13.BÖLÜM
Şimdi, bana onların burada ne aradıklarını veya ikisinin ne aradıklarını sormayın.Bilmiyorum ve emin olun Selena'nın eli Sam'in elinin üzerine gelirken, bunun nedenini düşünmemi beklemeyin benden.
"Bu-buradan gidelim." ayağa fırladım.Justin anlamsızca baktı.Hala fark etmemiş olmasına şaşırmıştım.
"Neden? Beğenmedin mi yoksa?" endişe ile bana baktı.
"Selena ve Sam.." onların olduğu tarafa bakıp yeniden başımı Justin'e çevirdim. "Onlar burada Justin.." Justin, birz önce ki baktığım yere yani Sam ile Selena'ya baktı.Aniden ayağa kalktı ve onların yanına gitti.Koşar adımlarla Justin'in yanına gittim.Kolundan tutmaya çalışsamda, gücüm yetmiyordu.Kısa sürede onların masasına vardığımız da, Sam elini Selena'nın elinin altından çekti ve bize döndü.
"Ju-Justin?" Kekeleyen ve yakalanmış gibi görünen Sam'e bir kahkaha patlatırdım ama Hayır, bunu yapmayacaktım.
"Sen." Justin yine dişleri arasında konuşuyordu.Tanrı aşkına neler oluyordu? Neden Selena'yı kıskanıyordu?
"Sen.Onunla." Selena'yı işaret etti. "Eski sevgilimle.burada.ne.arıyorsun?!" bağırmamak için kendini zor tutuyor gibiydi.
"Biz sadece.." Selena'ya baktı.Selena amacına ulaşır gibi sırıtıyordu.
"Justin, gidelim.Hadi, lütfen." Justin'i çekiştirim ama o gitmemekte ısrarcıydı.
"Cevabını bekliyorum SAM!" Sam ne söyleyeceğini düşünürken, lafa Selena atladı.
"Biz, Sam ile çıkıyoruz.Hemde 2 aydır." Justin'in ve benim açılmış fal taşı gibi gözlerimize karşılık olarak iki mutlu çift vardı.Tanrı aşkına neler oluyordu burada?
"NE?! YA-YANİ, BENİ BU Pİ-"
"Evet, Justin.Seni Sam ile aldattım." Selena sırıtmasını devam ettirirken, Justin masayı eliyle kaldırıp devirdi.Ona durmasını defalarca söyledim ama beni dinlemiyordu.
Masayı devirdikten sonra Sam ve Selena ayağa kalkmıştı.Tam bu sırada Justin durmaksızın Sam'e bir yumruk vurmuştu.Sam, yere yığılırken Justin'i tuttum.Justin, yere ya da Sam'in yüzüne güzelce tükürürken onu çekiştirip kapıya çıkarttım.Magazincilere aldırmadan arabaya bindik.Justin, hızla arabayı çalıştırırken ıssız bir yerde durdu.
"Lanet, lanet PİÇ!" bağırırken direksyona vuruyordu.
"Justin, sakin ol." onu tutmaya çalışırken, kolumu itti.
"Olamam Liz anlıyomusun? Olamam! Ben, Justin Bieber'ım! Ben aldatılamam! Ben aldatılamam.Lanet şey," kapıyı açtı ve çıktı.Bende onu taklit edercesine çıktım.
"Ben o piç ile aldatılacak, sıradan insan değilim!" ona baktım.Oldukça sinirli ve sitresli görünüyordu.
"Ama aldatıldın Justin.Hemde sıradan insan gibi." bana sinirle baktı. "Sende onu aldattın.Hemde kız kardeşinle.." bana anlamsızca baktı.
"İkisi aynı değil Elizabeth" ellerini saçlarından ayırıp bana baktı.
"İkiside aynı Justin, daha kötüsü." gözümden akan yaşa aldırış etmeden ona baktım.
"Kendimi aptal gibi hissediyorum.Beni sevmiyorsun, beni kullandın." göz yaşlarıma hakim olamıyordum.
"Eliabeth, hayır ben..ben seni seviyorum.." bana yaklaştı.Elini çeneme yine koydu.Yine yüzümü kaldırıcak ve yine öpecekti.Yine beni hakimiyet altına alacaktı.Yine.
"Yapma!" geri geri gidip ona baktım. "Şu lanet şeyi yapma!" hıçkırıklarım devam ederken konuşmaya çabaladım. "Beni kullandın Justin, Selena'nın hıncını almak için beni kullandın." geri geri gidip arabaya bindim.Yine lanet arabaya.Yine onun evine gidecektim.Yine evde ikimiz olacaktık.Yine onlara mecburdum.yine ve yine..