Kızgın Fil 3

19 2 0
                                    

Metin bittikten sonra yusuf hoca teftiş etmek için mutfağa geldi.
İşaret parmağını yalayıp dolabın arkasına sürdü.
Pislik içinde kalmış parmağını gösterirken:
-Bu ne (dedi patates gibi buruşuk bir yüz ifadesiyle)
-İşaret parmağı(dedim anlamamazlıktan gelerek)
-İşaret parmağı olduğunu bende biliyorum gülüm sana parmağın ne olduğunu sormadım,parmağın üzerindeki şeyin ne olduğunu sordum -Pislik
-Temizlik yaptınmı sen
-Evet yaptım
-Bu pislik nerden geliyor o zaman
-Bilmiyorum
-Nasıl bilmiyorsun
-Bilmiyorum demenin başka tarifi yok,bilmiyorum demek bilmiyorum demektir
-Ben sana bilmeni emrettimmi bileceksin anladınmı gülüm(dedi tiksintiyle yüzünü buruştururken)
-Tamam
-Şimdi söyle nerden geliyor bu pislik
-Elini nereye sürdüysen ordan geliyor -Nereye sürdüm
-Sen benden daha iyi bilirsin
-Dolabın arkasına sürdüm
-Dolaptan önce ağzına sürdün(dedim sinsi sinsi sırıtırken)
Cevap vermek yerine sert bir tekme attı tekmenin şiddetiyle sendelediğimi görünce ayağıma çelme takıp yere düşürdü beni.
Kalkmaya çalışırken miğde boşluğuna sert bir tekme daha indirdi.
O an soluğum kesildi.Sudan yeni çıkmış bir balık gibi çırpınıyor olmayan oksijeni burkulmuş cigerlerime çekmeye çalışıyordum can havliyle...
-Buda sana ders olsun gülüm bidaha hocalarına saygısızlık etmezsin (Dedi yosun tutmuş dişlerini teşhir ede ede sırıtırken)
Dönüp gideceği sırada kalkıp üzerine uçtum. Birkaç saniye boşlukta asılı kaldıktan sonra mutfak kapısının hemen yanına savrulduk.
O daha çabuk davrandı.Yakamdan tutup üzerime oturdu.Yumruğu havayı döverken ıslık çaldı daha sonrada davulu döven bir tokmak gibi yüzumde patladı yumruğu...
İkinci yumruk sağ çenemin hemen altına geldi çenem çıt edip yerinden çıktı.
Üçüncü yumruk sol çenemin altında patladı çenem tekrar yerine oturdu.(iyi formül :))
Dördüncü yumruğu atacağı sırada kolunu tutup burktum acı acı uluduktan sonra sol yanına kapaklandı yüz üstü.
Saçından tutup yana devirmeye çalıştığım sırada kolumdan tutup sert bir şekilde kendine doğru çekti beni. Dengemi kaybedip ona takıldım daha sonrada körlemesine duvara toslayıp yere düştüm.
Hiç zaman kaybetmeden doğrulup henüz kalkmakta olan yusuf hocanın yüzüne bir dizlik geçirdim.
Burnu tok bir ses çıkarıp yana kaydi daha sonra kan çeşmeden boşalırcasına aktı...
Burnundan akan koyu sıvıyı görünce gözleri karardı,kızgın bir boğa gibi üzerime uçtu.
Daha sonra zaman durdu sadece zaman değil zaman ve zamanla iştigal olan herşey durdu...
Gözlerimi açınca mehmed emini gördüm.
Başım çok ağrıyor. Öfff başımı sanki kızgın bir şişe geçirmişler gibi zonkluyor dedim...
