayboluncada koşmaya başladım...
Neremden nefes aldığımı anımsayıncaya kadar parktaki banklardan birine oturdum... Daha sonra kalkıp markete girdim.
Atıştırmalık birşeyler alınca cıkışa yöneldim. Kasiyer erkekti saçları ceryan çarpmış gibi havaya dikilmişti. İnce bir yüzü vardı.Koca bir dağı anımsatan burnu,ince yüzüyle tezat oluşturuyordu.
Siyah ve kalın çerçeveli gözlüğü yüzünün yarısını kaplıyordu.
Onu uzaktan gören biri gözlük ve gözlükten aşağı doğru sarkan koca et yığınından fazlasıni göremezdi.
-Bes lira beş krs lütfen(dedi kayış gibi gerilmiş ince dudaklarının arasından tıslarken)
-.....(Allahin belasi ellibin nedir senin elinden çektiğim)
-Bes lira beş krs lütfen dedi(gülümsemek için kendini zorlarken)
-Buyrun
Makbuzu ve para üstünu verdikten sonra gülümsedi tekrar bekleriz dedi. Geri zekalı kasıyer paranın içine s.ç.p bıraktın 95 krs yerine bir lira verseydin ne olacaktı sanki.
Şimdi gidip sağda solda ellibin için dilenecem.... Dedikten sonra atıştırmalıkları poşete koyup dışarı çıktım.
Keklerden birini açıp kutu kola esliginde yemeye basladım.
O sırada elbisesi kir içinde kalmış bir çocuk yanıma gelip Abe iki gundür bişey yimedım acıhta bene veeeer dedi.
Poşetten bitane kek bitanede gofret çıkarıp çocuğa verdim. Aradan bes dakika geçmeden iki çocuk daha geldi Abe acıhta bize veeeer dediler İkisinede birer kek verip gönderdim. Parka ulaşınca banklardan birine oturup atıştırmalıkları yemeye başladım.
Keki açıp ağzıma götürdüğum sırada arkamdan biri gelip keki kaptığı gibi koşmaya basladı.
Kucağımdaki poşeti bankın üzerine atıp çocuğun peşine düştüm. Koştuğum sırada kaldırımda sonradan açılmış bir oyuğa takılıp sendeledim daha sonrada ağaca çarpıp yere düştüm.
Kalkarken suriyelilere bela okuyup şu Antepte de nekadar aç varsa gelip beni buluyor bu nasıl bir kaderdir allahım dedim kendi kendime.
Banka doğru yürürken iki çocuğun poşetteki atıştırmalıkları yağmaladığını gördüm.
Üzerlerine doğru koştuğumu görünce poşeti alıp koşmya başladılar. Koştukları sırada kutu kolayı düşürdüler.Ufak olanı kolayı almak için geri dönecek gibi oldu ama beni görünce vazgeçti.
Yerdeki kolayı alıp rabbime şükrettim. Hiç yoktan iyidir deyip kolayı kafama diktim. Kolayı aç aç içince miğdeme sancı girdi.bi ara kusacak gibi oldum.
Daha sonra benim için uzun zaman için kısa süren bir süreden sonra açlık hissinide mide bulantısınıda unuttum.
Yürürken kapısı battaniyeyle örtülmüş bir terzi gördüm. Allah yardım etsin bu soğukta kapısız nasıl çalışyor bu adam deyip sitem ettim. Battaniyeyi çekip içeri girince yarı çıplak üç kadının çığlık atıp sağa sola koşuştuğunu gördüm....
Korkuyla karışık bir tedirginlikle geri geri sendelerken battaniyeye takılıp yere düştum.
Kalkmaya davranırken başımın üzerinden meçhul bir cisim uçtu. İkinci cisim koştuğum sırada sağ omzuma çarptı.
Dengemi kaybedip sola doğru sendelerken park halindeki bir araca çarpıp tekrar doğruldum.
Üzerimden mermi hızıyla geçen cisimlere aldirmadan haykırdım: ALLAHIM NEDİR BU SURİYELİLERDEN ÇEKTİĞİM.........

Bir Avarenin AnılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin