STAN
19.BÖLÜM
HATIRLATMA
Evet, bu o elbiseydi.Dün gece onun için bıraktığım, seksi kırmızı elbise.Bana yollamıştı, sırf üzülmeyeyim diye.Şimdi ne yapmalıydım? Juzzy'i yemeli mi? yoksa onu DÜZMELİMİ?
Elbiseyi elim ile kaldırırken, ağzım bir karış açıktı.Bu tür şeylere alışık olmadığım da burdan belliydi zaten.Benim üzülmemem için bu elbiseyi almıştı, kendisi istemediği halde.Bu bir ilişkide önemli birşeymiydi bilinmez ama benim için mükemmel bir şey olduğuna yemin edebilirim.
Hızla elbiseyi bırakıp, Justin'in odasından telefonumu alıp onu aradım.Bir iki çalıştan sonra açtı.
"Hayatım?" sesi sakin ve hiçbirşey yapmamış gibi geliyordu.
"Tanrım, Justin sen...sen mükemmelsin." heyecandan konuşamazken kıkırdadı.Ben ise odadan çıkıp, merdivenlerden inmeye başladım.
"Demek ki elbiseyi gördün." Sevecen bir sesle yanıt verirken, daha fazla bağırıp çığlık atmak istedim.Hayatımda ilk defa birisi bana değer veriyordu, ilk defa üzülmeyeyim diye çabalıyordu.İlk defa..
"Tanrım, seni seviyorum, seni seviyorum, seni çok seviyorum, Justin...Sen-"
"Pekala, anladım.Beni seviyorsun, bunu görsel olarak gösterirsen daha minnettar olurum sevgilim.Bu arada, bende seni seviyorum." merdivenleri indiğime şükürler getirirken, elbiseyi elime aldım.
"Gayet tabi," derin bir iç çektiğimde, zilin çaldığını duydum."Zil çaldı canım, sanırım saçımı yapmak için geldiler.Akşam'a görüşürüz.Seni seviyorum." kapıya ilerlerken, Justin'in cevabını bekledim.
"Pekala iyi şanslar, bende seni seviyorum bitanem." telefonu kapatıp ilk bulduğum yere koydum ve kapıyı açtım.Gelenler Kenny ve bir kaç gay tipli adamdı.Aslında bakarsanız şu saçları kalkık adam ve dövmele olan adam biraz erkek gibiydi ama diğerleri, Tanrım resmen yürürken kıvırtıyorlardı.
"Me-merhaba.." diye mırıldanırken, 'gelin' demeden içeri dalmışlardı.Arkalarında ki Kenny'e bakarken, 'Ne yapıyım?' dercesine omuz silkmişti.Bu haline sırıtırken, o arkasını dönmüş ilerlemiş bende kapıyı kapatıp adamlara bakmıştım.Onlar ise çoktan eşyalarını yerleştirmiş, malzemelerini çıkartıyordu.
"Şey biraz erken gelmediniz mi?" gözlerimi kısıp onlara bakarken, biraz daha erkeksi olan adam bana bakıp gülümsemiş ve ardından elinde ki tarak benzeri şeyleri bırakıp karşıma gelmişti.
"Farkındayız ama bay Bieber böyle istedi." Saçlarıma elini atarken, nasılda cansız olduklarına bakıyordu.Yani umut ediyorum öyledir.
"Aman tanrım..." bu sesi duymamızla, gay tipli adama kafamızı çevirdik.Oldukça kelimeleri gevelemiş ve yavaş söylemişti. "Bu elbise oldukça Seksi." elleri ile kaldırdığı elbiseye hayranlıkla bakarken, benimle konuşmaya başladı.
"Gece bu elbiseyi mi giyeceksin?" Gözlerinden hala elbisemi çekmeyişine kıkırdarken, "Evet" diye mırıldandım.
"Tanrım.." iç çekti.Tam bu sırada daha erkeksi olan adam, hırıltıyla birlikte homurdanırken karşımdan çekilip eski yerine geçti.
"Pekala, ben bir duş alıp gelsem iyi olacak." omuz silkip, merdivenlere ilerlerken, yalnızca 'Tamam' gibi fısıltılarını duymuştum...
***
"Ah, tatlım son dokunuşlar, lütfen kıpırdatma şu gözlerini.." homurdanarak 'Tamam' derken, yanımda olduğunu hissettiğim genç adam güldü.Aptalmıydı? Yoksa doğuştanmı öyleydi bilinmez ama gülerken bir domuzu andırdığı kesindi.