-Başına ne olduğunu hatırlıyormusun -Bilmiyorum şşyyy
-Yusuf hocayla kavga ettiğini hatırlamıyormusun
-Tamam tamam hatırladım
-Niye kavga ettigini hatırlıyormusun
-Şey için şeyy -
Ney
-Öff bi git yav şey diye diye bizide alıştırdın bu şey illetine
-Ne illeti
-Şey illeti
-O ney
-Sürekli kullandiğın bi kelime var ya işte o
-Kullandığım kelime neymiş
-Şey
-Ne şeyi
-Allahım cinnet geçirecem yaaav
sen beni anlamıyormusun yoksa anlamamazlıktanmi geliyorsun anlamadım...
-Neyi anlamadın
-Hergün kullandiğın kelimenin ne olduğunu sana neden anlatamadığımı anlayamadim.
-Tamam işte hergün kullandığım kelimenin ne olduğunu söyle bende anlayayım..
-Şey dedim yaa
-Ne dedin
-Bi sktrol git olum yavv zaten moralim bozuk seninle uğraşamam.
-Tamam niçin dövüştüğünü söyle gideyim
-Temizlik için dövüştük
-Temizliği begenmedi diyemi dövdü seni
-Dövmedi dayak yedi
-He he kimin dayak yediği belli oluyor -Onun dağılmış suratını görmeden karar verme bence
-Görmeye gerek yok abi herşey apaçık ortada zaten
-Sana bişey soracam evladım
-Tabi sor
-Sen malmısın çocuğum
-Niye öyle dedinki abi
-Geri zekalı kimin daha çok hırpalandığına görmeden nasıl karar veriyorsun.
-Görünen köy klavuz istemez abicim
-Nasıl oluyor bu
-Birazdan mustafa kaya seni yanına çağıracak
-Çağırsın ne olacak
-Ne olacağını gidince görürsün
-Neyi görecekmişim
-Mustafa kayayı daha doğrusu mustafa kayanın odasından çıktıktan sonra aynaya yansıyan dağılmış yüzünü göreceksin...
-Yani yusuf hocaya yaptıklarimın aynısını oda banamı yapacak
-Aynısı nedemek abi fazlasının daha fazlasını yapacak. Mustafa hoca emir sahibine itaat etmeyen öğrenciyi asla affetmez.
Sen itaat etmemekle kalmamış üstüne bide saygısızlık etmişsin.
-Saygısızlık ettiğimi kim söyledi sana
-Yusuf hoca mustafa hocaya herşeyi anlatmış. Söylediklerin öğrencilerın ağzına sakız oldu herkes oturmuş seni konuşuyor...
-Ne söylemişim
-Sadece bu gün söylediklerinle kalsa bişey olmaz yıl boyunca kendisine karşı yaptığın tüm saygısızlıkları tek tek anlatmış mustafa hocaya.
Senin işin bitti abi bitti sen öldün.
-Ben sana ne söyledim
-Ne söyledin
-Ne söylediğimi söyledim
-Ne söyledin
-Geri zekali ne söylediğimi ben sana sordum sen bana değil
-Valla abi çok anlamsız konuşuyorsun ne dediğini bile anlamakta zorluk cekiyorum bazen.
-Tabi zorluk çekersin olum olmayan şeyle nasıl düşünüp anlayacaksın.
-Anlamadım
-Ben de bunu söylüyorum işte...............
O sırada mutfağın kapısı açıldı ramazan(Namı diğer kapı önü ramazan namı diğer cücik ramazan namı diger bırçi ramazan namı diğer küçük enişte) girdi içeri...
-Oo bırçi hoş geldin(dedim küçümseyici bakışlar atarken)
-Hoş bulduk hoş bulduk(dedi pişkin pişkin sırıtırken)
-Ne oldu pek sevinçlisin bugün
-Tabi tabi çok mutluyum bugün
-Sebebini söylede bizde mutlu olalım -Sebebi sadece beni mutlu eder seni mutlu edeceğini sanmıyorum
-Olsun sen yinede söyle
-Bu gün senin ölüm yıl dönümün o yüzden seviniyorum
-Pekte mutluluk verici bir sebep değil bence
-Tabi tabii sana göre öyle kurbanlık koyun için bayram mezbahada biter(dedi ilk defa anlamlı bir cümle kurmanın verdiği gururla)
-Ne diyeyim kardeşim bizi bu güzel günlerde mezbahaya sürenler utansın -Kimsenin seni mezbahaya sürdüğü yok tüm bunları sen kendi kendine yapıyorsun.
