Flashback"Alo?"
Taehyung telefondan ses gelmesini bekledi bir süre. Haftada en az iki kez arayıp ses vermeden kapatan kişi onu aramaya başlayalı yaklaşık 2 ay oluyordu.
Fakat Taehyung bu durumdan rahatsız olmuyor, işinden vakit kaldığı kadarıyla telefonu açmaya özen gösteriyordu.
Bu kişinin 'o' olma ihtimali Taehyung'u mutlu etmeye yetiyordu çünkü.
"Joohyun..."
Telefonun ucundaki kişi Taehyung'un seslenişine cevap vermemeyi tercih etti, yine.
Sonunda arkadan Taehyung'un tanımadığı bir kız sesi duyulduğunda, aniden telefon yüzüne kapandı.
Taehyung çoktan kapatılmış olan telefona bakıp iç geçirdi.
Belki de arayan beklediği kişi değildi.
Belkide sadece kendini kandırıyordu.
*Flashback son*
1 yıl
Amerika'da yaşamaya başlayalı 1 yıl olmuştu ve bu 1 yıl içinde hayatımda değişen bu kadar çok şeyin olmasını düşünmek dahi yorulmama sebep oluyordu.
Kendi kariyerimi bitirdiğim o günden sonra Kore'de kalmam, yaşananları tekrar tekrar hatırlamama sebep olacağından, başka bir ülkeye gitmenin benim için en iyisi olacağına karar vermiştim.
Çünkü insanların nefretleri, artık katlanılamaz boyuta ulaşmıştı.
Amerikada geçirdiğim bu 1 yılda Taehyung'a dair hiçbir haber alamadım. Onu görmeye hazır mıydım, buna bile emin değilken içimde oluşan onu görme isteğimi bastırmak benim için çok zordu.
En azından, birkaç saniye de olsa sesini duymak için birçok şeyimi feda edebilirdim.
Gururumun yenik düşüp telefonumu onu aramak için elimi aldığım zamanlarda içimdeki tereddütlerle boğuşarak dinliyordum telefonun çalış sesini. Ancak genel olarak telefonda duyduğum tek ses o lanet kadın sesi oluyordu.
Birkaç kez amacıma ulaşmış, telefonun ucundan onun sesini duymuştum da. Ve o an, dünyada zaman kavramı adına hiçbir şey kalmamıştı sanki. Sadece ben, ve onun aylar sonra duyduğum sesi vardı...
Fakat ona ulaştığım zamanda dahi sesimi duyuramadım. Her seferinde yorgun gelen sesine karşılık hiçbir şey söyleyemeden kapatıyordum telefonu.
Ne söyleyebilirdim ki ?
Ona beni bir kez dahi aramadığı için, beni bu haldeyken yalnız bıraktığı için kızgındım fakat tüm bunlar onu deli gibi özlediğim gerçeğini değiştirmiyordu.
Yeniden gözlerime hücum eden gözyaşlarım, önümdeki sayfaya düşerek sayfadaki izini oluştururken, son satırlarımı yazarak günlüğümü kapattım.
Umarım ikimizden biri iyidir
Umarım iyisindir Taehyung
Çünkü ben sensiz hiç iyi değilim.
"Bae Joohyun, daha kaç saat o odada durmayı düşünüyorsun? Hadi ama, geç kalacağız."
Wendy'nin bağırışlarıyla odanın kilitli olan kapısını açtığımda, karşımda çoktan hazırlanmış bir Wendy bulmuştum.