1.BÖLÜM
"Kimler yarın için heyecanlı?" yetimhane müdürü el çırparken bir yandanda yarın için sorular soruyordu.Neşecen bir tavır takınmaya çalışsada onun sert görünüşü buna engel oluyordu.
Birçok kişiden 'Ben' ve bir kaç kıkırtı duyan Bayan Simpson, istediği sonucu almışcasına gülümsedi.
"Peki ya sen Elizabeth, heyecanlımısın? Sonuçta dünya starı buraya gelip birinizi evlatlık alacak ve hayatınız kurtulacak." bana yönelen bakışlar karşısında utancım daha fazla arttı ve kafamı hızla sağ sola çevirip biraz önce baktığım yere kafamı çevirdim.Yani camdan dışarıya.Ardından müdüre hanım aldırış etmeden konuşmasına devam etti.
"Ah, ne o dilini mi yuttun yoksa, bayan ezik.Ah pardon, zaten yutmuştun değil mi?!" yanıma gelen
Maggy'yi takmadan dışarıya bakmaya devam ettim.Kısa bir kahkaha attıktan sonra devam etti.
"Biliyormusun, Justin'in annesi buradan yetim bir kız evlat edinecekmiş.Otur ve dua et.Eğer bu lanet yerden kurtulamazsan bir yıl sonra dışarı atılıcaksın ve canım, ya sürtük olacaksın yada öleceksin." ellerini göğüsünde birleştirdi.
"Hoş ben varken seni almaları bir mucize olurda.." Topukluların verdiği sesle yanımda uzaklaşıp durmadan emir veren -nasıl giyeceğimizi vs. söyleyen- müdüre hanımın yanına gitti.Bende her gün yaptığım gibi önü çok fazla geniş olan, camın önüne oturdum.
Buraya geleli 7 yıl olmuştu ve şuanda 17 yaşındaydım.Geçmişim, geleceğimi düşünmemi engelliyordu.Küçük bir kız olarak çok şey yaşamıştım ve artık konuşmuyordum.Yani buraya geldim geleli tek kelime konuşmamıştım.Çoğu engelli olduğumu filan düşünüyodu.ama değildim.
"Pekala, herkes yatağa.Yarın büyük gün olacak bayanlar." ellerini çırpıp yatmamızı emreden müdüre hanıma aldırış etmeden mor babetlerimi ayağıma geçirdim ve beyaz elbisemi çekiştirip odama soğru yol aldım.Odama girer girmez yatağıma uzanıp uyumaya çalıştım.
***
"Liz uyan, hadi...o burada uyanmalısın.." Sarsılmamla gözlerimi aralayıp beni sarsan kişiye baktım.Bu buraya yeni gelen 9 yaşında ki şirin kelly'di.
Kafamı ne var anlamında sağ sola salladım.
"O burada, Müdüre hanım herkesi konuşma odasında bekliyor.Hadi uyan ve hazırlan.Ben şimdi gidiyorum, 5 dakikada orada olmalısın yoksa bayan simpson'nun ne yapacağını biliyorsun" anlamışcasına kafamı sallayıp yatakta oturur biçimine geldim.Kelly bir şey demeden odadan çıktı.Ben ise dolabımı açıp yine beyaz bir elbise ve mor babetlerimi giydim.Kıvırcık saçlarımdan tokayı çıkartıp saldım.Tarak sürme ihtiyacı duymadan elimle gelişi güzel kabarttım.Aynaya son kez bakıp tam çıkacakken kolumda ki kesikleri gördüm.1 Hafta önce kestiğim ve 1 ay önce kestiğim milyonlarca kesik...
Bunları görmemeleri için beyaz bir hırka üzerime geçirip odadan çıktım.
Sohbet odasına girdiğimde bütün gözler bana yöneldi.Justin denilen çocuğun etrafını sarmışlardı ve durmadan onu ne kadar sevdiklerini filan söylüyorlardı.Justin dedikleri çocuğun yüzüne bakmadan dün oturduğum camın önüne yeniden oturdum.Bir kaç saniye sessizlikten sonra herkes konuşmaya devam etti.Ben ise hergün olduğu gibi etrafı izleyip, insanların hayatlarını tahmin etmeye devam ettim.
PATTİE'NIN AĞZINDAN
Justin'in etrafını saran kız ordusuna aldırmadan, hangi kızı evlatlık almaya karar vereceğimizi düşündüm.Bu hem Justin'in kariyerinde güzel bir konum olacak hemde bende yalnız olmayacaktım.
Yanıma gelen Bayan Simpson kızları tanıtmaya filan başladı.Bir yandan eli ile gösteriyor bir yandanda kısaca hayatlarını anlatıyordu.O anlatırken kızlar iyice cilveleşiyor, kendilerini bana beğendittirmeye çabalıyorlardı.Ben ise bundan çok sıkılmıştım.Yani hepsi büyük ihtimalle maske takıyorlardı.Bilirsiniz ÜNLÜ JUSTİN BİEBER'IN ANNESİ, EĞER GÜLÜMSERSEK VE İYİ OLDUĞUMUZU HİSSETTİRİRSEK BİZİ BURADAN KURTARIR VE BİR ÇOK MAL VARLIĞINA SAHİP OLURUZ.HE HEYY BANA BAK, BEN JUSTİNİN ÜVEY KIZ KARDEŞİ!!! gibi...
" Maggy en iyisidir.Annesini ve babasını bir trafik kazasında kaybetmiş, 8 yaşından bellidir burada ve şuanda 17 yaşında.3 ay sonra 18 olacak ve-"
"Peki ya şu kız" gözüm birden camın önünde oturan kıvırcık saçlı, düz ve mükemmel bacaklı, bebeksi yüzü ile dışarıyı seyreden kıza çarpmıştı.Beyaz elbise ve mor babetleriyle sıradan olmasına karşın mükemmel duruyordu.
"Kim Elizabeth'mi?" Şaşırmışcasına sesini yükseltti
"Camın önünde oturan kızın ismi Elizabeth ise, evet." dedim kızı daha çok seyrederken.
"Ama bayan Malette, o kızın psikolojik sorunları var.Yani başınıza bela olur."
"O kızla görüşmek istiyorum." dediklerini umursamadan Justin'e seslendim ve müdürenin odasına doğru yol aldık.
Müdüre ise kızlara bir kaç birşey deyip bize yetişti.Odasına girdiğimizde Justin karşıma oturdu ve ben konuşmaya başladım.
" Elizabeth? O kız nasıl birisi?" gözlerimi kısıp müdüre hanımı dinlemeye başladım.
"Pekala Bayan Ma-"
"Ne? Ne yani birisini seçmişmiydin anne? Seçtin mi? Nasıl yaparsın anne? Be-"
"Seçtim.Lütfen sus Justin." Müdüre hanımın devam etmesi için ona dönüp kafamı salladım.
"Pekala, Elizabeth'in babası Texas'lı, annesi ise Alaska.Annesi Elizabeth'in doğumunda ölmüş.Babası ise o 6 yaşındayken ölmüş.Ardında amcası ve yengesiyle birlikte kalmaya başlamış.Sonra yengesi Amcasını öldürmüş.Bu konu hakkında pek birşey söylemediler.10 yaşında buraya geldi.Şuanda 17 yaşında ve geldi geleli tek kelime etmedi.Doktorlar isteyerek konuşmadığını söyledi.Bir tür yemin filan sanırım.Hayatı hakkında bu kadarını biliyoruz çünkü hapishanedeki yengesinden başka hiçbir akrabası ortalıkta yok."
"Ah çok iyi, sır dolu bir kızla yaşayacağım." Justin'e bu sözlerinden sonra bakıp göz devirdim.
"Pekala onu buraya çağırabilir misiniz?" müdüre hanım evet dercesine kafasını sallayıp yanındaki telefona bir kaç numara tuşlayıp kulağına götürdü.
" Elizabeth'i odama getir.Evet onu.Tamam.Acele edin." telefonu kapatıp bize gülümsedi.Gözlerimi müdüre hanımdan çekip Justin'e çevirdim.Telefonuyla oynuyordu.Ayağımı onun ayağına vurdum bana bakıp ağzıyla 'Ne?' diye fısıldadı.Sıkılmışa benziyordu.Ona tam birşey söyleyecekken kapı çalındı ve içeri isminin Elizabeth olduğunu öğrendiğim kız girdi.Girdiğinde ilk müdüre hanıma sonra bana ve ardından Justin'e baktı.
"Evet, Bayan Simpson.Kararımızı verdik.Elizabeth'i evlatlık alıyoruz.Değil mi Justin? Justin?" Justin kıza bakarken dona kalmış bir halde kafasını sallıyordu.
"E-e ıhmm Evet annecim." Kafasını kızdan çevirdi ve telefonuna yeniden gömüldü.
"Pekala Elizabeth hazırlan, 2 saat sonra buradan ayrılıyorsun.."