-Tamam defol çocuk senin nasihatlerine ihtiyacım yok benim Zaten bi faydan olsaydı önce kendin faydalanırdın o faydadan.
Yarım metrelik boyunla gelip bana nasihat verme...
-Boyumla alay etme
-Sende benim zaaflarımla alay etme. Ağzını maymunun müsait olmayan yeri gibi büzdükten sonra taklidimi yaptı.
-Ağzımın taklidini yapma
-Ben yaparım
-Bidaha yapta olacakları gör (dedim tehditkar bakışlar atarken)
-Ne olacakmış
-Olmayan boyunu eniştenin diğer yarsıyla tanıştırırım.
-Tanıştırda görelim canım (dedi öpücük atarken)
Yakasından tutup havaya kaldırdım benimle aynı hizaya gelince al sana eniştenin diğer yarısı dedim göz kırparken.
Diziyle karnima tekme atınca dengemi kaybedip duvara çarptım. Oda oyuncak bebek gibi havada savrulup mutfağın kapısına tosladı... Ayağa kalkınca seni mustafa hocaya şıkkat edeyimde gör. Bakalım ozamanda boyumla alay edebilecekmisin... Senin işin bitti sen öldun olum öldün(dedi işaret parmağını tehditle sağa sola savururken)
Kalkıp üzerine doğru yürüyünce ürkek bir tavşan gibi elini başına siper edip kapinin yanina büzüldü. Tampon kısmina sert bir tekme geçirdikten sonra kavga sırasında orana değil burana mukait olacaksın yavrum dedim tampon kısmını gösterirken.
Kapıyı açmaya çalışırken ense kökune okkalı bir sille geçirdikten sonra bugün cuma enseyi kapa dedim.
Kapı açılınca dengesini kaybedip yere düştü.biraz süründükten sonra kalkıp mustafa hocanin odasına doğru koşar adımlarla yürüdü yaralı bir ceylen gibi topallaya topallaya....
Bırçi gittikten sonra mehmed emin:
Abi senin işin bitti.Ben senin yerine olsaydım kimseye farkettirmeden pılımı pırtımı toplar tüyerdim burdan dedi.
-Kimseden korktuğum yok benim mustafa hoca da elinden geleni ardına koymasın(dedim)
-Mustafa hocayı tanısaydın böyle konuşamazdın
-Tanısam ne yazar ya beni dövecek yada kovacak varmı bundan ötesi.
-Bundan ötesini oraya gidince görürsün dedikten sonra bırçi içeri girdi:
Mustafa hoca seni çağırıyor dedi pişkin kelle gibi sırıtırken.
-Tamam sen git geliyorum(dedim ecel terleri dökerken)
-Çabuk ol seni bekliyor
-Bana emir verme
-Emri ben değil mustafa hoca veriyor çabuk gelmeliymişsin.
-Bu benim sorunum geçte giderim erkende giderim seni ilgilendirmez.
-Mustafa hocayi ilgilendiriyor ama
-O Mustafa hocanın sorunu sen karışma
-Tamam sen bilirsin ozaman
Benden sana tavsiye nekadar erken gidersen okadar iyi,mustafa hoca bekletilmeyi sevmez...
-Onun bekletilmeyi sevip sevmemesi senin sorunun değil benim sorunum... Cevap vermedi önce yüzünu ekşiltti daha sonrada pis pis sırıtıp dışarı çıktı....
Müderris odasina gelince kapıyı çaldım. Sinirli ve titrek bir ses giiir dedi. İşte şimdi b.ku yedim dedim içeri girerken....

Bir Avarenin AnılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin